Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8901
Karar No: 2022/2611
Karar Tarihi: 22.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8901 Esas 2022/2611 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/8901 E.  ,  2022/2611 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen kiracılık sıfatının tespiti ve tazminat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacı/karşı davalı vekili tarafından duruşmalı, davalı/karşı davacı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/03/2022 tarihinde gelen davacı/karşı davalı vekili Av. ... ile davalı/karşı davacı vekili Av. ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; Bakırköy Dr. ...,Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile hastanenin girişindeki kantin yeri için 07/09/2012 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli yıllık 660.000 TL bedelli kantin kira sözleşmesini imzaladığını, kira bedellerini düzenli olarak ödediğini, kira sözleşmesinin sona ermesine iki ay kala davalı tarafından kantinin ihaleye çıkarıldığını, aylık 96.000 TL teklifle ihaleyi yeniden kazandığını, ancak bu ihalenin her nedense onaylanmadığını, bu kez sözleşmenin bitimine 11 gün kala 02/09/2015 tarihinde kiralanana ilişkin yeniden ihale yapılacağının ilan edildiğini, belirtilen sürenin teminat mektubu hazırlanmasına yetecek bir süre olmadığını, kira sözleşmesi her ne kadar 2886 sayılı Kanun'a göre akdedilmiş ise de TBK 'nın 339/2. maddesi gereğince işbu kira sözleşmesine de 6098 sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, sözleşmenin belirsiz süreli hale geldiğini, sözleşmenin süresi dolmadan kiralananın yeniden ihaleye çıkartılmasının da doğru olmadığını ileri sürerek; kiracılık sıfatının tespitini ve davalı tarafından kiralananın yeniden ihaleye çıkartılması suretiyle yaratılan muarazanın giderilmesini talep etmiştir.
Davalı; dava konusu uyuşmazlığın 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini, sözleşmenin belirsiz süreli hale dönüşmediğini, sözleşme süresinin 07/09/2015 tarihinde dolduğunu, bu tarihten itibaren davacı kiracının işgalci durumunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada ise; sözleşmenin 12. maddesinde işletme hakkı süresi
sona erdiği halde işletme hakkı sahibinin işletme hakkı verilen yeri teslim etmemesi halinde geçen her gün için yıllık ihale bedelinin %05 oranında ceza ödeyeceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek, sözleşme süresi dolmasına rağmen tahliyeye yanaşmayan davacı kiracıdan bilirkişi incelemesi neticesinde artırmak kaydı ile şimdilik 275 gün karşılığı 9.625 TL cezai şart alacağının tahsilini talep etmiş, 01/10/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 542.564,34 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile davacının kiracılık sıfatının 07/09/2012 tarihinden başlayarak kira süresinin bitim tarihi olan 07/09/2015 tarihine kadar devam ettiğinin tespitine, bu tarihten sonrasına ilişkin kiracılık sıfatının tespiti talebinin reddine; karşı davanın ise reddine yönelik olarak verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine, Dairemizin 05/03/2018 tarihli ve 2018/788 E. 2018/2001 K. sayılı kararıyla; davacı/karşı davalının tüm, davalı/karşı davacının ise sair temyiz itirazları reddedilerek, davacı kiracının sözleşmede kararlaştırılan sürenin bitimine dört gün kala 03/09/2015 tarihinde açtığı kiracılık sıfatının tespiti davasında haklı olmadığı, karşı davada ise tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükmün geçerli olduğu, bu nedenle davalı/karşı davacının kiralananı ne zaman tahliye ettiği hususu da araştırılarak alacak miktarı belirlenip cezai şart istemi hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine, TBK'nın 182/3. maddesi uyarınca, cezai şarttan indirim yapılmak suretiyle davalı/karşı davacının davasının kısmen kabulüne, 307.284,96 TL tutarındaki cezai şart alacağının davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı/karşı davalının tüm, davalı/karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı/karşı davacının davacı-karşı davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, cezai şartın geçerli ve taraflar açısından bağlayıcı olması nedeniyle davacı/karşı davalının kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu olduğu, ancak sözleşmedeki cezai şarttan TBK'nın 182/3 maddesi uyarınca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği kabul edilerek hüküm kurulduğuna göre, haklılığı ortaya çıkan karşı davacı aleyhine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle karşı davalı lehine vekalet ücretine takdir edilmiş olması doğru olmayıp, bozmayı gerektirir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı/karşı davalının tüm, davalı/karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (2/e) alt bendinde yazılı olan “Davacı- Karşı Davalı vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 24.919,96-TL ücreti vekaletin davalı/ karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalı vekiline verilmesine,” ifadesinin çıkartılarak yerine “Yapılan hakkaniyet indirimi nedeniyle davanın kısmen reddine karar verildiğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine, 15.769,30 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacı/karşı davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi