19. Hukuk Dairesi 2018/1330 E. , 2018/6215 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tic. Mah. Sıf.)
Davacı ... vek. Av. ... ile davalı ...ile ... A.Ş vek. Av. ... ve... A.Ş. vek. Av. ... arasında görülen dava hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden(Ticaret mahkemesi sıfatıyla) verilen 25.06.2015 gün ve 2011/138 E.-2015/417 K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 04.04.2016 gün ve 2015/14998 E.-2016/ 5704 K. sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, davalı banka tarafından ... İcra Müdürlüğü’nün 2009/537 E.(eski esas no 2006/1267) sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile aleyhine takip başlatıldığını,kendisinin davalı bankayla kredi ilişkisi olduğunu ancak bu borcunu ödediğini,başkaca borcu olmadığını belirterek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Dava konusu takip dosyası incelendiğinde takip talebinde,sadece ipotek belgesine dayanıldığı,davalının takibe itirazı üzerine davalı banka tarafından ... Asliye Hukuk Mahkmesi’nin 2006/344 E.sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasınında borcun sebebi olarak 01.06.2003 tarihli 25.000 TL,01.01.2005 tarihli 60.000 TL ve 22.02.2004 tarihli 30.000 TL bedelli genel kredi sözleşmelerinin gösterildiği,davanın taraflarca takip edilmemesi üzerine 31.01.2008 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca davacının 18.03.2011 tarihinde açtığı iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir.
Öte yandan iş bu davanın konusu olan takip dosyasında davacı borçlu ...’ın 18.09.2007 tarihli beyanı ile takip dosyasındaki itirazın vazgeçtiği anlaşılmış isede bu vazgeçmede borcu kabul beyanı bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı borçlunun bu beyanı da iş bu menfi tespit davasının açılmasını engelleyecek bir beyan olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Bu tespitlerden sonra yerel mahkeme kararının esastan incelenmesine gelince; her kadar mahkemece genel kredi sözleşmelerinde davacı borçluya atfen atılan imzanın ona ait olduğuna ilişkin ... Kurumu raporu bulunduğu belirtilmiş ise de; dosyada bulunan ... Kurumu raporu, davacının kabul ettiği ve iş bu menfi tespit davasının konusu olan takibe dayanak yapılmayan 24.02.2004 tarihli kredi sözleşmesine ait olup,takibin dayanağı olan diğer 3 sözleşmeyi etkileyici bir yönü bulunmamaktadır. Esasen takibe dayanak yapılan sözleşmelerdeki davacı borçlunun imzasının bu sözleşmelere alonj şeklinde sonradan bağlanan kağıtlarda yer aldığı bilirkişi Ahmet Recai Aldemir’in ön raporunda belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle takip dayanağı 3 adet sözleşme asılları getirtilip, davacı borçlunun imzasının bu sözleşmelerin orjinal bütünlüğü içinde yer alıp almadığı incelenip, davacının imzasını içeren sayfa orjinal bütünlük içinde olmayıp sonradan eklenmiş sayfa ise bu sözleşmelerin davacı borçluyu bağlayıcı olmayacağı üzerinde durulması gerekirken bu şekilde bir değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır.Mahkemece yapılacak incelemede davacı borçlunun imzasını taşıyan sayfanın sözleşmenin orjinal bütünlüğü içinde olduğunun anlaşılması halinde ise davacının imza yönünden isticvabı üzerinde durulmaması da tahkikatın diğer eksik yanı olmuştur.
Öte yandan mahkemece görevlendirilen bilirkişi Ahmet Recai Aldemir tarafından verilen ön raporda ibrazı istenilen belgelerin önemli bir kısmının ibraz edilmediği anlaşıldığı halde, aynı bilirkişi tarafından verilen 17.2.2015 tarihli ek raporda ön raporda istenilen eksik belgeler olmadığı halde bu kere işin esası hakkında kendi içinde çelişkili birtakım değerlendirilmelere dayanılarak sonuca varılması ve bu raporun mahkemece hükme esas alınması da doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, konusunda uzman bir bilirkişiye banka kayıtları incelettirilerek, ilgili banka personelince bankada bir takım usulsüzlükler yapıldığı da dikkatten uzak tutulmayarak; takip dayanağı 3 adet genel kredi sözleşmesindeki imzalarla ilgili yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapıldıktan sonra ayrıca davalı banka tarafından bu sözleşmelere dayanılarak davacıya gerçekten kredi açılıp açılmadığı, kredi açılmışsa bu kredinin davacıya vezneden nakden veya davacı hesabına yatırılarak kayden mi ödendiği, davacı hesabına kayden ödeme yapılmışsa bu hesaptaki paranın davacı tarafından nasıl kullanıldığı, üzerinde durulup; nakit para ödenmesi için makbuz, davacının hesabından havale veya EFT yapılarak kullanılmışsa bunlara ilişkin yazılı talimat, tahsil edilen çekler için çek asıllarının bulunup bulunmadığı hususlarının saptanması,daha sonra nakit para çekim makbuzları, havale ve EFT talimatları üzerindeki davacı imzasının ona ait olup olmadığı hususunun gerektiğinde ayrıca grafolojik inceleme ile saptanması gerekli iken bunların yapılmamış olması da doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece yetersiz ve eksik soruşturmaya dayalı karar verilmesi doğru olmadığı gibi bu şekilde verilen hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmış olup, Dairemizin 04.04.2016 gün ve 2015/14998E. - 2016/ 5704 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak yukarıda belirtilen gerekçelerle mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 4.4.2016 gün ve 2015/14998 E. ve 2016/ 5704 K.sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkeme hükmünün yukarıdaki gerekçelerle BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile red karar harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.