Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7354
Karar No: 2022/2510
Karar Tarihi: 21.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7354 Esas 2022/2510 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/7354 E.  ,  2022/2510 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı asıl davada; davalının kendisini vekaletname ile yetkilendirdiğini, Serik 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/199 Esas ve 2013/287 Esas sayılı, Serik 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/383 Esas ve 2008/617 Esas sayılı, Serik 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/524 Esas ve 2009/228 Esas sayılı dosyalarında vekilliğini üstlendiği davalının kendisini haksız olarak azlettiğini, doğmuş hak ve alacaklarını tahsil etmesini önleyerek kendisini haksız şekilde zarara uğrattığını, dosyalar için yaptığı masrafların kendisine ödenmediğini iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 100 TL masraf alacağının ve haksız azil nedeniyle ücretin tamamına hak kazandığından davalı adına takip ettiği davalar sebebiyle doğmuş akdi ve karşı yan vekalet ücretinin azil tarihi tarihine göre tespiti şimdilik 4.900 TL vekalet ücretinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davacı birleşen davada; davalının davacı sıfatına haiz olduğu Serik Kadastro Mahkemesinin 2010/91 Esas sayılı dosyası ve aynı dosya ile birleştirilmesine karar verilen 2010/176 E. sayılı dava vekilliğini üstlendiğini dava dosyaları için masraf yaptığını, haksız azledilmesi sebebiyle tam ücrete hak kazandığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, masraf alacağı olarak 10TL'nin ve azil tarihi itibariyle hak ettiği akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tespiti ile şimdilik 2.400 TL'nin yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davaların reddini istemiştir.
    Mahkemece; davaya bakmaya yetkili mahkemenin Antalya mahkemeleri olduğu gerekçesiyle verilen yetkisizlik kararı, davacının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06/12/2016 tarihli ve 2016/15821 E. 2016/22854 K. sayılı kararıyla, mahkemenin yetkili olduğu ve işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; vekalet alacağına konu dosyalarda davacı avukatın görevi kötüye kullanma niteliğinde bir fiilinin yahut ihmalinin olmadığı, davalının davacı hakkında şikayetçi olduğu soruşturma dosyası yahut ceza davası bulunmadığı gibi bu yönde bir savunmasının da olmadığı, azlin haklı olduğuna dair delil sunulmadığı, haksız azledilen davacının vekalet ücretlerine hak kazandığı, görev yapılan ve davalı yönünden zorunlu dava arkadaşlığı bulunulan dosyalarda davacının davalıdan olan alacağının vekili olduğu kişi sayısına bölünerek bulunması gerektiği, bu doğrultuda alınan ek bilirkişi raporundaki hesaplamanın hüküm kurmaya elverişli bulunduğu gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, asıl davada 1.953 TL vekalet ücreti alacağı ile 45,71 TL masraf alacağınn, birleşen davada 2.020 TL vekalet alacağı ile 61,63 TL masraf alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Asıl ve birleşen dava, vekalet ücreti ile masraf alacağının tahsili talebine ilişkindir.
    Avukatın, vekil olarak borçları Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 505. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Vekil, müvekkiline karşı vekalet görevini sadakat ve özenle ifa etmekle yükümlü olup sadakat borcu gereği müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. “Özen borcu” ile ilgili 1136 Avukatlık Kanunu'nun 34. maddesinde mevcut olan; “Avukatlar, görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, TBK’da düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilin vekilini azli haklıdır. Avukatlık Kanunu'nun 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azlin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil, avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre de haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil edilen avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
    Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinin dördüncü fıkrasında; “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarının incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
    Somut olayda; davacı, haksız azle dayalı olarak akdi vekalet ücreti ve karşı yan vekalet ücretinin tahsilini istemiş, davalı tarafça azlin haklı nedene dayandığı ispatlanamamıştır. Taraflar arasında akdedilmiş ücret sözleşmesi bulunmadığı dikkate alındığında, davacının vekalet ücreti alacağının Avukatlık Kanunu'nun 164/4 maddesi doğrultusunda hesaplanması gerekmektedir.
    Hal böyle olunca mahkemece; haksız azil sebebiyle vekilin tam ücrete hak kazanacağı gözetilerek, Avukatlık Kanunu'nun 164/4 maddesi uyarınca davacının davalının vekili olarak taraf olduğu davalarda payına düşen (menfaat) dava değeri üzerinden vekalet ücreti hesaplanması gerekirken, tüm dava değeri üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin davadaki taraf sayısına bölünmesi suretiyle belirlenen bedelin vekalet ücreti alacağı olarak kabul edilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428. maddesi gereğince hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi