Esas No: 2020/10903
Karar No: 2022/1436
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10903 Esas 2022/1436 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin Ağır Ceza Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. Davacı 1981-1987 yılları arasında yasadışı olarak gözaltında tutulmuş ve beraat etmiştir. Ancak tazminat talebi için gereken süreleri kaçırdığı için davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanunun 2. maddesi, verilen kararların kesinleştiği veya bu iddiaların mercilerince karara bağlandığı tarihten itibaren üç ay içinde, ikametgahlarının bulunduğu mahal ağır ceza mahkemesine bir dilekçeyle başvurarak uğradıkları her türlü zararın tazminini isteyebileceklerini belirtmektedir. Ayrıca, Borçlar Kanununun 60. maddesi gereği, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu tazminat talebinin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği ve davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmiştir. Sonuç olarak, tazminat talebinin zamanında açılmaması nedeniyle davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında "466 sayılı yasa uyarınca tazminat" yerine "Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Tazminat talebinin dayanağı olan Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi 1994/41 Esas – 2000/164 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının kasten öldürmek suçundan beraat, cürüm işlemek amacıyla oluşturulan silahlı örgüte girmek suçundan ortadan kaldırma kararı suçundan 02.01.1981 – 11.03.1981 ve 18.11.1981 (infazın da 25.11.1981 ila 25.05.1982 tarihleri arasında bir yıllık hapis cezasının infazı için durdurulduğu) – 25.05.1987 tarihleri arasında gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraat ve ortadan kaldırma kararına hükmedildiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanuna tabi olduğu anlaşılmakla;
Davacının bilirkişi tarafından hesaplanacak miktarın maddi tazminat, 2.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden faiz talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, her ne kadar davacı 13/05/2015 tarihli dilekçesiyle haksız tutuklanma nedeniyle tazminat talebinde bulunmuş ise de; tazminat davasına konu davacı hakkında verilen tutuklama kararı ile yine davacının beraatine ilişkin Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi 1994/41 Esas – 2000/164 Karar 5271 sayılı CMK'nın yürürlüğe girdiği 01/06/2005 tarihinden önce verildiği, bu nedenle 5320 sayılı Yasanın 6/2. maddesi gereğince tazminat isteminin 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda, tazminat isteminin koşullarını düzenleyen 466 sayılı Yasanın 2. maddesinde düzenlenen "...verilen kararların kesinleştiği veya bu iddiaların mercilerince karara bağlandığı tarihten itibaren üç ay içinde, ikametgahlarının bulunduğu mahal ağır ceza mahkemesine bir dilekçeyle başvurarak uğradıkları her türlü zararın tazminini isteyebilirler." hükmü dikkate alındığında, mahkemesince gerekçeli kararın tebliğinin ve dolayısıyla kesinleşme işleminin zamanında yapılmamasının Yasada belirtilen süre içerisinde dava açma hakkını ortadan kaldırmayacağı, bu durum dışında ayrıca Dairemizin 07/05/2014 tarih ve 2013/27760 Esas-2014/11104 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, dava süresi açısından en lehe kabul ile bu itibarla Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulünün gerektiği ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar hakkında beraat hükmünün verilmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği, şeklindeki ilamı da dikkate alınarak, davanın süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmakla;
Bu kapsamda; Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi 1994/41 Esas – 2000/164 Karar sayılı ilamı ile 30.05.2000 tarihinde beraatine karar verildiği, beraat kararının davacı sanığın yokluğunda verildiği, davacı sanık hakkında aleyhe temyiz de bulunulmadığı, verilen beraat kararının verildiği tarihten itibaren üç ay içinde kesinleştirilememesi nedeniyle söz konusu beraat kararları 466 sayılı Kanun uyarınca açılacak tazminat davaları yönünden 06.06.2000 tarihinde kesinleştirilmiş sayıldığından, temyiz konusu davanın ise beraat hükmünün kesinleştirilmiş sayıldığı 06.06.2000 tarihinden itibaren on yıllık süre geçtikten sonra 13.05.2015 tarihinde açılması karşısında, beraat hükmünün anılan dava yönünden kesinleştirilmiş sayıldığı tarihten itibaren on yıl içinde açılmayan tazminat davasının süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; mahkemece davacı lehine tazminat isteme şartlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesinde usule ve kanuna aykırı yön bulunmadığından, davacı vekilinin, davanın kabul edilmesi gerektiğine ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 28.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.