12. Hukuk Dairesi 2015/34406 E. , 2016/12305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek icra müdürlüğüne yaptığı itirazların süresinde olduğunun kabulü ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece tebliğ tarihi 31.07.2015 olarak düzeltilerek şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun "Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası" başlıklı 17. maddesinde; "Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır" hükmü mevcuttur. Tebligat Yönetmeliği"nin 26. maddesinde ise; "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı olan işyeri “... caddeleri birleştiği yer .... adresine yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin 26.03.2014 tarihli tebliğ mazbatasının incelenmesinde; muhatabın işletme dışında olduğundan bahisle isim ve imzadan imtina eden çalışanına Tebligat Kanunu"nun 17. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebliğ memurunun araştırma yaptığı daimi çalışanın adını tespit etmesi, en azından belirlenebilir şekilde ifade etmesi gerekmektedir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Yapılan tebliğ işlemi bu nedenle usulsüz olup, mahkemenin borçlunun mernis adresine Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca tebligat yapılması yönündeki gerekçesi yerinde değildir.
Ancak, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK"nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile,
muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Borçlu adına yapılan 26.03.2014 tarihli tebliğ işlemi usulsüz olmakla birlikte, alacaklı tarafından temyiz dilekçesi ekinde dosyaya sunulan 08.10.2014 tarihli “Protokoldür” başlıklı, hisse devrine ilişkin, borçlunun da isim ve imzasını taşıyan belge suretinin “3” nolu bendinde, inceleme konusu takip dosyası belirtilmek suretiyle söz konusu takipteki borçlardan şikayetçi ..."ın sorumlu olduğu yazılmış olup, bu belge uyarınca borçlunun usulsüz tebliğ işlemini ve takibi, beyan ettiği tarihten daha evvel öğrendiği ileri sürülmektedir.
O halde mahkemece, alacaklı tarafından temyiz dilekçesi ekinde sunulan 08.10.2014 tarihli “Protokoldür” başlıklı belge uyarınca tarafların delilleri toplanarak, borçlunun belgeye karşı diyecekleri sorulduktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.