14. Hukuk Dairesi 2016/15492 E. , 2020/4684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.03.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalıların murisleri ... adına kayıtlı olan dava konusu 9 ada 3, 5, 6, 8, 9; 10 ada 1 ila 36; 11 ada 2; 311 ada 1, 5, 6, 7, 8; 312 ada 1 ila 6 parsel sayılı taşınmazlardaki muris ve murisi evvellerinden gelen hisselerini, ... 4. Noterliği’nin 19.08.2004 tarih, 05588 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile müvekkillerinin murisi Mehmet Ali Bostancıoğlu’na satmayı vadettiklerini, satış bedelinin ödendiğini, taşınmazların zilyetliklerinin devredildiğini, ancak davalıların intikal işlemlerini ve tapu devirlerini yapmadıklarını belirterek, dava konusu taşınmazlarda davalılara intikal etmiş veya edecek hisselerin davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, satış bedelinin ödenmediğini, sözleşmenin unsurlarını taşımaması nedeniyle geçersiz olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuş ve zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
Somut olaya gelince; 19.08.2004 tarihli sözleşmenin tarafı ... mirasçıları davacılar, tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, davalılar vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece dava zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Uyuşmazlığın çözümünde zamanaşımının başlangıç tarihinin ne olacağı önemli bir sorun oluşturmaktadır. 19.08.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince davaya konu taşınmazın zilyetliğinin sözleşme tarihinde davacılar murisine devredildiği, davacıların dava tarihine kadar zilyetliklerini çekişmesiz olarak sürdürdükleri dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlediğinden söz edilmez. Hal böyle olunca davanın zamanaşımı süresi geçtiğinden söz edilerek reddine karar verilmesi doğru değildir.
O halde mahkemece, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.