Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6583
Karar No: 2013/8079
Karar Tarihi: 28.05.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/6583 Esas 2013/8079 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/6583 E.  ,  2013/8079 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalılar aleyhine 29.07.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı ... tarafından temyizi üzerine mahkemece, kararın temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle davalının temyiz talebinin reddine dair verilen 04.05.2012 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, meraya ve köy boşluğuna elatmanın önlenmesi ve kal"i isteğine ilişkindir.
    Davacı, davalının 648 ve 685 parsel sayılı mera niteliğinde olan taşınmazlara ve bu taşınmazlara giden yola tel örgü çekmek, ev yapmak ve taş dökmek suretiyle elattığını belirterek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile bilirkişi raporunda belirtilen “A” ve “B” ile gösterilen mera alanında kalan kısımlar ve “C” ile gösterilen köy boşluğuna elatmanın önlenmesine ve bu kısımlardaki yapı, taş ve tellerin kal"ine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    Davalının temyiz talebi yerel mahkemece hükmün kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
    HUMK"nun 427/2 maddesi uyarınca miktar ve değeri itibariyle kesin olan kararlar, taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin kararlardır. Eldeki davada taşınmazın aynı dava edildiğinden, yasanın miktar veya değer itibariyle uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
    Bu nedenle, mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin 04.05.2012 tarihli kararının bozularak kaldırılmasına karar verildikten sonra, davalının çekişmenin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda davalının “A” ile gösterilen 648 parsel sayılı mera niteliğinde olan taşınmaza ev yaptığı, “B” ile gösterilen davacı tarafından yol olduğu iddia edilen kısmın 685 parsel sayılı mera niteliğinde olan taşınmaz içinde kaldığı, “C” ile gösterilen köy boşluğu kısmına ise tel örgü çekildiği belirtilmiştir.
    Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davayı Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır. Ancak, somut olayda olduğu gibi, köy muhtarının dava açmaması ya da taşınmazın tarla niteliğinde kalmasında menfaati bulunması halinde köy halkından bir ya da birkaç kişinin dava açma hakkı olup olmadığı sorunu karşımıza çıkmaktadır.
    Somut olayda; dava köy halkından olan gerçek kişi tarafından açılmıştır. Köy adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi ile köy aleyhine açılan davalarda köyü temsil yetkisi 442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
    Bu açıklamalardan sonra kısaca belirtmek gerekirse, o köyden bazı kişilerin köyün menfaatini ileri sürerek şartlar oluşmadan köy adına veya köyü temsilen dava açma yetkileri bulunmamaktadır.
    Davaya konu köy boşluğu açısından yapılan değerlendirmeye gelince; Türk hukuk mevzuatında köy boşlukları ile ilgili bir düzenleme yoktur. Bu kavram uygulamada geliştirilmiştir. Kural olarak da, hiç kimse tarafından kullanılmayan yerler 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi hükmü gereğince Hazineye aittir. Fakat, mülkiyeti Hazineye ait boşluklar eğer 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesindeki hizmet alanları arasında değilse, koşulların varlığı halinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinilebilir. Anılan maddede "boşluklar" sözcüğüne yer verilmiş ise de bu hükümdeki boşluklar sözcüğü ile anlatılmak istenen genel olarak hizmet mallarıdır. Hizmet malı olmayan boşluklar ile ilgili olarak ancak Hazine dava açabilir. Hizmet malı olan boşluklarla ilgili olarak da köy tüzel kişiliğinin dava açma hakkı vardır.
    Somut uyuşmazlıkta, yapılan keşif sonucu düzenlenen raporda “C” ile gösterilen dava konusu yerin herhangi bir hizmet malı olan boşluk niteliğinde olduğu beyan edilmemiştir. Dolayısıyla, köy tüzel kişiliğinin veya o köyden bazı kişilerin davayı açmakta aktif dava ehliyeti olmayıp ilgili dava ancak Hazine tarafından açılabilir.
    Açıklanan nedenlerle; mahkemece, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi yerine esastan incelenerek sonuçlandırılması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi