Esas No: 2017/3759
Karar No: 2019/923
Karar Tarihi: 24.01.2019
Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği - Nitelikli Dolandırıcılık - Görevi Kötüye Kullanma - Resmi Belgede Sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3759 Esas 2019/923 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Nitelikli Dolandırıcılık, Görevi Kötüye Kullanma,Resmi Belgede Sahtecilik
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet, Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulaması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 318. maddesi uyarınca reddine oybirliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Gerekçeli karar başlığında suçtan zarar gören olarak yazılan "Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ... İl Müdürlüğü"nün sıfatının katılan olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
.... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 04.10.2010 tarihli iddianamesi ile sanıklar ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından, sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve resmi belgede sahtecilik suçlarından, 10.08.2009 tarihli iddianame ile de sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açıldığı ancak bu suçlardan hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, bu suçlardan zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
A- Sanıklar ... ve ... hakkında "nitelikli dolandırıcılık", sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" ve sanık ... hakkında "görevi kötüye kullanma" suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik sanık ... ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraza tabi olduğu anlaşılmakla, sanık ... ve katılan vekilinin vaki temyiz isteminin CMK"nin 264/2. maddesi uyarınca itiraz olarak kabulü ile dava dosyasının bu yönden merciince karara bağlanmak üzere incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
B- Sanık ... hakkında "nitelikli dolandırıcılık" suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık müdafiinin 15.07.2013 havale tarihli itirazı üzerine sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen 10.07.2013 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının .... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 05.08.2013 tarih ve 2013/1229 Değişik İş nolu kararı ile kaldırıldığı, UYAP"tan yapılan kontrolde ....2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2013/257 Esasına kaydedilen dosyada sanık hakkında 18.12.2013 tarih ve 2013/315 Karar sayılı karar ile nitelikli dolandırıcılık suçundan karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve mevcut dosyada bu karara yönelik temyiz talebi bulunmadığı anlaşılmakla, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
C- Sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık" suçlarından verilen hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; ....Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 06.09.2010 tarihli kararı ile sanık hakkında atılı suçlardan ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin, bu karara katılan kurumun itiraz etmesi üzerine İskenderun Ağır Ceza Mahkemesi"nin 13.01.2011 tarih ve 2011/38 Değişik iş nolu kararı ile itirazın reddine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ....Cumhuriyet Başsavcılığının 04.10.2010 tarih ve 2010/4011 Esas sayılı iddianamesinde sadece başlık kısmında ismi yer alan ve hakkında isnat olunan eylem ile sevk maddeleri belirtilmeyen sanık hakkında açılmış bir dava bulunmadığı halde, yargılamaya devamla verilen hükümler yok hükmünde olduğundan katılan vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
D- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
....Mal Müdürlüğünce düzenlenen Bağkur Sigortalılık belgelerinde mükellefiyet sürelerini fazla bildirmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan sanıkların, dosyada mevcut bilirkişi raporları ve sanıkların savunmalarının aksine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına yönelik gerekçe ile 5271 sayılı CMK"nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip suçun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşamayan mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanıkların yüklenen suçu işledikleri sabit olmadığından CMK"nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatleri gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
E- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa yüklenen "resmi belgede sahtecilik" suçunun 5237 sayılı TCK"nin 204/1. maddesindeki cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.
maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,
F- Sanıklar ..., ..., ..., ... haklarında verilen hükümlere yönelik katılan vekilinin, sanık ... müdafii ile sanık ..."un temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kayıtlarında, 29.05.2011, 04.12.2015, 13.11.2016 ve 26.01.2018 tarihlerinde vefat ettikleri belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK"nin 64. maddesi uyarınca kamu davalarının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin, sanık ... müdafii ile sanık ..."un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
G- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ile kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik bir kısım sanıklar, bir kısım sanıklar müdafiilerinin ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- ....Mal Müdürlüğünde memur olan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın ....Mal Müdürlüğü mükellefi olan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."e ait Bağkur sigortalılık belgelerinde ve bir kısım teyit yazılarında mükellefiyet sürelerini gerçeğe aykırı düzenlemek ile bir kısım sanıkların eski ve yeni sicil defterlerinde tahrifat yapmak suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işledikleri ve mükellef olan sanıkların kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarına iştirak ettikleri, mükellef olan sanıkların ise kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu işledikleri ve memur olan sanıkların sahtecilik eylemlerine azmettirici olarak iştirak ettiklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanık ..."nın savunmalarında ..."ye ait belgeyi sanık ..."ın düzenlediğini, ... hakkındaki 22.11.2005 tarihli suça konu Bağkur sigortalılık belgesinin düzenlendiği tarihte ise iki ay süre ile raporlu olduğunu belirterek savunmasına dayanak sağlık kurulu raporu ve kurum yazısını sunması, her ne kadar iddianamede sanığın düzenlediği iddia olunan belgenin 18.04.2006 tarihli vergi kayıt sürelerini bildirir yazı olduğu ve sanığın da bunu düzenlediğini kabul ettiği anlaşılmış ise de sanığın savunmasında suça konu bu belgeyi yeni sicil defterini esas alarak düzenlediğini belirterek suçlamayı kabul etmemesi, sanık ..."in savunmalarında sanıklar ..., ... ve ..."in Bağkur sigortalılık belgelerini bu kişilerin yeni sicil defterlerini esas almak suretiyle düzenlediğini, bu sanıkların eski ve yeni sicil defterlerini düzenlemediğini ve suç işleme kastının olmadığını beyan etmesi, dosyada mevcut 19.07.2010 tarihli bilirkişi heyet raporunda ... ve ... adına düzenlenen Bağkur sigortalılık belgelerindeki mükellef sürelerinin yeni sicil defterlerinde yer alan sürelerle mutabık olduğunun bildirilmesi, sanık ..."un savunmalarında ... ve ..."in Bağkur sigortalılık belgelerini son sicil defterindeki bilgilere göre düzenlediğini, bu kişilerin eski ve yeni sicil defterlerini düzenlemediğini, hatanın sicil defterlerinin karışık olmasından kaynaklandığını, ..."ın Bağkur sigortalılık belgesini Celal Bingöllü"nün düzenlediğini belirterek suçlamayı kabul etmemesi, Celal Bingöllü"nün 05.10.2007 tarihli vergi denetmenine verdiği ifadesinde ... adına düzenlenen 12.04.2006 tarihli belgeyi kendisinin düzenlediğini beyan etmesi, ....Mal Müdürlüğü mükellefi olan sanıkların savunmalarında benzer şekilde suça konu belgeleri düzenlemediklerini, bu belgelerdeki mükellefiyet sürelerinin fazla bildirilmesi hususunda menfaat elde etmediklerini ve kimseye bu konuda vaadde bulunmadıklarını belirtmeleri, bir kısım sanığın savunmalarında mevcut mükellefiyet sürelerinin emekli olma ya da yaşlılık aylığı almaları için yeterli olduğunu fazla süre bildirmelerine ihtiyaçlarının da olmadığını belirtmesi, sanık ..."ın savunmalarında babasının vefatı nedeniyle mal müdürlüğünden sigortalılık belgesi istediğini, mükellefiyet süreleriyle bir ilgisinin olmadığını belirterek suçlamayı kabul etmemesi, dosyada mevcut 15.12.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporunda Şaban Taş"ın ölümü sebebiyle hak sahiplerine aylık bağlandığı, ancak miktarı bakımından bilgi bulunmadığından elde ettiği menfaatin belirlenemediğinin bildirilmesi, 29.08.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Şaban Taş ile ilgili hak sahiplerine herhangi bir ödemede bulunup bulunulmadığı konusunda bilgisinin olmadığının belirtilmesi ve dosya kapsamından sanığın suça konu belgelerin düzenlenmesi neticesinde ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığının anlaşılamaması, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ....Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ..... Sosyal Güvenlik Merkezi"nin 08.06.2011 tarih ve 10.513.464 sayılı cevabi yazısında mükellef sanıkların esnaf odası, şoförler odası, askerlik hizmet süresinin borçlanması veya daha önce mevcut olan vergi kaydının esas alınması suretiyle yaşlılık ve emeklilik aylığı aldıklarının ve bu sanıklara vergi kayıtlarından dolayı usulsüz bir hizmetin verilmediğinin belirtilmesi, dosyada mevcut 15.12.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporunda bir kısım sanıkların haksız kazanılan sürenin iptal edilmesi halinde bile sanıklara yaşlılık aylığının bağlanmasını etkilemediğinden bir menfaat elde etmediklerini, bir kısım sanıkların da aldıkları yaşlılık aylığı miktarı bakımından bilgi bulunmadığından elde ettikleri menfaatin belirlenemediğinin belirtilmesi karşısında, ....Mal Müdürlüğü"nün 23.05.2011 tarihli cevabi yazısında kurumda otomasyona 05.11.2007 tarihinde geçildiğini, sicil defterlerinin kurumda rahat ve erişilebilir durumda bulunduğunu bildirmesi hususu da dikkate alınarak maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu belgelerdeki yazı ve imzaların memur olan sanıklara ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, mükellef olan sanıkların eski ve yeni sicil defterlerinde farklı bilgilerin yer alması ve memur olan sanıkların bu sicil defterlerini kendilerinin düzenlemediklerini savunmaları nedeniyle eski ve yeni sicil defterlerinin kim tarafından düzenlendiğinin ilgili kurumdan sorularak gerekirse bu konuda da bilirkişi incelemesi yaptırılması ile sanıkların sahtecilik kastıyla hareket edip etmediklerine dair somut delillerin de karar yerinde tartışılması, somut olayın Bağkur İl Müdürlüğünde şube müdürü olarak görev yapan tanık Murat Kokusever"in, sanık ..."ın sigortalılık belgesindeki mükellefiyet süresinin farklı olduğunu tespit etmesi üzerine ....Mal Müdürlüğünden bu durumu teyit etmesi sonucu ortaya çıktığının anlaşılması nedeniyle sanıkların kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli hareketlerinin bulunup bulunmadığının, bu şekilde yapılan başvuruların mal müdürlüğünden teyidine yönelik yerleşik bir uygulamanın bulunup bulunmadığının kurumdan sorulması, görevli memurların basit bir araştırma ile gerçek durumu tespit edip edemeyeceklerinin araştırılması, dolandırıcılık suçunun unsuru olan "kendisine veya bir başkasına yarar sağlama" hususunun somut olayda tam olarak belirlenebilmesi için sanıkların yaşlılık ve emekli aylığı almalarında suça konu belgelerin düzenlenmesinin kesin olarak etkili olup olmadığının belirlenebilmesi amacıyla katılan kurumdan sanıklara ait belgelerin getirtilerek suça konu belgelerde fazla bildirilen mükellefiyet sürelerinin söz konusu maaşları almalarına neden olup olmadığının, bu belgeler düzenlenmese dahi sanıkların mevcut durumda maaş almaya hak kazanıp kazanmadıklarının tespitine yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılarak sanıkların eylemlerinin resmi belgede sahtecilik suçu açısından "faydasız sahtecilik" niteliğinde olup olmadığının veya TCK"nin 211. maddesi gereğince "gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahtecilik" suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılması ile mükellef olan sanıkların memur olan sanıkların resmi belgede sahtecilik suçuna ve memur olan sanıkların da mükellef olan sanıkların dolandırıcılık suçuna TCK"nin 38/1. maddesi gereğince iştirak ettiklerine dair somut delillerin neler olduğunun açıklanması, dolandırıcılık suçu açısından haksız menfaatin elde edilip edilmediğinin ve kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli hareketlerinin bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması, mükellef olan sanıkların memur olan sanıkların eylemine iştirak etmediklerinin tespiti halinde sahtecilik kasıtlarının bulunduğu belirlense dahi bu sanıkların eylemlerinin TCK"nin 204/1. maddesindeki suçu oluşturacağı, memur olan sanıkların sahtecilik kastıyla hareket etmediğinin tespiti halinde ise görevin gereklerine uygun hareket etmeyerek gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle sanıkların eylemlerinin kül halinde "görevi kötüye kullanmak" suçu kapsamında kalacağı gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2- Kabule göre de;
a- Birden fazla belge düzenlediği iddia olunan mükellef olan sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak TCK"nin 43. maddesinin uygulanma şartlarının mevcut olup olmadığının değerlendirilmemesi,
b- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
H- Sanık ... hakkında "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- ....Mal Müdürlüğü mükellefleri olan sanıklar ... ve ..."ın ....Mal Müdürlüğü tarafından düzenlenen Bağkur sigortalılık belgelerine istinaden yaşlılık aylığı talebinde bulunmaları üzerine Bağkur İl Müdürlüğünce teyit yazısı istenildiğinde, ....Mal Müdürlüğünce ... hakkında 30.05.2006 tarihli, ... hakkında 10.10.2006 ve 28.06.2006 tarihli vergi kayıt sürelerini bildirir teyit yazılarının gönderildiği, ancak bu yazılardaki ve Bağkur sigortalılık belgelerindeki mükellefiyet sürelerinin gerçeğe aykırı düzenlendiğinin tespit edildiği, bu suretle olay tarihinde ....Mal Müdürü olan sanık ..."in, 26.06.2006 tarihli Bağkur sigortalılık belgesi, 10.10.2006, 30.05.2006 ve 28.06.2006 tarihli vergi kayıt sürelerini bildirir teyit yazılarında mükellefiyet sürelerini gerçeğe aykırı bildirmek suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın savunmalarında 30.05.2006 ve 28.06.2006 tarihli belgelerdeki imzaların kendisine ait olmadığını, 26.06.2006 ve 10.10.2006 tarihli belgelerdeki imzaların kendisine ait olup olmadığını bilmediğini, memurların mükellefiyet sürelerini sicil defterlerine ve dosyalarına bakarak doğru düzenlemek zorunda olduklarını, işlerin yoğunluğu nedeniyle gün içinde bir çok belge imzaladığını bu nedenle her belgenin doğruluğunu kontrol etmesinin mümkün olmadığını, sanık ..."ın gerçeğe aykırı belge düzenlediğini tespit ettikten sonra idari soruşturma başlattığını ve bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerektiğini kendisinin bildirdiğini ve suç işleme kastının olmadığını beyan etmesi, sanık ..."ın savunmasında suça konu sigortalılık belgeleri ve teyit yazılarını kendisinin hazırladığını kabul etmesi, .... Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı"nın 23.01.2009 tarihli uzmanlık raporunda 26.06.2006 ve 10.10.2006 tarihli belgelerdeki
... adına atfen atılı bulunan imzaların sanığın eli ürünü olduğunun, 30.05.2006 ve 28.06.2006 tarihli belgelerdeki ... adına atfen atılı bulunan imzaların ise sanığın eli ürünü olmadığının uydurma suretiyle atılmış olduğunun belirtilmesi karşısında; tüm dosya kapsamından gerçeğe aykırı düzenlenen iki adet belgeyi imzaladığı anlaşılan sanığın iş yoğunluğu nedeniyle imzaladığı belgelerin doğruluğunu kontrol etme imkanının olmadığına yönelik savunması, sanık ..."nin beyanı ve uzmanlık raporundaki tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın suç işleme kastıyla hareket ettiği sübuta ermediğinden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a- Sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin uygulanma şartlarının mevcut olup olmadığının değerlendirilmemesi,
b- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, bir kısım sanıklar, bir kısım sanıklar müdafileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.