Nitelikli Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2132 Esas 2015/831 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2132
Karar No: 2015/831
Karar Tarihi: 21.04.2015

Nitelikli Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2132 Esas 2015/831 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın babasından dolayı aldığı ölüm aylığıyla Sosyal Güvenlik Kurumunu dolandırdığı iddiasıyla yargılandığı davada beraat kararı vermiştir. Mahkeme, boşanmış olan sanığın eski eşiyle birlikte yaşamasının hukuka aykırı olmadığına ve maaş için yapılan boşanmaların dahi hileli davranış olarak kabul edilemeyeceğine karar vermiştir. Kararda Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi detaylı bir şekilde açıklanarak, boşanma durumlarında yasa, boşanma gerekçelerinin doğruluğunu araştırma yetkisi vermediği belirtilmiştir. Kararda ayrıca, 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesiyle bu tür durumlarda gelir ve aylığın kesileceği ifade edilmiş ancak cezai müeyyide getirilmediği için hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığı vurgulanmıştır. Mahkeme kararında geçen kanun maddeleri Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 ve 5510 sayılı Kanun'un 56. maddeleridir.
23. Ceza Dairesi         2015/2132 E.  ,  2015/831 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Karar başlığında suç tarihinin sanık tarafından maaşın son kez alındığı tarih olan 23/03/2010 olarak gösterilmesi gerekirken 14/01/2011 olarak gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    17/06/1999 tarihinde mahkeme kararıyla eşinden resmen boşanan sanığın, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşamayı sürdürmesine rağmen, 17/11/1996 tarihinde vefat eden babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı aylık almak suretiyle haksız şekilde menfaat temin ettiği ve bu yolla katılan Sosyal Güvenlik Kurumunu dolandırdığı iddia edilen olayda;
    Hukuken geçerliliği hususunda tereddüt bulunmayan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu"nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına Kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz.Üstelik 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, bu hususta cezai müeyyide getirilmemiş olması anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığını göstermektedir.
    Bu açıklamalar, sanığın babasının ölümünden önce boşanmış olması, kanuni düzenlemeler ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 21/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.