Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3861
Karar No: 2020/4695
Karar Tarihi: 08.09.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/3861 Esas 2020/4695 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/3861 E.  ,  2020/4695 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.09.2001 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesinin verilmesi talebi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili, kök muris ... ... ...’e ait İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1995/1307 Esas, 1998/505 Karar sayılı mirasçılık belgesinde, murisin eşi ...’na düşen miras hissesinin ... kızı ... (... ...)’nun mirasçılarının tespit edilememesi sebebiyle Maliye Hazinesine verildiğini, İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1999/1163 Esas, 2000/781 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre ... kızı ... (... ...)’nun mirasçılarının kendilerinin olduğunu, bu sebeple maliye Hazinesine miras payı verilmesinin doğru olmadığını belirterek, kök muris ... ... ...’e ait İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1995/1307 Esas, 1998/505 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaliye yeni mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde, davanın hukuki dayanaktan ve mesnetten yoksun olduğunu, Hazinenin mirasçılığına karar verilen mirasçılık belgesinin doğru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme ilk olarak davanın kabulüne, İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1995/1307 Esas, 1998/505 Karar sayılı mirasçılık belgesinde Hazineye verilen arazide 61440, emlakta 1843200 oranındaki payların iptaliyle iptal edilen bu payların bilirkişi raporunda belirtildiği gibi murisin eşi ... kızı ... (... ...)’nun mirasçılarına verilmesine karar verilmiştir. Davalı ... Hazinesi vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07.05.2003 tarihli, 2003/5744-6721 E. K. sayılı ilamında mirasçılık belgesinin iptali davasının belgede mirasçı olarak gösterilen tüm mirasçılara yöneltilmesi gerektiği, eksik hasımla yargılamaya devam edilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1995/1307 Esas, 1998/505 Karar sayılı mirasçılık belgesinde Hazineye verilen arazide 61440, emlakta 1843200 oranındaki payların iptaliyle iptal edilen bu payların murisin eşi ... kızı ... (... ...)’nun mirasçılarına verilmesine karar verilmiştir. Davalı ... Hazinesi vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 01.04.2010 tarihli, 2010/671-1835 E. K. sayılı ilamında; “Mirasçılar ve miras payları belirlenirken miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümleri uygulanması gerekirken Feraiz ve İntikal Kanunu kurallarına göre mirasçılık belgesi düzenlenmesi doğru olmadığı gibi iptali istenen mirasçılık belgesinin bir kısmının iptali ile iptal edilen paya yönelik yeniden mirasçıların tespiti de yanlış olmuştur.” Denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda kök muris ... ... ...’in mirası ölüm tarihi itibariyle uygulanması gereken feraiz hükümlerine göre; (Arazide:5.160.960) pay,(Emlakde:6.451.200) pay kabul edilerek mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü davalı ... Hazinesi vekili temyiz etmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK"nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma ilkesi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
    Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekismesiz yargıda re"sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
    Mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumlarının etkilenmesi sözkonusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüş ise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılamadan sonra ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yönlendirilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi, hükmün de mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    6100 sayılı HMK’nun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
    Aynı yasanın  “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
    Somut olayda, mahkemece bozma ilamlarına uyulmasına rağmen gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. İptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen ... veya mirasçılarının davada taraf olmadıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca davalılardan ...’nun 06.07.2007’de öldüğü, mirasçısı olan eşi ...’nun ise 22.06.2017’de öldüğü, ...’nun mirasçı olarak ...’ndan olan çocuklarından başka ikinci eşi ...’nu bıraktığı, ...’nun davada taraf olarak yer almasının sağlanmadığı gibi, ilgiliye gerekçeli kararın da tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Yine davalı ...’ın 31.05.2007’de öldüğü, mirasçısı olan eşi ...’ın ise 13.02.2008’de öldüğü, ...’ın mirasçı olarak ...’dan olan çocuklarından başka ikinci eşi...’ı bıraktığı, ...ın davada taraf olarak yer almasının sağlanmadığı gibi, ilgiliye gerekçeli kararın da tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. 08.09.2013’te ölen davalı ...’un, 26.03.2014’te ölen ... ...’in, 07.01.2005’te ölen ...’un, 13.01.1986’da vefat eden ...’un, 11.12.2015’te vefat eden ...’in, 09.03.1984’te ölen ...’ın, 12.02.2012’de ölen ...’ın, 31.12.2003’te ölen ...’un, 18.09.2001’de ölen ...’nın ve 07.02.2005’te ölen ...’nın mirasçıları davaya dahil edilmeden davaya devam edilip gerekçeli kararın mirasçılara tebliğ edilmesi de doğru değildir. Gerekçeli kararda davalı olarak 17. sırada gösterilen ...’nın, kök murisin kardeşi ...’dan olma yeğeni ... olup olmadığı da anlaşılamamaktadır. UYAP’tan alınan nüfus kaydına göre ...’nın 10.10.1972’de evli ve çocuklu öldüğü görülmektedir. Mahkemece gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra ...’nın, kök murisin kardeşi ...’dan olma yeğeni ... olduğunun anlaşılması halinde mirasçılarının tespit edilip davaya dahil edilmesi gerekir. Mahkemece karar tarihinden sonra 08.07.2019’da ölen ...’in, 06.01.2017’de ölen ... (...)’ın, 12.01.2017’de ölen ...’un, 03.02.2018’de ölen ...’nın, 07.02.2020’de ölen ...’in, 07.11.2016"da ölen ...’nın mirasçılarının da davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekir. Taraf koşulu gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmeli, taraflardan varsa başkaca da delilleri de sorulup saptanmalı, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de, 22.12.2015 tarihli son celsede “davanın kabulü ile mahkememizin 1995/1307 Esas 1998/1505 Karar sayılı ilamı iptali ile kök muris ... ... ..."in verasetinin subutuna” şeklinde kısa karar verilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda mahkemece anılan mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmeden kök muris ... ... ...’in mirası ölüm tarihi itibariyle uygulanması gereken feraiz hükümlerine göre; (Arazide:5.160.960) pay,(Emlakde:6.451.200) pay kabul edilerek mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi. Başkan

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi