![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2016/11463
Karar No: 2021/1828
Karar Tarihi: 14.04.2021
Danıştay 10. Daire 2016/11463 Esas 2021/1828 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/11463
Karar No : 2021/1828
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kaymakamlığı / …
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tekirdağ ili, Çorlu ilçesinde davacı tarafında işletilen 8 nolu genel evin Tüzüğün 93. maddesi uyarınca kapatılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Çorlu Kaymakamlığı Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu kararının iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı tarafından işletilen 8 nolu genel evin bir yıl içinde 2 kez kapatıldığı ve bu kararların kesinleştiğinin sabit olduğu, tüzük hükmü uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idare tarafından ihtar içerikli daha önceden bir karar alındığı, bu kararın kendisine tebliğ edilmediği ve bu karardan yaklaşık 2 sene sonra, ihtar içerikli kararın hatalı olduğundan bahisle 93. madde gerekçe gösterilerek kapatma kararı alındığı, idarenin kapatma kararı almadığına güvenerek yatırım yaptığını, dava konusu edilen işlemle idareye güven ilkesinin zedelendiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından işletilen Tekirdağ ili, Çorlu ilçesinde bulunan 8 nolu genel evin … tarih ve … sayılı ve … tarih ve … sayılı kararlarla sırayla üç gün ve bir ay süreyle kapatıldığı, kararların sırasıyla 05/12/2012 ve 17/01/2013 tarihinde davacıya tebliğ edilerek kapatma kararlarının uygulandığı, bu kararlara karşı dava açılmadığı, … tarih ve … sayılı kararla karar tarihinden itibaren Tüzük hükümlerine aykırı hareket halinde Tüzüğün 93. maddesi hükmü uyarınca işlem tesis edileceğinin belirtildiği, bu kararın davacıya tebliğ edilmediği, gelen ihbarlar üzerine, 27 numaralı kararın sehven alındığı belirtilerek Tüzüğün 93. maddesine göre işlem yapılmasına dair … tarih ve … sayılı kararla anılan yerin kapatılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olarak tanımlanmıştır.
Genel Kadınlar ve Genelevlerinin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü'nün 93. maddesinde "Bir yılda iki defa kapatılan fuhuş yerleri bir daha açtırılmaz ve bu gibi yerleri işletenler için yeniden fuhuş yeri açmak üzere izin verilmez. Yılın hesaplanmasında, kapatma tarihi başlangıç kabul edilir." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik içtihadı haline gelmiş hukuk devleti tanımına göre hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Hukuk devletinin unsurları, doktrin ve yargı kararlarıyla belirlenmiş olup, bunlardan konuyla ilgili iki tanesi “hukuki güvenlik” ve “belirlilik” ilkeleridir. Bireyin devlete güven duyması, ancak hukuki güveliğin sağlandığı bir hukuk devleti düzeninde mümkün olabilecektir. Anayasada öngörülen temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ve insan haklarının insan hayatına egemen kılması için Devlet, bireylerin hukuka olan inançlarını ve güvenlerini korumakla yükümlüdür.
Doktrinde hukuki güvenlik ilkesinin gerekleri de şu şekilde sıralanmıştır: devlet faaliyetleri, önceden öngörülebilir, tahmin edilebilir olmalı; devlet faaliyeti, önceden hukuk kurallarıyla düzenlenmiş olmalı; hukuk düzeninde mümkün olduğunca hukuki istikrar sağlanmalı; idarenin tek yanlı işlem yapma üstünlüğüne karşı, güvece niteliğindeki kurallarla (bireylere katılma, dinleme ve savunma hakkı gibi haklar tanınarak) birey ile idare arasında denge sağlanmalı; idare, bireyin haklı beklentilerine uygun davranmalı; yasal düzenlemelerde hukuka ve devlete olan güveni zedeleyici hususlardan kaçınılmalı; devlet kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirilebilmesi için hukuk güvenliğinin sağlandığı bir hukuk devleti yaratmalıdır.
Belirlilik ilkesi, hukuki güvenlikle bağlantılı olup bireyin hangi somut eylem ve olguya hangi hukuki müeyyidenin veya neticenin bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmesi anlamına gelir.
Anayasa Mahkemesi'nin 22/05/2013 tarih ve E:2013/39, K:2013/65 sayılı kararında "Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini ifade etmektedir."
Hukuk devleti ilkesi ile yakından ilişkili bir başka idare hukuku kavramı olan idari istikrar ilkesi ise; vatandaşların idarenin işlem ve eylemlerine karşı kendilerini hukuki güvenlik içerisinde hissetmeleri ve ayrıca idarenin düzgün işlemesini sağlayarak düzenli idare ilkesinin gerçekleşmesi şeklinde iki temel anlamda ele alınması gereken bir ilkedir. Buna göre vatandaşların kendilerini hukuki güvenlik içerisinde hissetmeleri için idarenin belirlilik, idari ve yargısal teamüllere uygunluk, kazanılmış haklara saygı, haklı beklentilere uygunluk ve geriye yürümezlik gibi alt ilkelere uygun hareket etmesi gerekmektedir. Bu alt ilkelerin her biri hukuki güvenlik anlamında idari istikrarı gerçekleştirmeye yönelik ilkelerdir.
Diğer taraftan idari işlemlerin ancak idari dava açmak için öngörülen süreler içerisinde geri alınabilecekleri de bir idare hukuku ilkesidir.
Dava konusu işleme konu olan genelevin ikinci kez kapatılmasına dair 16/01/2013 tarihli kararın 17/01/2013 tarihinde uygulanmasından ve her ne kadar davacıya tebliğ edilmediği belirtilmekte ise de yine idarece tesis edilen … tarihli ve … sayılı kararla, karar tarihinden itibaren tüzük hükümlerine aykırı hareket edilmesi halinde, Tüzüğün 93. maddesine göre işlemlerin tesis edileceğinin belirtilmesinden ve böylece bu işletme ile ilgili olarak ikinci olumsuzluk üzerine iki kez değerlendirme yapıldıktan ve bu işlemlerin tesisinden sonra herhangi yeni bir olumsuzluk tespit edilmemişken … tarih ve … sayılı genelevin tamamen kapatılmasına ilişkin olarak tesis edilen işlem, yukarıda yer verilen Tüzüğün 93. maddesi gerekçe gösterilerek tesis edilmiş ise de; ikinci kapatma kararının uygulanmasının üzerinden yaklaşık 2 yıl geçtikten sonra genelevin tamamen kapatılmasına yönelik tesis edilen işlemde hukuki güvenlik, belirlilik, idari istikrar idari işlemlerin geri alınması ilkelerinin zedelendiği sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyiz edilen karar hukuk ve usule uygun bulunduğundan, temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla, temyiz talebinin kabulü ile bozma yolundaki Daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.