Esas No: 2019/20080
Karar No: 2021/5559
Karar Tarihi: 14.04.2021
Danıştay 6. Daire 2019/20080 Esas 2021/5559 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/20080
Karar No : 2021/5559
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) ... Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- … Belediye Başkanlığı
2- … Tur. Tic. A.Ş.
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … sayılı parselde ruhsatsız yapı yapıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca yapı sahibi davacıya 227.394,09-TL para cezası verilmesine ilişkin … gün ve … sayılı Tuzla Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 19/03/2018 tarih ve E:2015/6259, K:2018/1647 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte incelenmesi sonucunda, dava konusu yapının yapı tatil tutanağında saptanan duruma uygun olduğu, mimari projeye aykırı olduğu tespit edilen kısımların ruhsata bağlanabileceği, uyuşmazlığa konu yapının niteliğinin betonarme karkas yapı olduğu, söz konusu mimari aykırılıkların yapının taşıyıcı sistemini etkilemediği, yapının mevcut haliyle olası öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal güvenliğini tehdit etmediği, yapı grubunun 4-A sınıfı ve grubu, yapı niteliğinin entegre sanayi tesisleri olduğu, aykırılıktan etkilenen alanın 3237 m2 olduğu tespit edilerek yapılan hesaplamada temel para cezasının 97.403,35-TL olduğu, aykırılıkların uygulama imar planı bulunan bir alanda yapılması nedeniyle 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 5. alt bendi ile inşai faaliyetler tamamlanmış ve kullanılıyor olması nedeniyle de aynı maddenin (c) bendinin 12. alt bendi uyarınca temel cezanın arttırılması suretiyle toplam 136.364,69-TL para cezasının belirlendiği, bu durumda dava konusu 227.394,09-TL para cezasının 136.364,69-TL'lik kısmının hukuka uygun olduğu, 91.029,40-TL'lik kısmının ise hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemin hukuka uygun bulunan kısmı yönünden davanın reddine, hukuka aykırı bulunan kısmının iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; sadece taşınmaz maliki olduğu, taşınmaz üzerinde inşa edilen ruhsata aykırı yapıdan bilgisinin ve dolayısıyla sorumluluğunun olmadığı, cezaların şahsiliği ilkesi gereğince cezalandırılamayacağı, öte yandan, aykırılıktan etkilenen alanın mevzuata uygun şekilde hesaplanmadığı, bilirkişi raporunda tespit edilen aykırılıktan etkilenen alanın ise nasıl hesaplandığının açık ve anlaşılır şekilde yapılmadığı, 3237 m2 alana nasıl ulaşıldığının belirtilmediği, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı tarafından; dava konusu işlemin hukuka ve usule uygun tesis edilmiş olduğu ileri sürülmektedir.
SAVUNMALARIN ÖZETİ : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … sayılı parselde ruhsatsız yapı yapıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca yapı sahibi davacıya 227.394,09-TL para cezası verilmesine ilişkin … gün ve … sayılı Tuzla Belediye Encümeni kararı tesis edilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 2. fıkrasında; idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin, yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi ile atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller" başlıklı 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz..." hükmüne; "Bilirkişi açıklamalarının tespiti ve rapor" başlıklı 279. maddesinin 4. fıkrasında, "Bilirkişi, raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hâkim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz." hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, yapı sınıfı ve grubu dikkate alınmak suretiyle maddede belirtilen miktar ile yapının alanının çarpılması sonucu temel ceza miktarının hesaplanacağı ve bu miktar üzerinden (c) bendinin alt bentlerinde belirtilen artırım sebepleri için gösterilen oranlar uyarınca bulunan miktarların eklenmesi sonrasında toplam ceza miktarının bulunacağı belirtilmiş olup, söz konusu (c) bendinde ise artırım sebepleri sayılmış, bu artırım sebepleri uyarınca tespit edilen miktarların (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunacağı, para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alanın dikkate alınacağı düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar nedeniyle verilecek para cezası miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak temel ölçütün; yapı sınıfı ve grubu ile ruhsatsız veya ruhsata aykırı imalat alanının varsa aykırılıktan etkilenen alanın katılması suretiyle bulunacak alan olduğu, temel ceza miktarı belirlendikten sonra maddede öngörülen arttırım sebeplerinin varlığı halinde arttırım sebeplerinin ayrı ayrı hesaplanacağı, bu sebeple; para cezası miktarının maddede öngörüldüğü şekilde belirlenebilmesi için öncelikle; ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapı yapıldığının bir tutanakla tespitinin gerektiği, bu tutanakta; ruhsata aykırı ya da aykırılıktan etkilenen alanın yüzölçümü, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanılıp kullanılmadığı gibi niteliği gereği yerinde tesbiti gerektiren hususların açık bir şekilde belirtilmesinin gerektiği, yapının sınıf ve grubu, hisseli, kamuya veya başkasına ait parselde yapılıp yapılmadığı gibi sonradan dosya üzerinde yapılacak inceleme ile anlaşılabilecek ve açıklığa kavuşturulacak hususların tutanakta yer almamasının işlemi kusurlandırmayacağı, yapının; mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit edip etmediği, çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet verip vermediği hususlarına ilişkin olarak somut tespitlerin, tutanakta veya para cezasına ilişkin işlemde belirtilmesinin gerektiği, bu tespitlerden sonra; yapı sınıfı ve grubu dikkate alınmak suretiyle maddede belirtilen miktar ile yapının alanının çarpılması sonucu temel ceza miktarının hesaplanacağı, bu miktar üzerinden; (c) bendinin alt bentlerinde belirtilen nedenlerin bulunması halinde ayrı ayrı arttırım oranlarının hesaplanması ve bunların toplamlarının alınması suretiyle toplam ceza miktarının bulunacağı ve bulunan bu miktarın belediye encümeni tarafından imar para cezası olarak verileceği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi uyarınca, yargı kararı ile idarelerin işlem tesisine zorlanamayacağı gibi idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceğinden; 3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinin (a) bendinde, temel para cezasının hesaplanmasında, yapı inşaat alanı ile yapı sınıfı ve grubu temel kriterler olarak öngörüldüğünden, temel para cezasının bu kriterlere aykırı olarak hesaplandığının tespit edilmesi halinde, aykırılığı tespit edilen para cezası miktarına (c) bendinde öngörülen arttırım oranları uygulanarak belirlenen toplam para cezasının da tamamının iptal edilmesi gerektiği, temel para cezasının hesaplanmasına ilişkin aykırılıklar tespit edildikten sonra, bilirkişinin aykırılıktan etkilenen alan ve/veya yapı sınıfı grubuna ilişkin yaptığı tespitler uyarınca raporda hesaplanan para cezası miktarı esas alınarak dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen davanın reddine karar verilmesi suretiyle; işlemin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı idari yargı denetimi yetkisi aşılarak, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği, bununla beraber, temel para cezasının, 3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinde öngörülen kriterlere uygun olarak hesaplandığı, hukuka uygun olduğu; ancak, (c) bendinde öngörülen artırım sebebi veya sebeplerinin uygulanması koşullarının oluşmadığının anlaşılması halinde ise para cezasının hukuka aykırılığı tespit edilen artırım sebebine isabet eden kısım yönünden kısmen iptaline karar verileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu encümen kararına dayanak yapı tatil tutanağında ruhsat ve eklerine aykırı yapılar yapıldığının tespit edilmesi üzerine, davalı idare tarafından 2 adet hesaplama raporu düzenlendiği, buna göre döşeme ve kirişin zarar gördüğü kısım için düzenlenen hesaplama raporunda yapının 3/A sınıfı ve grubunda olduğu, aykırılıktan etkilenen alanın 3.237 m2 olduğu, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. Fıkrası uyarınca temel para cezasının 76.231,35 TL olduğu, aynı maddenin (c) bendinin 4. ve 5. alt bentleri uyarınca temel para cezasının artırılarak toplam tutarın 167.708,97 TL olduğu, döşeme ve kirişin zarar gördüğü kısmın haricindeki aykırılık için düzenlenen hesaplama raporunda ise yapının 3/A sınıfı ve grubunda olduğu, aykırılıktan etkilenen alanın 2.112 m2 olduğu, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca temel para cezasının 49.747,60 TL olduğu, aynı maddenin (c) bendinin 5. alt bendi uyarınca temel para cezasının artırılarak toplam tutarın 59.685,12 TL olduğu, anılan hesaplama raporları doğrultusunda toplam 227.394,09 TL para cezası verilmesine ilişkin dava konusu belediye encümen kararının alındığı, Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda ise; dava konusu yapının yapı tatil tutanağında saptanan duruma uygun olduğu, mimari projeye aykırı olduğu tespit edilen kısımların ruhsata bağlanabileceği, uyuşmazlığa konu yapının niteliğinin betonarme karkas yapı olduğu, söz konusu mimari aykırılıkların yapının taşıyıcı sistemini etkilemediği değerlendirilerek, yapının mevcut haliyle olası öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal güvenliğini tehdit etmediği, yapı grubunun 4-A sınıfı ve grubu, yapı niteliğinin entegre sanayi tesisleri olduğu, aykırılıktan etkilenen alanın 3237 m2 olduğu dikkate alınarak yapılan hesaplamada temel para cezasının 97.403,35-TL olduğu, aykırılıkların uygulama imar planı bulunan bir alanda yapılması nedeniyle 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 5. alt bendi ile inşai faaliyetler tamamlanmış ve kullanılıyor olması nedeniyle de aynı maddenin (c) bendinin 12. alt bendi uyarınca temel cezanın arttırılması suretiyle yapılan hesaplamada toplam 136.364,69-TL para cezasının belirlendiği, Mahkemesince anılan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle dava konusu 227.394,09-TL para cezasının 136.364,69-TL'lik kısmı yönünden davanın reddine, 91.029,40-TL'lik kısmının ise iptaline karar verildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta; davalı idare tarafından, döşeme ve kirişin zarar gördüğü kısım için düzenlenen hesaplama raporunda, yapının 3/A sınıfı ve grubunda olduğu, aykırılıktan etkilenen alanın 3.237 m2 olduğu, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca temel para cezasının 76.231,35 TL olduğu, aynı maddenin (c) bendinin 4. ve 5. alt bentleri uyarınca, temel para cezasının artırılarak toplam tutarın 167.708,97 TL olduğu, döşeme ve kirişin zarar gördüğü kısmın haricindeki aykırılık için düzenlenen hesaplama raporunda ise yapının 3/A sınıfı ve grubunda olduğu, aykırılıktan etkilenen alanın 2.112 m2 olduğu, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca temel para cezasının 49.747,60 TL olduğu, aynı maddenin (c) bendinin 5. alt bendi uyarınca temel para cezasının artırılarak toplam tutarın 59.685,12 TL olduğu, anılan hesaplama raporları doğrultusunda toplam 227.394,09 TL para cezası belirlenmesine karşın, İdare Mahkemesince yaptırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yapının döşeme ve kirişin zarar gördüğü kısım ve bunun haricindeki kısım olarak iki ayrı hesaplama yapılmadığı, aykırılıktan etkilenen alanın idarece tespit edilen toplam alan olan 5.349 m2 değil, 3.227 m2 olduğu ve yapının 3/A sınıfı ve grubu değil, 4/A sınıfı ve grubunda olduğu tespit edilmek suretiyle temel para cezasının belirlendiği, ayrıca davalı idare tarafından 3194 sayılı Kanun'un 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 12. alt bendi uyarınca artırım yapılmadığı halde, bilirkişi raporunda yapılan para cezası hesaplamasında anılan alt bent uyarınca artırım uygulanarak toplam 136.364,69-TL para cezasının belirlendiği, anılan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle Mahkemesince, dava konusu 227.394,09-TL para cezasının 136.364,69-TL'lik kısmı yönünden davanın reddine, 91.029,40-TL'lik kısmının ise iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
İşlemin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı idari yargı denetimi yetkisi aşılarak, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği dikkate alındığında, dava konusu uyuşmazlıkta; bilirkişi raporunda, yapı sınıfı ve grubunun idarece belirlenenden daha üst seviyede belirlendiği ve idarece uygulanmayan artırım nedeni uygulanarak para cezasının hesaplandığı, bu durumda, bilirkişi raporunun hükme esas alınacak nitelikte olmadığı, öte yandan, bilirkişi raporunda, aykırılıktan etkilenen alanın idarece belirlenen alandan daha az belirlendiği, söz konusu farklılığın temel cezayı etkileyen nitelikte olduğu, idarece yanlış hesaplama yapılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı görüldüğünden, dava konusu para cezasının tamamının iptal edilmesi gerekirken, anılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak cezanın kısmen iptali, kısmen davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen davanın reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 14/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinin (a) bendinde, temel para cezasının hesaplanmasında temel kriterler olarak öngörülen yapı inşaat alanı ile yapı sınıfı ve grubunun, bilirkişi incelemesi yoluyla görülen dosyalarda, bilirkişi tarafından, idarece hesaplanan temel para cezası tutarını aşmamak koşuluyla, teknik ve bilimsel inceleme ve değerlendirmeler sonucu bulunacak temel para cezasının, bazı yönlerden söz konusu kriterlere aykırı hesaplandığının tespit edilmesi halinde, tespit edilen temel para cezası ile para cezası miktarına (c) bendinde öngörülen (idarenin uyguladığı ve Mahkemesince de hukuka uygun bulunan) arttırımların uygulanarak belirlenen toplam para cezası miktarına göre karar verilebileceği, idarece bulunan miktarın altında tespit edilen para cezasının hükme esas alınabileceği, bir başka ifade ile, temel para cezasının hesaplanmasına ilişkin aykırılıklar tespit edildikten sonra, bilirkişi tarafından, aykırılıktan etkilenen alan ve/veya yapı sınıfı grubuna ilişkin yapılan tespitler uyarınca hesaplanan miktar esas alınarak dava konusu para cezasının kısmen iptaline kısmen de reddine karar verilmesinin idari yargı denetimi yetkisinin aşılarak, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilmesi sonucunu doğurmayacağı, bilirkişi incelemesinin, yapılan yargılamanın bir gereği/sonucu olup usul hükümlerine tabi olduğu gibi bilirkişi tarafından resen ve kendi takdirine bağlı bir hesaplama yapılmadığı, mahkemesince belirlenen hususlarda hukuka uygunluk yönünden ve dava konusu işlemle sınırlı olarak maddi ve teknik yönlerden bir inceleme ve değerlendirme olduğu dikkate alındığında, aykırılıktan etkilenen alanın bilirkişi raporunda idarece belirlenen alandan daha az belirlenmesi sonucunda, işlemin bir kısmında hukuka aykırılık bulunmasının hukuka uygun olan diğer kısımları da hukuka aykırı hale getirmeyeceği, bu nedenle, para cezasının kısmen iptali, kısmen reddi yolunda İdare Mahkemesince karar verilebileceği, ancak, bakılan davada yapı sınıfı ve grubunun idarece belirlenenden daha üst seviyede belirlenmesine ve idarece uygulanmayan artırım sebebi uygulanmasına ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınarak verilen İdare Mahkemesi kararının bu nedenle hukuka aykırı olduğu görüşüyle, kararın bozulması yönündeki çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.