Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/7492 Esas 2013/7586 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7492
Karar No: 2013/7586
Karar Tarihi: 01.07.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/7492 Esas 2013/7586 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, Arpalık Köyü'nde bulunan bir taşınmaz üzerindeki payların pay satışı, ifraz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleriyle tespit edilmesiyle ilgili bir davadan bahsediyor. Taşınmazın tamamı 345.600 pay kabul edilerek, davacıların tapu kaydına dayanarak açtığı davanın kesin süre nedeniyle reddedilmesine ve müdahilin dava talebinin esastan reddine karar verilmiş. Ancak mahkeme, dava konusu taşınmazın bağışlanıp bağışlanmadığı konusunda yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle, müdahil ve davalıya yeniden delilleri toplama talimatı vermiş ve taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili 3402 sayılı Yasa'nın 13/B-a ve b maddeleri hakkında açıklamalar yapmıştır. Bu maddeler, tapulu taşınmazların kamu yararı için kullanımına ilişkin hükümleri içerir. Mahkeme, bağışlama konusunda doğru bir sonuç elde etmek için müdahil ve davalıdan gerekli delillerin toplanmasını ve mahallinde yapılacak keşifte, taşınmazın bağışlanıp bağışlanmadığı, zilyetliğin kim tarafından hangi sıfatla sürdürüldüğü gibi konuların sorulmasını istemiştir.
16. Hukuk Dairesi         2013/7492 E.  ,  2013/7586 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında, Arpalık Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 6 parsel sayılı 17.702,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, pay satışı, ifraz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleriyle; tamamı 345.600 pay kabul edilerek, 337.488 payı davalı ... adına, 8.112 payı ise; iştirak halinde dava dışı ... ve arkadaşları adlarına tespit edilmiştir. Davacılar, tapu kaydına dayanarak dava açmışlardır. Müdahil ... da tapu kaydına dayanarak, davalı kızı ... payının iptali ile adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıların davasının kesin süre nedeniyle reddine, müdahil ...’nın davasının esastan reddine, çekişmeli 116 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, müdahil tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında, tespit bilirkişileri huzurunda müdahil tarafından davalıya bağışlandığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli olmadığı gibi, değerlendirme de usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davaya konu taşınmazın tespit sırasında uygulanan ve müdahilin paydaş olduğu tapu kaydının kapsamında kaldığı, ayrıca; tapunun kayden hukuki değerini koruduğu konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; bağışlandığı kabul edilen taşınmaz üzerinde davalı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 13/B-a,b maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır. Öncesi tapulu olan davaya konu taşınmazda, müdahilin tespit sırasında kadastro teknisyeni huzurunda alınmış yazılı muvafakati veya 13/son maddesinde sayılan belgelerden biri ibraz edilmediğine göre, 3402 sayılı Yasa"nın 13/B-a maddesindeki koşulun gerçekleştiğinden söz edilemez. Ancak; tespit sırasında, davaya konu taşınmazın 1995 yılında müdahil tarafından davalıya bağışlandığı belirtilmesine karşılık, mahkemece bu konuda yapılan araştırma ve inceleme, davalı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 13/B-b maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitine imkan vermemektedir. Bu konuda ispat külfeti davalıya ait olup; davalı tarafından, bağışlamanın gerçekleştiğinin ve bağışlama tarihinden tespit gününe kadar en az 10 yıl boyunca zilyetliğin sürdürüldüğünün kanıtlanması zorunludur. Bu nedenle doğru sonuca ulaşılabilmek için mahkemece; müdahil ve davalıya yeniden delilleri sorulup toplanmalı, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yapılacak keşifte, mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarına; taşınmazın müdahil tarafından bağışlanıp bağışlanmadığı, bağışlanmış ise hangi tarihte bağışlandığı, zilyetliğin ne zaman devredildiği ve kim tarafından hangi sıfatla sürdürüldüğü hususları sorulup tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek, bağışlamadan tespit tarihe kadar 3402 sayılı Yasa"nın 13/B-b maddesinde öngörülen en az 10 yıl zilyet olma şartının davalı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, müdahilin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın talep halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.