21. Hukuk Dairesi 2014/144 E. , 2014/28098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, 09/03/1981 tarihinden itibaren ... Bağ-Kur"lu olduğunun ve bu tarih itibariyle Bağ-Kur mükellefi olduğuna tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava, davacının 09/03/1981 tarihinden itibaren fiili ... olduğu ve bu tarih itibariyle Bağ Kur mükellefi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 20/04/1982 tarihi itibariyle Bağ-Kur mükellefi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 09/03/1981-31/12/1983, 07/04/1988- 25/10/1988 ve 01/01/1988-31/12/1990 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, 10/09/1981-01/04/2009 tarihleri arasında ... Ticaret ve Sanayi Odası"na kaydının bulunduğu, davacının sunduğu 23/05/2011 tarihli kurum yazısına göre, davacının 10/10/2000 tarihinde ... il müdürlüğüne müracaat ederek tescil talebinde bulunmasından dolayı, 619 sayılı KHK" ya istinaden tescilinin 04/10/2000 tarihi itibariyle başlatıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının 4.10.2000 tarihinden önce zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabulüne yasaca olanak bulunup bulunmadığı noktasında toplanmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için sigortalılık niteliğini taşıdıkları halde Bağ-Kur’a kayıt ve tescil yaptırmamış olanlar hakkında Bağ-Kur Kanununda öngörülen düzenlemelerin irdelenmesi gerekmektedir.
Her uyuşmazlığın, dayandığı işlem veya olayların meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekeceği ilkesinden hareketle yasal koşulların ayrı ayrı ele alınarak Bağ Kur"luluk statüsünün ortaya konması gerekir.
1479 sayılı Kanun" un geçici 13. maddesinde, tescilleri yapılmamış ancak sigortalılık niteliğini taşıyanlar yönünden yasanın tanıdığı hak ve mükellefiyetlerin 2654 sayılı kanunun yürürlük tarihi olan 20.4.1982 tarihinden başlatılacağı öngörülmüştür. 619 sayılı KHK’nin geçici 1. maddesi hükmünde ise “bu kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu kanun hükmünde kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri bu Kanun Hükmünde Kararnamenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar. Ancak, 1479 sayılı Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olmak kaydıyla, 20.4.1982 tarihinden bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgeleyen sigortalıların, vergiye kayıtlı bulundukları süreler, bu süreye ilişkin primleri, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağı prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” denilmekte olup, 4.10.2000 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 8.8.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca 619 sayılı KHK. tüm hükümleriyle iptal edilmiştir.
4956 sayılı Kanunun 47. maddesiyle, Bağ-Kur Kanununa eklenen Geçici 18. madde de “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 4.10.2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49 uncu ve ek 15 inci maddelere göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” hükmünü amirdir.
Tüm bu düzenlemelerde ortak nokta, tescilin belirtilen tarihlerden sonra yapılmasına karşın, Kanunda tanınan süreler içinde borçlanma hakkının kullanılabilecek olmasıdır. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilmiş olan 619 sayılı KHK, borçlanma hakkı için bir süre de öngörmemiştir. Anılan hükümle belirtilen şartları yerine getiren kişiler maddede belirtilen sürelere ilişkin prim tutarlarını ödeyerek o döneme ilişkin süreleri sigortalı saydırabileceklerdir. Anılan düzenleme ile borçlanma hakkı, 4.10.2000 tarihinden sonra zorunlu sigortalı olarak Bağ-Kur’a tescil edilmiş olanlardan, daha önce vergi kaydı bulunanlara tanınmıştır.
Kanunda, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başlaması için öngörülen tarihlerden itibaren, borçlanma hakkı belirtilen bu süreler dahilinde kullanılmalıdır. Bu süreler içinde borçlanma hakkının kullanılmaması halinde ise, sonrasında Bağ-Kur sigortalılığının tespitine olanak bulunmamaktadır. Bilindiği gibi, 1479 sayılı Kanunda 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun hizmet tespitine ilişkin 79/10. maddesine koşut bir düzenleme bulunmamaktadır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için ... sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya ... sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüştür.
Somut olay yukarıdaki yasal düzenlemelere göre irdelendiğinde; davacının 09/03/1981-31/12/1983, 07/04/1988-25/10/1988 ve 01/01/1988-31/12/1990 tarihleri arasında vergi kaydının, 10/09/1981- 01/04/2009 tarihleri arasında oda kaydının bulunduğu, davacının 1479 sayılı kanunun 2654 sayılı Kanun ile değişik 24. maddesine göre vergi kaydının bulunduğu 20/04/1982-31/12/1983 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olması gerektiği, 1479 sayılı kanunun 24. maddesinde değişiklik yapan 3165 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 22/03/1985 tarihinde de oda kaydına göre sigortalılığının yeniden başlaması gerektiği, buna rağmen mahkemece davacının 20/04/1982 tarihinden itibaren kesintisiz Bağ-Kur sigortalısı kabul ediliği görülmüştür.
Davacının vergi kaydının olmadığı 01/01/1984-2103/1985 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"un 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 2. fıkrasının tümüyle silinerek yerine " Davacının 20/04/1982-31/12/1983 ve 22/03/1985-04/10/2000 tarihleri arasında Bağ- Kur sigortalısı olduğunun tespitine" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 23/12/2014 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.