5. Hukuk Dairesi 2013/2606 E. , 2013/9950 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacıların dava konusu taşınmazı ...İcra Müdürlüğü’nün 2009/12560 esas sayılı dosyasında yapılan ihale sonucunda satın aldığı, ihaleye esas belgelerin tamamında taşınmazın yüzölçümünün 863,15 m2 olarak gösterildiği, oysa taşınmazın gerçek yüzölçümünün 469,60 m2 olduğu, 04.10.2006 tarih ve 10709 yevmiye nolu tevhit işleminin tescili yapılırken, sehven ada ve parsel numaralarının yüzölçüm olarak yazıldığı, bu hususun ise davacılara yapılan satıştan sonra düzeltildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
1- Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle TMK.nun 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir.
TMK.nun 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazinenin olup, ... ile...Tapu Sicil Müdürlüğünün davalı sıfatı yoktur. Davacıların amacı, Devlet tüzel kişiliğini dava etmek olup, davalarını yanlış idareye yöneltmeleri, hasımda değil, temsilcide yanılmadır.
Bu durumda, davacılara ...’yi davaya dahil etmeleri için süre verilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu karar verilmesi,
2- Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğinde olup, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Bilirkişi raporlarında bu yönteme uyulmadan değer biçilmiştir. Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre taşınmazın m2 birim bedelinin tespiti ile fazla gösterilen 393,55 m2"lik bölüm bedelinin belirlenmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.