
Esas No: 2020/5971
Karar No: 2022/1390
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/5971 Esas 2022/1390 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beş ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak daha sonra basit yaralama suçu işlemesi nedeniyle 3000 TL adli para cezasına çarptırılmıştır. Daha sonra yapılan incelemede ise Anayasa Mahkemesi kararları gereği basit yargılama usulü ile uygulanabilecek olan dosyaların bu usul uygulanabilir olduğu ve bu durumun sanık yararına sonuç doğuracağı kabul edilmiştir. Bu nedenle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın bu yönden yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Hüküm bozulmuştur. TCK’nın 179/3-2, 62, 53/1, 7. maddeleri ve CMK’nın 231/5, 8, 251. maddeleri kararda geçen kanun maddeleridir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanan TCK’nın 179/3-2, 62, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, Türk Ceza Kanununun 179/3-2, 62, 53/1. maddeleri gereğince beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Milas 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 05/04/2012 tarihli ve 2012/123 esas, 2012/370 karar sayılı kararının 27/04/2012 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içerisinde 29/05/2015 tarihinde işlediği basit yaralama suçu nedeniyle Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.10.2015 tarihli, 2015/259 esas 2015/458 karar sayılı ilamı ile TCK’nın 86/2, 62, 52, maddeleri gereğince 3000 TL adli para cezası ile mahkumiyetine kesin olarak karar verdiği, ihbar üzerine duruşma açılarak, 05.04.2012 tarihli hükmün CMK'nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına ilişkin Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ''...kovuşturma evresine geçilmiş...'' ibaresinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 24.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.