13. Hukuk Dairesi 2016/17519 E. , 2018/3303 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 17.11.2012 tarihli sözleşme ile davalı şirketlerden devre tatil hizmeti satın aldığını, bu kapsamda davalılara, taksitler halinde 8.440 TL ödeme yaptığını, 8 adet toplam 2.760 TL bedelli senetlerin de davalıların ellerinde olduğunu, sözleşmeye konu tatil hakkının henüz kullanılmadığını, 13.09.2013 tarihli ihtarname ile cayma hakkını kullanarak sözleşmeyi feshettiğini karşı tarafa bildirdiğini, ancak bir netice alamadığını, ödenen miktar ile ellerinde bulunan senetlerin iade edilmediğini ileri sürerek; sözleşmenin iptaline, ödenen 8.840 TL nin istirdatına ve davalılardaki senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iadesine karar verilmesini istemiş, bilahare davalı ... Acente Organizasyon Danışmanlık Tur.İnş.Tic.Ltd. şirketi hakkındaki davasından feragat etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davalı... Tur.İnş.Tar.San.Tic.Aş. hakkındaki davanın kabulüne, diğer davalı şirket hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ... Tur.İnş.Tar.San.Tic.Aş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Davacı, davalı şirket ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin iadesi ve sözleşme kapsamında imzalanan senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme, devre mülk sözleşmesi olarak nitelendirilip, resmi şekilde yapılmadığı gerekçesi ile sözleşmenin geçersiz olduğu değerlendirilerek sonuca gidilmiştir. Oysa ki taraflar arasındaki sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Satış işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan, 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK"nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup davacının, davalı şirketin temsilcileri tarafından gezi amaçlı götürüldüğü sırada daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu sözleşmenin, kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerekir. Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan cayma hakkı, ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup bu süre içinde sözleşme askıdadır.
Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Hal böyle iken; mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.