Esas No: 2022/381
Karar No: 2022/2462
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/381 Esas 2022/2462 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/381 E. , 2022/2462 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ANKARA 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen muarazanın meni davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 15.09.2018 tarihinde kiraladığı iş yerinde pizza üretimi ve satışı faaliyetine başladığını, kiralanan adresin kendisinden önce de pizzacı olarak üçüncü kişilerce işletildiğini, 20.09.2018 tarihinde davalı şirkete başvurarak elektrik aboneliğini yaptırdığını, 1 yılı aşkın süredir faturalarını ödediğini, 23.10.2019 tarihinde davalı şirket görevlileri tarafından elektriğinin kesildiğini, elektriğinin kesilme gerekçesi olarak da iş yerinin daha öncedeki kiracısı olan ...'ın borcu olduğunun, kendisinin ve bu kişiyle akraba olması nedeni ile borçtan sorumlu olduğunun belirtildiğini, oysa davalı tarafa borcu olmadığını ileri sürerek, davalı şirket tarafından yaratılan muarazanın men'i ile elektriğinin tekrar açılmasını talep etmiştir.
Davalı; davacının muvazaalı işlem ile borçtan kurtulmaya çalıştığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; önceki kiracının borçları nedeniyle davacıya ait iş yerinin elektriğinin kesilemeyeceği, davalı ile yaptığı sözleşmenin gereklerini yerine getiren davacının üçüncü kişinin borçlarından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacıya ait iş yerinin kesilen elektriğinin davalı tarafça tekrar bağlanması yönünde işlem tesisine, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmelik'inin "Zamanında ödenmeyen borçlar" başlıklı 24.maddesinde; "Zamanında ödenmeyen borçların tahsiline ilişkin hususlar; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında düzenlenir...Aynı kullanım yerine ait başka müşterilerin önceki dönemlere ilişkin tüketimlerinden kaynaklanan borçları, yeni müşterinin üstlenmesi talep edilemez."hükmü uyarınca mahkemece kurulan hükümde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; önceki abonenin borçlarından sorumlu tutulmasına dair kararın hukuka aykırı olduğunu iddia etmiş, davalı ise; gerek davacının başvurusuna verdiği cevabı yazısında, gerekse de yargılama sırasında davacının işlemlerinin borçtan kurtulmak amacı ile muvazaalı olduğunu ileri sürmüştür.
Muvazaa, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı yasanın 19.maddesinde düzenlenmiş olup, yasa metninde “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradelerinin esas alınacağı” belirtilmiştir. Buna göre; muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilecektirler.
Yukarıda yazılı yasal hüküm uyarınca; davalı, dava konusu iş yerinde kullanılan elektrik hizmet bedelinin ve kaçak tahakkuk bedellerinin ödenmemiş olması nedeniyle alacağının bulunduğunu ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla davacı ile önceki abone arasında danışıklı bir işlem yapıldığını, kendisinin zararlandırılmak istendiğini savunabilecektir.
Somut olayda; davacının aboneliğinin devamını istediği yer için davalı şirket tarafından davacının ağabeyi ... ve onun işlettiği iş yeri adına kaçak elektrik kullanım tutanakları düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Dairemiz ve Hukuk Genel Kurulunca benimsenen ilkeler gereği, kural olarak sonraki abonelikten, önceki abonenin borcunun ödenmesi talep edilemez ise de; dosyadaki bilgi, belge ve kayıtlar davacı ile davalı şirket borçlusu arasındaki fiili ve hukuki bağı ortaya koyacak yeterlilikte değildir.
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince; yukarıda belirlenen deliller değerlendirilmek ve özellikle borç tahakkuk dönemi, bu dönemde fiili kullanıcı ve bu kişi ile davacı arasındaki bağ açısından araştırma yapılarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.