20. Hukuk Dairesi 2011/13314 E. , 2012/1894 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... ilçesi ... Beldesi ... mahallesi ... mevkii 298 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kısmen yörede 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın KISMEN KABULÜNE, çekişmeli parselin dosya da mevcut 05.07.2010 günlü bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 147,135 m2 bölümün tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 24.10.1996 tarihinde 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
1996 yılında yapılan genel kadastroda ... Beldesi, ... mahallesi 298 ada 4 parsel sayılı 157,20 m2 yüzölçmündeki taşınmaz, bahçeli kargir ev ve tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Musa Özgenal adına tespiti 11.07.1997 ila 11.08.1997 tarihlerinde yapılan askı ilanı sonunda itirazsız kesinleşerek tapuya kayıt edilmiştir.
Hazine tarafından davalı ... ve arkadaşları aleyhine, ... ... beldesi ... mahallesi 298 ada 4 sayılı parselin yayla niteliğinde olduğu zilyetlikle edilemeyeceği tapu kaydını iptali ve Hazine adına tescili istemiyle açılan davanın kısmen KABULÜNE, çekişmeli Büyüktekir Mahallesi 298 ada 4 sayılı parselin orman kadastrosu sınırları dışında kaldığı belirlenen ve bilirkişi krokisinde (A) ile işaretlenen 10,68 m2 bölümünün tapu kaydının iptaliyle, yayla olarak özel siciline yazılmasına fazlaya ilişkin istemin reddine ilişkin, Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2006 gün ve 2005/1884 - 4852 sayılı kararı, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 15.11.2007 gün ve 2007/13997-14191 sayılı kararı ile onandıktan sonra kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastrosunun uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi kurulu raporuyla çekişmeli parselin, fen bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 147,135 m2 bölümünün 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı, aynı krokide (A) ile gösterilen 10,685 m2 bölümünün ise tahdit dışında bırakıldığı, daha sonraki çalışmalarda durumunun değişmediği belirlendiği gibi, Hazine tarafından çekişmeli parselin yayla niteliğinde olduğu, tapu kaydının iptali ve özel siciline yazılması istemiyle açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2006 gün ve 2005/1884-4852 sayılı kararı ve bu kararının dayanağı bilirkişi krokisinde çekişmeli parselin 147,135 m2 bölümünün kesinleşmiş orman tahdidi içinde kaldığı yönünün davalı gerçek kişiler aleyhine kesinleştiği belirlenip, 5841 sayılı Yasanın 2. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen üçüncü tümcesinde yer alan “iddia ve taşınmazın niteliğine…” ibaresi ile geçici 10. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararıyla iptal edilip, gerekçeli kararı 23 Temmuz 2011 günlü ve 28003 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, devlet ormanlarının kamu malı olduğu, “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı konusundaki Yargıtay kararları yerleşik içtihat halini aldığı (örneğin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 08.05.1987 tarih 1986/3 Esas ve 1987/4 Karar sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 – 4268; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261 sayılı kararları). Gerek bu kararlar gerekse Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi gözetildiğinde, kamu mallarında Orman Yönetimi ve Hazine yönünden 10 yıllık hak düşücü sürenin uygulanamayacağı gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi uyarınca “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; “Bu kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. Bu sebeple, hüküm fıkrasında yer alan vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik dört, beş ve altıncı bentlerin tamamen hükümden çıkartılarak bunun yerine “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması, ve sonraki bent numaralarının buna göre yeniden düzenlenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine 14/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.