Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2691
Karar No: 2021/1859
Karar Tarihi: 22.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2691 Esas 2021/1859 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2691
KARAR NO: 2021/1859
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/815 Esas - 2019/824 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari satımdan kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 06/04/2015 tarihinde 25.960,00-USD bedelli satış sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafça borcun ödenmediğini, bunu üzerine alacağın tahsili için İstanbul ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek, takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu satış sözleşmesi bedeli olan 25.960,00-USD'nin karşılığı olan 67.739,00-TL'nin, 31/07/2015 tarihli çek ile sözleşme tarihinde davalıya ödendiğini, taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını, ihtilafın kur farkından kaynaklandığını, davacı tarafça düzenlenen faturada kur farkına ilişkin bir ibare belirtilmeden bedelin 67.379,00-TL olarak yazıldığını, sözleşmedeki şartların yalnızca müvekkili aleyhine olduğunu, müvekkiline herhangi bir fatura gönderilmediğini belirterek, davanın reddine, davacının %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/09/2019 tarih ve 2018/815 Esas - 2019/824 Karar sayılı kararı ile; " ...Dava, taraflar arasında satım sözleşmesine konu jeneratör bedelinin, davalı tarafından tam olarak ödenmediği iddiası ile bakiye bedelin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki ihtilaf ise satım bedelinin 67.379,00 TL olarak belirlenip belirlenmediği, satış bedeli 25.960,00 USD ise davalının yaptığı 67.379,00 TL ödemenin yeterli olup olmadığı, yani ödeme yapılan tarihteki kur itibariyle yapılan TL cinsi ödemenin satış bedelini karşılayıp karşılamadığı noktalarında toplanmaktadır. Satış bedelinin 67.379,00 TL olduğunun kabulü halinde, bu bedelin davalı tarafından ödendiği ihtilafsız olup bu durumda davacı alacağı bulunmamaktadır. Ancak yukarıda belirtilen sözleşme hükümleri incelendiğinde satım bedelinin 25.960,00 USD olduğu açıktır. Yine sözleşmenin 3.7.maddesinde tahmini kur 2,5955 olarak belirtilmiş ve bu hesaplama ile 25.960,00 USD X 2,5955 = 67.379,18 TL satış bedeli belirlenmiş, ancak bu bedelin sözleşme bedeli olmadığı aksine ödemenin yapıldığı tarihteki kura göre hesaplama yapılacağı ve ödeme bedelinin USD cinsine çevrilerek bakiye satış bedelinin davalı tarafından ödeneceği belirtilmiş ve yine aynı maddede "...3.6 maddede gösterilen TL tutarlar, hiçbir şekilde satış tutarının Türk lirasına dönüştürüldüğü anlamına gelmez..." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu nedenle davalının ödeme yaptığı tarihte USD kurunun belirlenerek ödenen 67.379,00 TL'nin USD'ye çevrilmesi, bulunan miktarın 25.960,00 USD'den çıkarılması ve davalının varsa bakiye borcunun hesap edilmesi gerekmektedir. Davalının 01/08/2015 tarihli çek ile ödeme yaptığı, ödeme yapılan tarihte 1 USD'nin 2,7931 TL olduğu, bu durumda davalı tarafından 67.379,00 / 2,7931 = 24.123,38 USD ödeme yapıldığı, bu nedenle davacının bakiye alacağının 25.960,00 USD - 24.123,38 USD =1.836,62 USD olduğu hesap edilmiş olup davalının bu bedeli ödemediği sabittir. Davacı tarafından takip talebinde bu bedelin TL karşılığı olan 7.515,00 TL talep ettiği, yine sözleşme kapsamında bakiye bedelin 3 gün içerisinde ödenmesi gerektiği belirtildiğinden ve davalı tarafından 01/08/2015 tarihinde ödeme yapıldığından temerrüdün 04/08/2015 tarihinde oluştuğu, davacının ise daha az olacak şekilde 232,40 TL faiz talep ettiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. İİK 67/2 maddesinde "...borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir." hükmü yer almakta olup, davalının itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak alacak miktarının %20'sine tekabül den icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-Davanın KABULÜ ile İstanbul ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin aynı şartlarla devamına, 2-Alacak tutarı olan 7.747,40-TL'nin %20'si oranında hesap edilen 1.549,48-TL inkar tazminatnın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında 1 adet ... JEN. SET KABİNLİ marka jenaratörün satılması konusunda anlaşmaya varıldığını, davacı tarafından tek taraflı olarak hazırlanan 06.04.2015 tarihli sözleşmenin taraflarca imzalandığını, satış bedeli olarak kararlaştırılan 25.960 USD karşılığı 67.379,00.-TL'nin, müvekkili tarafından 31.07.2015 tarihli çek ile sözleşme tarihinde davalıya ödendiğini, sözleşmede ödemenin çek ile yapılacağının kararlaştırıldığını, davacının ihtirazi kayıt olmadan çekleri teslim aldığını, davacıya verilen çekin miktarının sözleşmenin yapıldığı tarihteki Türk Lirası üzerinden borcun tamamını karşıladığını, davacı taraf ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmenin 3.6 ödeme planı başlıklı maddesi uyarınca yaptığı ödemenin "kur farkına" dayanılarak eksik yapıldığı iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulduğunu, Hukuki mahiyeti itibariyle havale niteliğinde olan çekin, poliçe ve bonodan farklı olarak iktisadi açıdan bir kredi vasıtası değil, ödeme vasıtası olduğunu, çekin bir ödeme aracı olup verildiği gün ödeme olarak kabul edileceğini, Her ne kadar davaya konu sözleşmenin 3.7 maddesinde 'Satış bedeli, 3.5 maddede gösterilen Amerikan Doları cinsidedir. 3.6 maddede gösterilen TL tutarlar, hiçbir şekilde satış bedelinin Türk Lirasına dönüştürüldüğü anlamına gelmez. Çek/senet bedelleri; her bir çekin/senedin ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru esas alınarak, her bir çek/senet için Amerikan Doları cinsine çevirir ve 3.5 maddede gösterilen Amerikan Doları cinsinden satış bedelinden mahsup edilir. Son ödemeden sonra satıcı tarafından yapılacak hesaplama sonucu alıcı borçlu çıktığı taktirde, her bir çekin ödeme gününde doğan farkı 3(üç) gün içinde, ayrıca bir ihbar ya da ihtara gerek olmaksızın satıcıya nakten ve defaten ödemek zorundadır.'' denmiş ise de; Türk Hukukunda kıymetli evrak olan çekin mahiyeti gereği çekin davacı yana verildiği an müvekkilinin borcunu ifa etmiş olduğunu, çekin ileri tarihli keşide edilmesinin müvekkilin borcunu ifa etmediği anlamına gelmediğini, zira çek verildiğinde ödeme kabul edileceğini, sözleşme gereği müvekkili şirketin çeki davacı yana teslim ettiği vakit borcunu eksiksiz bir şekilde ifa ettiğini, sözleşmeden de anlaşılacağı üzere, çekin malın tesliminden önce alacaklıya teslim edildiğini, bu nedenle çek ile yapılan ödemeler için tahsil tarihi gözetilerek kur farkının talep edilmemesi gerektiğini, davacının fiili ödeme tarihindeki rayici üzerinden ödeme talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu,
(YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2017/4782 K. 2018/5802 T. 14.11.2018) (YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2018/1227 K. 2019/1611 T. 13.3.2019) (YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2017/3234 K. 2019/1778 T. 19.3.2019) (YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2018/2655 K. 2019/3068 T. 9.5.2019) ilamlarının da belirtmiş oldukları hususların doğruluğunu, yerel mahkeme tarafından verilen kararın hatalı olduğunu gösterdiğini, Ayrıca, Borçlar Kanunu m. 99'a göre; ''Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.'' Söz konusu maddenin üçüncü fıkrasından da anlaşılacağı üzere sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklının, bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç değeri üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebileceğini, alacaklının ödemeyi isteyebilmesinin borcun ödeme gününde ödenmemesi şartına bağlandığını, dolayısı ile kur farkının talep edilebilmesi için borçlunun borcunu ödeme gününde ödememesi gerektiğini, davaya konu sözleşmeden de anlaşılacağı üzere, müvekkilinin borcunu malın tesliminden önce ödediğini, taraflar arasındaki sözleşmede de aynen ödeme şeklinde bir ödeme olmadığını, davacı tarafın vadesinde alacağını aldığını, müvekkilin sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde borcunu ifa ettiğini, bu sebeple davacı yanın aradaki kur farkını talep etme hakkı doğmadığını, Mahkemece bilirkişi raporundaki mevcut eksiklikler ve savunmalarının dikkate alınmadığını, sadece davacı yanın ticari defterlerinin incelendiğini, müvekkili şirketin defterlerinin incelenmediğini, dolayısıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerçeğe ulaşmak için uygun olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, hükmün kaldırılması yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesi'nde yeniden görülmesine karar verilirse; İlk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satımdan kaynaklanan bakiye satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 06/04/2015 tarihli satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davacının satıcı, davalının alıcı, sözleşme konusunun jeneratör seti satımı olduğu, sözleşmenin satış bedeli başlıklı 3.5.maddesinde satış bedelinin 22.000,00 USD (KDV hariç) 3.960,00 USD (%18 KDV) toplam 25.960,00 USD (KDV Dahil) olarak belirtildiği, sözleşmenin ödeme planı başlıklı 3.6.maddesinde; alıcının satıcıya 25.960,00 USD karşılığı 67.379,00 TL'yi 31/07/2015 tarihinde çek ile ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, Sözleşmenin 3.7.maddesinde "Döviz Kuru: Bir Amerikan Doları kuru 2,5955 TL olacağı tahmin edilerek, tahmini kurlara göre yukarıdaki Türk Lirası çek/senet bedelleri hesap edilmiştir. Satış bedeli, 3.5 maddede gösterilen Amerikan Doları cinsindendir. 3.6 maddede gösterilen TL tutarlar, hiçbir şekilde satış tutarının Türk lirasına dönüştürüldüğü anlamına gelmez. Çek/senet bedelleri her bir çekin senedin ödeme günündeki TCBM efektif satış kuru esas alınarak her bir çek/senet için Amerikan Dolan cinsine çevirir ve 3.5 maddede gösteriler Amerika cinsinden satış bedelinden mahsup edilir. Son ödemeden sonra Satıcı tarafından yapılacak hesaplama sonunda Alıcı borçlu çıktığı taktirde, her bir çekin ödeme gününde doğan farkı 3 (üç) gün içinde, ayrıca bir ihbar yada ihtara gerek olmaksızın Satıcı'ya nakden ve defaten ödemek zorundadır, ödemediği taktirde, ödemediği tutar kadar miktarı ayrıca ceza-i şart olarak ödemeyi gayrikabilirücu olarak beyan, kabul ve taahhüt eder. Satış bedeli Amerikan Doları cinsinden olduğundan, Türk Lirası ödeme yapılması halinde aradaki farkın kur farkı olduğu Alıcı tarafından öne sürülemez" şeklide düzenleme yapıldığı ve davalı tarafından 01/08/2015 tarihli 67.379,00 TL bedelli çek ile ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, çek bir ödeme aracı olmakla birlikte, ödemenin sözleşme tarihinde yapılmadığı, taraflar tacir olup, sözleşme hükümlerinin tarafları bağlayacağı, dolayısıyla sözleşmenin 3.5, 3.6 ve 3.7 maddeleri uyarınca davacı tarafça kur farkı talep edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça sözleşmede USD üzerinden belirlenen bedelin, sözleşme hükümlerine göre ödenmeyen kısmının, kısmi ödeme günündeki rayici üzerinden TL karşılığının icra takibine konu edildiği görülmekle, talebin TBK 99 madde hükmüne aykırılık teşkil etmediği, davalı tarafça söz konusu çek dışında başkaca bir ödeme savunmasında bulunulmadığından davalı defterlerinin incelenmemesinin sonuca etkili olmadığı, yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermek için yeterli olduğu, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 529,22 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 132,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 396,92 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2021 tarihinde HMK' nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi