Esas No: 2019/20923
Karar No: 2021/5538
Karar Tarihi: 14.04.2021
Danıştay 6. Daire 2019/20923 Esas 2021/5538 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/20923
Karar No : 2021/5538
DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ...
VEKİLİ : ...
DAVANIN KONUSU : 30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "Van İli, Merkez İlçesi, Van Kalesi Höyüğü" nde, ... Bakanlığı ile ... Üniversitesi adına davacı ... başkanlığında arkeolojik kazı yapılmasına izin verilmesine ilişkin kısmı ile aynı yere ilişkin ... günlü, ... sayılı Bakanlar Kurulu Kararının (İsim değişikliği kararı; “Van İli merkez İlçesi Van Kalesi Höyüğü” ibaresinin “Eski Van Şehri, Kalesi ve Höyüğü” şeklinde değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı) yürürlükten kaldırılması yolundaki 04/10/2019 günlü, 1647 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davacı; İstanbul Ünviversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Çağ Ana Bilim Dalında görevli öğretim üyesi olduğunu, ekibi ile birlikte yıllardır bu alanda bilimsel amaçlı kazı çalışmaları yaptığını, buna ilişkin yayınları olduğunu, saha çalışmalarının bilim adamlarının temel bilgi kaynağı olduğunu, bugüne değin Urartu ve Urartu sonrası döneme, yayınları ile katkıda bulunduğunu, ancak dava konusu işlem ile kazıların kapatılarak bu imkanın ortadan kalktığını, Doğu Anadolu ve Urartu Arkeolojisi alanında ülkemizin yetişmiş eleman ihtiyacının karşılandığı belirtilerek, 2010 yılından bu yana kazı çalışmalarına devam edildiğini, Bakanlığın 02/07/2019 tarihli yazısı ile uygun görüldüğünden 2019 yılında da kazı çalışmalarına devam edildiğini, henüz üç ay geçmiş olmasına rağmen dava konusu kararın alındığını, dava konusu işlemde ve işlemin davacıya bildirilmesine ilişkin Bakanlık yazısında kazı çalışmalarının neden iptal edildiğine ilişkin bilgi ve belgenin yer almadığını, kazı çalışmalarının iptal edilmiş olmasının farklı üniversitelerden gelen ekip üyelerine ait doktora ve yüksek lisans çalışmalarını olumsuz etkileyeceğini, üniversitenin saha çalışmalarından kaynaklanan bu misyonunu da sona erdireceğini, kazı çalışma sonuçlarının yerel ve uluslararası medyada oldukça fazla sayıda habere konu olduğunu, Van’ın tanıtımına olumlu katkıları olduğunu, ortada uzun yıllardır süregelen ciddi boyutta bilimsel araştırma bulunduğunu, herhangi bir haklı neden olmaksızın, yalnızca Bakanlığın gerekçesiz keyfi takdiri ile kazı çalışmalarının durdurulmasında kamu yararı bulunmadığını, idari işlemin 2863 sayılı Kanuna ve 4434 sayılı Kanunla onaylanarak iç hukuk hükmü haline gelmiş Arkeolojik Mirasın Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmenin maksat ve ruhuna uygun düşmediğini, 2863 sayılı Kanunun 43. maddesinde yer alan “yayım hakkı” hükmü uyarınca kazı ve araştırma sonuçlarının bilimsel dergi ve kitaplarda yayımlandığını, kazı izninin iptali ile kişisel hak ve yararlarına da zarar verildiğini, 2863 sayılı Kanunun 46. maddesi uyarınca kazı çalışmalarının idarece geçici ve/veya tamamen durdurulabilmesi için Kanun hükümlerine aykırı bir uygulamanın saptanması gerektiğini, kazı çalışmalarında kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı bir yön bulunmadığını belirterek dava konusu işlemin iptalini istemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI :
Davalı idare tarafından; Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Anayasanın ve mevzuatın ilgili madde hükümleri uyarınca taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını meydana çıkarmak üzere, araştırma sondaj ve kazı yapma izni verildiğini, bilimsel ve mali yeterliliği Kültür ve Turizm Bakanlığınca takdir ve kabul olunan Türk ve yabancı heyet ve kurumlara sondaj ve kazı yapma izninin Cumhurbaşkanı kararı ile verildiğini, bu kapsamda davacı başkanlığında Van İli, Merkez İlçe, Eski Van Şehri, Kalesi ve Höyüğünde arkeolojik kazı yapılmasına, işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan mevzuata göre Bakanlar Kurulu Kararı ile karar verildiğini, dava konusu işlem ile mevcut kazı ekibinin çalışmasının sona erdiğini, kazıların sona ermediğini, yeni görevlendirmelerle işin devam edeceğini, davacının terör iltisakı nedeniyle görevden alınan Van Büyükşehir Belediye Başkanı ...'ın twitter hesabından yaptığı paylaşımlarını tekrar paylaştığı, sosyal medyada adı geçen belediye, belediye başkanı ve kazı çalışmalarına olan desteği hakkında tespit edilen mesajları nedeniyle başkanlığında yürütmekte olduğu kazı çalışmalarına izin verilmesine ilşkin Bakanlar Kurulu Kararının yürürlükten kaldırıldığı belirtilerek dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ :
Dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI ...'IN DÜŞÜNCESİ :
Dava; 30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "Van İli, Merkez İlçesi, Van Kalesi Höyüğü" nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi adına davacı başkanlığında arkeolojik kazı yapılmasına izin verilmesine ilişkin kısmı ile aynı yere ilişkin 25/06/2012 günlü, 2012/3355 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının yürürlükten kaldırılması yolundaki 04/10/2020 günlü, 1647 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Tarih, Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması" başlıklı 63. maddesinde; "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır." hükmü yer almaktadır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun "Araştırma, Sondaj ve Kazı İzni" başlıklı 35. maddesinde; "Bu Kanun hükümlerine tabi, taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını meydana çıkarmak üzere, araştırma, sondaj ve kazı yapma hakkı, sadece Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir. Bilimsel ve mali yeterliği Kültür ve Turizm Bakanlığınca takdir ve kabul olunan Türk ve yabancı heyet ve kurumlara araştırma izni, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından; sondaj ve kazı yapma izni Kültür ve Turizm Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile verilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı elemanları veya bu Bakanlıkça görevlendirilecek Türk bilim adamları tarafından yapılacak araştırma sondaj ve kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığının iznine bağlıdır...." hükmü, 40. Maddesinde; "Kazı ve sondaj ruhsatnameleri ile araştırma izni bir yıl için geçerlidir. Ruhsatname ve izin süresinin sonunda heyet başkanı kazıya, sondaj ve araştırmaya devam edildiğini, yazılı olarak bildirdiği takdirde, bu hak her yıl müracaat şartı ile gelecek yıllarda da müracaatçı için saklı tutulur" hükmü, "Korunma ve Çevre Düzenlemesi" başlıklı 45. maddesinde, " Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile yapılan kazılarda ortaya çıkan taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bakım, onarım ve çevre düzenlemeleri ile taşınır kültür ve tabiat varlıklarının bakım ve onarımları kazı başkanlığınca yapılır."Araştırma, Sondaj ve Kazı izninin Hükümsüzlüğü" başlıklı 59. maddelerinde; bu Kanun hükümlerine aykırı hareket edenlerin rushatnamelerinin iptal edileceği ve bu gibilere daha sonra izin ve ruhsat verilmeyeceği, hükmüne yer verilmiştir.
Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Olarak Yapılacak Araştırma, Sondaj ve Kazılar Hakkında Yönetmeliğin Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Olarak Yapılacak Araştırma, Sondaj ve Kazılar Hakkında Yönetmeliğin "Sondaj ve Kazı Yapacaklarda Aranan Nitelikler" başlıklı 5. maddesinde "Sondaj ve kazı yapmak isteyen Türk ve yabancılarda; a) Sondaj ve kazı yapılmak istenen yerin oluşumu ve kültürleriyle ilgili bilim dallarında uzman olduklarının belgelendirilmesi, b) Bu dallarda, bir üniversite veya yüksek okulun öğretim üyesi ya da bu konu ile ilgili bir bilimsel kuruluş yetkili elemanı olmaları, c) Bilimsel sondaj ve kazıda yeterli tecrübeye sahip bulunmaları, d) Çalıştıkları bilim dallarında yayınlanmış eserlerinin bulunması, e) Sondaj ve kazı yapmada sakıncalı durumlarının bulunmaması, f) Bağlı bulundukları kurumlarınca resmen tavsiye edilmeleri, g) Yapacakları sondaj ve kazı çalışmaları için bağlı bulundukları kurumlarınca yeterli ödeneğin sağlandığının yazıyla taahhüt edilmesi, şartları aranır. " hükmü, "Sondaj ve Kazının Yapılması" başlıklı 9. maddesinde; Sondaj ve kazının bilimsel metodlara göre yapılacağı, kazılarda ortaya çıkan kültür varlıklarının bakım onarımları için gerekli eleman ile araç gereçlerin kazı heyetleri tarafından sağlanacağı, 14. maddesinde; "Kazı heyetleri kazı yeri ve kazı yerindeki sabit tesisler ile bunlar içindeki her türlü malzemelerin korunması için yeteri kadar bekçi görevlendirirler." düzenlemeleri yer almaktadır.
Toplumların gizli hazinesi hükmünde olan kültür ve tabiat varlıklarının, gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuat gereği korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması Devletlerin görevleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle, geçmiş tarihsel kültürlerin gün ışığına çıkarılması amacıyla yapılan arkeolojik çalışmaların, bilimsel ilkeler ve hukuk kurallarına uyum sağlanarak yürütülmesi ve uzman kişiler tarafından kazı yapılması gerektiği açıktır. Bu tür çalışmaların herhangi bir şüpheye yer vermeyecek şekilde ilgililer tarafından yürütülmesi esastır. Aksi durum, bu gibi eserlere zarar verilmesine yol açacağından ülkeler ve toplumlar için telafisi mümkün olmayan kayıplar yaşanacaktır.
Dosyanın incelenmesinden; 30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "Van İli, Merkez İlçesi, Van Kalesi Höyüğü" nde, ... Bakanlığı ile... Üniversitesi adına davacı başkanlığında arkeolojik kazı yapılmasına 30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla izin verildiği, 25/06/2012 günlü, 2012/3355 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan "Van İli, Merkez İlçesi, Van Kalesi Höyüğü" ibaresinin "Eski Van Şehri, Kalesi ve Höyüğü" şeklinde değiştirildiği, 04/10/2020 günlü , 1647 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla anılan yerde arkeolojik kazı izni verilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarının iptal edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarece dava konusu kararın gerekçesi olarak terör örgütü iltisaki nedeniyle görevden alınan Van Büyükşehir Belediye Başkanının twitter hesabından yaptığı paylaşımları tekrar paylaşması ve sosyal medyada adı geçen belediye, belediye başkanı ve kazı çalışmalarına olan desteği hakkında tespit edilen mesajlar gösterilmişse de, anılan mesajların kazı çalışmalarına ilişkin olduğu, 2863 sayılı Yasa kapsamında da incelendiğinde, yukarıda anılan Yasa kuralları uyarınca, Ülkemizin tarihi mirasını ortaya çıkarmak amacıyla yapılan kazı çalışmalarının, herhangi bir şüpheye yer vermeyecek şekilde bilimsel ilkeler ve hukuk kurallarına uygun şekilde gerçekleştirip gerçekleştirilmediği, çalışmalardaki ihmaller nedeniyle tarihi eserlerin zarar görüp görmediği, mevzuatta belirtilen yükümlülüklere uyulup uyulmadığı hususlarında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından, anılan yerde arkeolojik kazı izni verilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarının iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "Van İli, Merkez İlçesi, Van Kalesi Höyüğü" nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi adına davacı Erkan Konyar başkanlığında arkeolojik kazı yapılmasına izin verilmesine ilişkin kısmı ile aynı yere ilişkin 25/06/2012 günlü, 2012/3355 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (İsim değişikliği kararı; “Van İli merkez İlçesi Van Kalesi Höyüğü” ibaresinin “Eski Van Şehri, Kalesi ve Höyüğü” şeklinde değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı), 04/10/2019 günlü, 1647 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Bakılan dava, 04/10/2019 günlü, 1647 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Tarih, Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması" başlıklı 63. maddesinde; "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır." hükmü yer almaktadır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun "Araştırma, Sondaj ve Kazı İzni" başlıklı 35. maddesinde; "Bu Kanun hükümlerine tabi, taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını meydana çıkarmak üzere, araştırma, sondaj ve kazı yapma hakkı, sadece Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir. Bilimsel ve mali yeterliği Kültür ve Turizm Bakanlığınca takdir ve kabul olunan Türk ve yabancı heyet ve kurumlara araştırma izni, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından; sondaj ve kazı yapma izni Cumhurbaşkanı Kararı ile verilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı elemanları veya bu Bakanlıkça görevlendirilecek Türk bilim adamları tarafından yapılacak araştırma sondaj ve kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığının iznine bağlıdır...." hükmü, "Korunma ve Çevre Düzenlemesi" başlıklı 45. maddesinde, " Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile yapılan kazılarda ortaya çıkan taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bakım, onarım ve çevre düzenlemeleri ile taşınır kültür ve tabiat varlıklarının bakım ve onarımları kazı başkanlığınca yapılır." hükmü, "Araştırma, Sondaj ve Kazı İzninin Hükümsüzlüğü" başlıklı 39. maddesinde; bu Kanun hükümlerine aykırı hareket edenlerin ruhsatnamelerinin iptal edileceği ve bu gibilere daha sonra izin ve ruhsat verilmeyeceğii, hükmü yer almaktadır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Olarak Yapılacak Araştırma, Sondaj ve Kazılar Hakkında Yönetmeliğin "Sondaj ve Kazı Yapacaklarda Aranan Nitelikler" başlıklı 5. maddesinde "Sondaj ve kazı yapmak isteyen Türk ve yabancılarda; a) Sondaj ve kazı yapılmak istenen yerin oluşumu ve kültürleriyle ilgili bilim dallarında uzman olduklarının belgelendirilmesi, b) Bu dallarda, bir üniversite veya yüksek okulun öğretim üyesi ya da bu konu ile ilgili bir bilimsel kuruluş yetkili elemanı olmaları, c) Bilimsel sondaj ve kazıda yeterli tecrübeye sahip bulunmaları, d) Çalıştıkları bilim dallarında yayınlanmış eserlerinin bulunması, e) Sondaj ve kazı yapmada sakıncalı durumlarının bulunmaması, f) Bağlı bulundukları kurumlarınca resmen tavsiye edilmeleri, g) Yapacakları sondaj ve kazı çalışmaları için bağlı bulundukları kurumlarınca yeterli ödeneğin sağlandığının yazıyla taahhüt edilmesi, şartları aranır." düzenlemesi, "Sondaj ve Kazının Yapılması" başlıklı 9. maddesinde; Sondaj ve kazının bilimsel metodlara göre yapılacağı, kazılarda ortaya çıkan kültür varlıklarının bakım onarımları için gerekli eleman ile araç gereçlerin kazı heyetleri tarafından sağlanacağı, düzenlemesi, 14. maddesinde; "Kazı heyetleri kazı yeri ve kazı yerindeki sabit tesisler ile bunlar içindeki her türlü malzemelerin korunması için yeteri kadar bekçi görevlendirirler." düzenlemesi, 16. maddesinde "Kazı başkanınca bu yönetmelikte görev ve sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde, sonraki yıllara ait ruhsat veya süre uzatımı isteği kabul olunamaz" düzenlemesi yer almaktadır.
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu hükmüne ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında; idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, İdari mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlar ile gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyecekleri hükmüne yer verilmektedir. Bu düzenlemelere göre idari yargı yerinin denetim yetkisi, kanunların idari makamlara bıraktığı yetkilerin kullanılışının hukuka uygun olup olmadığının araştırılması şeklinde gerçekleşecek olup, söz konusu yetkilerin idari yargı yerlerince kullanılması sonucuna yol açacak şekilde genişletilemez.
Hukuk Devleti olmanın gereği, idarelerin takdir yetkisine dayalı olarak tesis ettikleri bireysel ya da düzenleyici işlemlerin hukuken geçerli ve objektif bir sebebe dayanmasıdır. Takdir yetkisine dayalı işlemlerin, hukukun belirlediği sınırlar ve eşitlik kuralı gözetilerek kamu yararına ve hizmetin gereklerine uygun şekilde objektif, makul ve geçerli neden ve gerekçelere dayalı olarak tesis edilmesi gerekir. İdari yargının da takdir yetkisinin yargısal denetiminde, bu yetkinin ortadan kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde ve idari işlem niteliğinde karar veremeyeceği, hukuka uygunluk sınırlarını aşarak yerindelik denetimi yapamayacağı açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden; 30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile "Van İli, Merkez İlçesi, Van Kalesi Höyüğü"nde, ... Bakanlığı ile ... Üniversitesi adına davacı başkanlığında arkeolojik kazı yapılmasına karar verildiği, 25/06/2012 günlü, 2012/3355 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında geçen “Van İli merkez İlçesi Van Kalesi Höyüğü” ibaresinin “Eski Van Şehri, Kalesi ve Höyüğü” şeklinde değiştirilmesine karar verildiği, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile de her iki Bakanlar Kurulu Kararının da yürürlükten kaldırıldığı, dava konusu işlemin; davacının terör iltisakı nedeniyle görevden alınan Van Büyükşehir Belediye Başkanı ...'ın twitter hesabından yaptığı paylaşımlarını tekrar paylaştığı, sosyal medyada adı geçen belediye, belediye başkanı ve kazı çalışmalarına olan desteği hakkında tespit edilen mesajları nedeniyle tesis edildiği anlaşılmaktadır.
2863 sayılı Kanunun 35. maddesinde yer alan, bu Kanun hükümlerine tabi, taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını meydana çıkarmak üzere, araştırma, sondaj ve kazı yapma hakkı sadece Kültür ve Turizm Bakanlığına ait olduğu, bilimsel ve mali yeterliği Bakanlıkça takdir ve kabul olunan heyet ve kurumlara sondaj ve kazı yapma izninin Bakanlığın teklifi üzerine Cumhurbaşkanı Kararı ile verileceği yolundaki düzenleme ile sondaj ve kazı yapma hakkı münhasıran Bakanlığa verilmiş olup, idarenin sondaj ve kazı heyet ve kurumlarının bilimsel ve mali yeterliliklerini takdir kabul ve izin verme konusunda takdir yetkisine sahip olduğu gibi, verilen iznin kaldırılması konusunda da aynı şekilde takdir yetkisine sahiptir. Kazı ve sondaj yapma izni verilen heyet ve kurumlara verilen söz konusu izin, değiştirilemez ve süresiz olmayıp yapılan çalışmaların başarısı ile izin verilen kişilerin bilimsel ve mali yeterlilikleri konusunda her zaman değerlendirme yapma yetkisine sahip olunup, kanunla verilen takdir yetkisi çerçevesinde her aşamada kazı izninin sonlandırılması da mümkün olduğundan, yargı kararı ile idarenin daha önce verdiği kazı iznini sonuna kadar sürdürmeye ve aynı heyeti sürekli görevde tutmaya zorlanamayacağı açıktır.
Bu durumda, dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu işlemin yukarıda niteliği belirtilen takdir yetkisi kapsamında tesis edildiği dikkate alındığında, 30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "Van İli, Merkez İlçesi, Van Kalesi Höyüğü"nde, ... Bakanlığı ile ... Üniversitesi adına davacı ... başkanlığında arkeolojik kazı yapılmasına izin verilmesine ilişkin kısmı ile aynı yere ilişkin 25/06/2012 günlü, 2012/3355 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının (İsim değişikliği kararı; “Van İli merkez İlçesi Van Kalesi Höyüğü” ibaresinin “Eski Van Şehri, Kalesi ve Höyüğü” şeklinde değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı) yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 04/10/2019 günlü, 1647 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak, takdir yetkisi sınırları içinde tesis edildiği sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... - TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Varsa posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 14/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Dava dosyasının incelenmesinden; davanın 30/06/2010 günlü, 2010/683 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "Van İli, Merkez İlçesi, Van Kalesi Höyüğü" nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi adına davacı başkanlığında arkeolojik kazı yapılmasına izin verilmesine ilişkin kısmı ile aynı yere ilişkin 25/06/2012 günlü, 2012/3355 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının yürürlükten kaldırılması yolundaki 04/10/2020 günlü, 1647 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açıldığı, dava konusu işlemin de 2863 sayılı Kanunun 35. maddesine dayanılarak tesis edildiği anlaşılmaktadır.
2863 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca, bu Kanunun hükümlerine tabi, taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını meydana çıkarmak üzere, araştırma, sondaj ve kazı yapma hakkı yalnızca Kültür ve Turizm Bakanlığına verilmiş olup, bilimsel ve mali yeterliği Kültür ve Turizm Bakanlığınca takdir ve kabul olunan Türk ve yabancı heyet ve kurumlara araştırma izni, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından; sondaj ve kazı yapma izni ise Cumhurbaşkanı Kararı ile verilmekte, yine aynı Kanunun "Araştırma, Sondaj ve Kazı İzninin Hükümsüzlüğü" başlıklı 39. maddesi uyarınca da bu Kanun hükümlerine aykırı hareket edenlerin ruhsatnameleri iptal edilmektedir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Koruma Kanunu uyarınca; adı geçen Kanun kapsamında kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili olarak yapılacak yüzey araştırması, sondaj ve kazı çalışmalarındaki usul ve esasları, ilgililerin görev, yetki, sorumluluk ve hakları ile giderlere ait esasları belirlemek amacıyla Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Olarak Yapılacak Araştırma, Sondaj ve Kazılar Hakkında Yönetmelik ve Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Yapılacak Yüzey Araştırması, Sondaj ve Kazı Çalışmalarının Yürütülmesi Hakkında Yönerge yürürlüğe konulmuş olup, 2863 sayılı Kanunun 35. ve 39. maddeleri ile verilen yetki 2863 sayılı Kanun ve bahsi geçen düzenlemelerde belirtilen esaslar dahilinde kullanılmaktadır.
Davalı idarece, dava konusu kararın gerekçesi olarak terör örgütü iltisaki nedeniyle görevden alınan Van Büyükşehir Belediye Başkanının twitter hesabından yaptığı paylaşımları tekrar paylaşması ve sosyal medyada adı geçen belediye, belediye başkanı ve kazı çalışmalarına olan desteği hakkında tespit edilen mesajlar gösterilmiş olup, anılan mesajların kazı çalışmalarına ilişkin olduğu, davacının doğrudan terör örgütü ile iltisakine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi yada belgeye yer verilmediği, yukarıda yer verilen mevzuat açısından herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, kazı çalışmalarının; herhangi bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde bilimsel ilkeler ve hukuk kurallarına uygun şekilde gerçekleştirip gerçekleştirilmediği, davacı kazı başkanının mevzuatta yer verilen yükümlülüklere aykırı davrandığı yolunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı ve bu şekilde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.