14. Hukuk Dairesi 2013/6822 E. , 2013/8030 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-davalı vekili tarafından, davalı-davacı aleyhine 09.06.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, 01.07.2009 tarihli birleşen davada tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 19.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, müvekkilinin dava konusu 288 ada 78 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 10 bu mesken nitelikli bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalı ..."un 10 no"lu bağımsız bölüme elattığını ileri sürerek elatamanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Birleştirilen dava dosyasında ise ...vekili, müvekkilinin dava dışı arsa malikleri ..., ... ile davalı yüklenici ... arasında 19.07.1995 tarihinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan 288 ada 78 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 10 no"lu bağımsız bölümü yükleniciden 19.11.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile satın alıp bedelini ödediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde dava konusu bağımsız bölümün rayiç bedelinin hesaplanarak şimdilik 30.000 TL tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı-davacı ..., asıl davanın reddini savunmuştur.
Davacı-davalı ... Köse, birleştirilen davanın reddini talep etmiştir.
Davalı yüklenici ... ise beyanda bulunmamıştır.
İnşaat ve mülk bilirkişileri raporlarında, dava konusu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin 80.000 TL olduğunu belirlemiştir.
Hukukçu-bankacı bilirkişi raporunda, davacının iki bağımsız bölüm için ödediği 3.000.000.000 ETL"nin güncel değerinin 31.040,56 TL olduğu belirlenmiştir.
Mahkemece, davacı ..."nun elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, birleştirilen dava dosyasının davacısı ..."un tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin ise kısmen kabulüne, dava konusu bağımsız bölüm için ödenen bedelin güncel değerinin davalı yüklenici ..."dan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, birleştirilen dava dosyasının davacısı ...vekili temyiz etmiştir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, asıl davanın davacısı ..."nun 288 ada 78 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu 10 no"lu bağımsız bölümü 02.03.2007 tarihinde edindiği anlaşılmaktadır.
Hukukumuzda kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat, 08.11.1991 tarihli ve 1990/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde açıklandığı üzere “hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinememesidir." Belirtilen bu ilke, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinde aynen “tapu kütüğündeki sicile iyiniyete dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde açıklanmış, aynı ilke tamamlayıcı madde olan m.1024’de “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır. Birleştirilen dava dosyasının davacısı ..., dava konusu bağımsız bölümün kayıt maliki asıl davanın davacısı ..."nun kötüniyetli olduğunu ispat edemediğinden mülkiyet aktarımına ilişkin isteminin reddedilmesinde yasaya aykırılık yoktur.
Ancak Ünye 2. Noterliğinde 19.11.1998 tarihinde ...ile ... arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi birleştirilen dava dosyasının davacısı olan vaat alacaklısı ..."a kişisel hak sağlar. Bu sözleşmenin yapılmasındaki amaç, davacının ileride bir konut maliki olmasını temin etmektir. Ne var ki, sözleşmenin ifa olanağını olmadığından davacı mülkiyet hakkından mahrum kalmıştır. Borçlar Kanununun 96. maddesi gereğince alacaklının hakkını kısmen veya tamamen elde edemediği durumlarda borçlu alacaklının zararını tazmin ile sorumludur. Buradaki zarar müspet zarar olup akdin yerine getirilmemesinden doğan zararın karşılanması gerekir. Başka bir deyişle alacaklı (davacı) elde edemediği konutun dava tarihindeki rayiç değerini davalı akidinden isteyebilir.
Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümün rayiç bedelinin davadaki talep aşılmamak kaydıyla davalı yüklenici ..."dan tahsili ile birleştirilen dava dosyasının davacısı ..."a ödenmesine karar verilmesi gerekirken daire için ödenen bedelin dava tarihindeki güncel değeri olan 15.520,18 TL"ye hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.