16. Hukuk Dairesi 2016/17593 E. , 2020/4085 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ...Köyü çalışma alınında bulunan 104 ada 260 parsel sayılı 15.002.70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı ve satın alma nedeniyle ...’ın zilyetliğinde iken 1965 yılında taşınmazı terk ettiği ve taşınmazın başka şahıs veya şahıslar tarafından da zilyet edilmediği belirtilerek, ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ... ve arkadaşları, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 19.03.2008 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 12.030.91 metrekarelik kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar, ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünün tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerle ilgisinin olmadığı, irsen intikal ve taksim sonucu davacıların murisi ...’a kaldığı, (davacı) mirasçılar lehine eklemeli zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yararlanılmamış, komşu parsel tutanak ve dayanakları getirtilmemiş, tek ziraatçı bilirkişi raporu ile yetinilmiş, çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünün niteliği ile ilgili olarak 3 kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve zilyetliğin süresi yöntemince araştırılmamış, tespit tutanağında çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğin 1965 yılında terk edildiği belirtildiği halde, davacıların murisinin taşınmaz bölümü üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğinin ne zaman başladığı üzerinde durulmamış ve yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ve temin edilebilen en eski ve kadastro tespit tarihine en yakın tarihli uydu fotoğrafları ile dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları getirtilip dosya ikmal edilmeli bundan sonra, mahallinde; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yapılacak keşifte, usulünce zilyetlik araştırması yapılmalı, bu kapsamda, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle jeodezi ve fotogrametri mühendisine inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazın, hava ve uydu fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç olup olmadığının, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden ise imar ve ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı; dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve zilyetliğin süresi, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin 1965 yılından sonra terk edilip edilmediği, terk edilmiş ise davacıların murisinin önceki zilyet ile arasında akdi-ırsi ilişkisinin bulunup bulunmadığı ve davacıların murisinin taşınmaz bölümü üzerindeki ekonomik amacına uygun zilyetliğinin ne zaman başladığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan, temyize konu taşınmaz bölümünün niteliğine ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğüne ilişkin ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle davacılar lehine Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddesindeki koşulların tespit tarihine kadar gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenerek, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husular gözetilmeksizin, eksik araştırma incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.