12. Hukuk Dairesi 2015/34402 E. , 2016/12281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini ve takibe dayanak senedin kambiyo vasfı taşımadığından takibin iptalini talep ettiği; mahkemece ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği, senedin de kambiyo vasfı taşıdığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü ile Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; borçluya, ödeme emrinin 13.08.2015 tarihinde ""Gösterilen adreste birlikte sakin annesi ... imzasına tebliğ edildi"" açıklaması ile Tebligat Kanunu"nun 16. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Ödeme Emrinin anılan yasal düzenleme ve yönetmelik hükmü uyarınca, muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı, tebliğ memurunca muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği tespit edilmeksizin aynı çatı altında annesine tebliğ edilmesi usulsüzdür.
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK"nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Söz konusu icra takip dosyasında usulsüz tebliğe ilişkin, daha önceden muttali olunduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, borçlunun beyan ettiği tarih olan 24.08.2015 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile bu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını, ancak süresinde yapılmış bir itiraz ya da şikayet var ise inceleyerek karar verebilir.
6762 sayılı TTK"nun 688/6 (6102 sayılı TTK"nun 776/1-f) maddesi gereğince, senette düzenleme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 689/son (6102 sayılı TTK"nun 777/4) maddesine göre ise, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu"nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması gerekli ve yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan bonoda tanzim yeri belirtilmediği gibi, senette tanzim edenin isminin altında yer alan "..." ibaresinin idari birim olmadığı, idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılmadığı görülmektedir. Belirtilen sebeplerle takibe dayanak belgede geçerli bir tanzim yeri bulunmadığından, kambiyo senedi niteliğinde değildir.
O halde mahkemece, Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin, borçlunun beyan ettiği tarih olan 24.08.2015 olarak düzeltilmesinin ardından, bu tarihe göre süresinde olan kambiyo vasfına yönelik şikayetinin de kabulü ile takibin İİK"nun 170/a-2. maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.