10. Hukuk Dairesi 2015/4607 E. , 2015/10728 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, zorunlu ... sigortalı sürelerinin ve 30.11.2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine;
2- Zorunlu ...sigortalı sürelerinin ve 30.11.2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemli davada, Mahkemece verilen red kararının Dairemizin 01.07.2014 tarih ve 2014/11723 E.-2014/16159 K. sayılı ilamı ile bozulduğu, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından, davaya konu sürelerde ... sigortalılığının tespitine yönelik davacı isteminin isabetli olarak kabul edildiği, ancak yaşlılık aylığı bağlanması yönünden önceki bozma ilamımızda belirtildiği üzere, 1479 Kanunun 35 ve geçici 10. maddelerinde düzenlenen yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli olan şartlar irdelenmeksizin, toplam 26 yıl 5 ay 25 gün hizmet bulunduğu ve 25 yıl sigortalılık süresi ile 50 yaşını doldurduğu belirtilerek 2926 sayılı Yasa kapsamında emekli aylığına hak kazanıldığının tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 15.07.2009 tarih ve 2009/19-285 Esas, 2009/359 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgularla hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir.
Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunması, zorunludur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3 üncü maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi, bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Diğer taraftan davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanun’un 35’inci maddesinde yaşlılık aylığından yararlanma koşulları öngörülmüştür. Sigortalıya, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için kural olarak maddede (ve 1479 sayılı Kanun’un geçici 10’uncu maddesinde) belirlenen yaşa ulaşmış olmak, belirli bir süre prim ödemek, talepte bulunmak ve talepte bulunulan tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olmak gerekir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen ilkelere aykırı olarak, davacının hangi Kanun kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığı açıkca belirtilip tartışılmadan hüküm kurulduğu anlaşılmakta olup, 506, 2926 ve 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılıkları bulunan davacının hizmet birleştirilerek yaşlılık aylığına hak kazanılması halinde, Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki 2829 sayılı Kanun’un 7’nci maddesi hükmü uyarınca hizmet birleştirmesinde, “primi ödenmiş süreler” esas alınabileceğinden tüm sigortalılıkları yönünden prim borcu olup olmadığı araştırılmadan, 2926 sayılı Yasanın Ek 3. maddesi gereği 1479 Kanunun 35 ve geçici 10. maddelerinde düzenlenen yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli olan şartlar irdelenmeksizin ve sigortalılık süresi de tam olarak belirlenmeksizin, 25 yıl sigortalılık süresi ile 50 yaşını doldurduğu belirtilerek 2926 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının belirtilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, gerekli olan şartlar irdelenerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.