Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/3313
Karar No: 2020/3283
Karar Tarihi: 26.06.2020

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/3313 Esas 2020/3283 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2020/3313 E.  ,  2020/3283 K.

    "İçtihat Metni"


    I-TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.05.2020 tarih ve 2020/42358 sayılı yazısı ile; PKK terör örgütünün sair efradı olmak ve bomba patlatmak, bomba koymak suçlarından sanık ..."in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168/2, 59/2, 264/6-8, 59/2, 74, 75/2. maddeleri ile 3713 sayılı Kanun"un 5. maddesi uyarınca neticeten ve içtimaen 12 yıl 6 ay ağır hapis, 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve 1.688.888 Türk lirası ağır para cezaları ile cezalandırılmasına dair İstanbul 3 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 02/05/2001 tarihli ve 1998/221 esas, 2001/115 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstanbul (Kapatılan) 3 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 02/05/2001 tarihli kararının suç vasfı yönünden kanun yararına bozulması durumunda, bu kararın 5237 sayılı Kanun"a uyarlanmasına ilişkin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2006 tarihli ve 1998/221 esas, 2001/115 sayılı ek kararının da hükümsüz hale geleceği düşünülerek yapılan incelemede,
    Dosya kapsamına göre, sanığın diğer sanıklar ..., ... ve ... ile birlikte PKK terör örgütünün sair efradı olduklarının ve bu kapsamda bir kıraathaneyi bombalamak eylemlerini birlikte planlayıp gerçekleştirdiklerinin Mahkemesince kabul edilerek 765 sayılı Kanun"un 168/2 ve 264/6-8. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verildiği,
    Anılan kararın diğer sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 31/01/2002 tarihli ve 2001/2407 esas, 2002/192 karar sayılı ilamı ile "Toplanan delillere göre, sanıkların mensubu bulundukları silahlı çete niteliğindeki örgütün ülke topraklarının bir kısmını devlet hakimiyetinden ayırıp, bu bölgede bağımsız ayrı bir devlet kurmak şeklindeki amacına yönelik olarak vahamet arz eden olaylara fiilen katıldıklarının anlaşılması karşısında TCK.nun 125. maddesi yerine yazılı şekilde hüküm" kurulmasının kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 326/son uyarınca kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla bozulmasına karar verildiği,
    Aynı dosyada, adı geçen sanıklarla birlikte yargılanan sanığın da PKK terör örgütü üyesi olduğunun ve bu kapsamda vahamet arz eden kıraathaneye bomba atma eylemini mezkur sanıklarla birlikte planlayıp icra ettiğinin Mahkemesince kabul edildiği, bu itibarla sanığın bomba atma ve PKK terör örgütünün sair üyesi olma suçlarının birbirinden bağımsız olmadığı cihetle, bu suçlardan ayrı ayrı cezalandırılmasının yerinde olmadığı, sanığın eyleminin bir bütün olarak 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125. maddesinde düzenlenen, "...Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmağa matuf bir fiil..." kapsamında kalacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca İstanbul 3 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 02/05/2001 tarihli ve 1998/221 esas, 2001/115 sayılı kararının bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 25/03/2020 gün ve 94660652-105-34-6856-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    II-OLAY;
    PKK terör örgütü mensuplarına yönelik 04.06.1998/05.06.1998 ve 06.06.1998 tarihlerinde yapılan operasyonlarda, 06.06.1998 tarihinde ..."nun ikametinde ... (kod) ... ile birlikte yanlarında bulundurdukları çuval içerisinde l adet 7.62 mm çaplı seyyar dipçikli kaleşnikof marka otomatik tüfek ile 2 adet şarjör ve 30 adet fişek , l adet 9 mm çaplı 14"lü browning marka tabanca, l adet şarjör ve 7 adet fişek, l adet askeri bot, l adet tabanca harbisi, l adet hücum yeleği, 1 adet kışlık askeri elbise üstü,l adet askeri parka,1 adet palaska, 6 adet elektrikli fünye, l adet camı delinerek raptiye ve elektrik kablosu takılmak suretiyle zaman ayarlı bomba yapımında kullanılmak üzere hazırlanmış kol saati, 1 adet kol saati, l adet plastik bomba kabı, 2 adet düzenekli kalem pil, l adet 9 voltluk düzenekli pil, l adet el bombası ateşleme mekanizması, l adet ateşleme maşası, fünyesi ve yayı, 50 cm uzunluğunda sarı-kırmızı renkli elektrik funyesi kablosu ile yakalandığı, süreçte ... kod ..."nın, birlikte faaliyet göstererek eylemlerde bulunduğunu belirttiği ... (kod) ... (kod) ..."in de yakalandığı, yapılan aramalarda askeri ve örgütsel malzemelerin ele geçirildiği; bu kapsamda 03.06.1998 günü ... Kıraathanesine saat 23.00 sıralarında bomba atılarak yedi vatandaşın yaralanması ve maddi hasara sebebiyet veren eylemin ..., ..., ... ve ..."in firarda bulunan ... kod ... ..."in talimatı ile gerçekleştirdiklerinin; 07.02.1998 günü... ... adlı işyerinin silahla taranarak ... isimli şahısların öldürülmesi, ... isimli şahsın yaralanması eyleminde ... kod ... ..."in ..."e eylemde kullanmak üzere verdiği ve kahvehane eyleminden sonra ... tarafından ... ile ..."e bırakılan ve ele geçirilen kaleşnikof marka tüfek ile 14"lü tabancanın bu olayda kullanıldığının ancak olayın tanığı ..."e yaptırılan teşhiste şahısların bahse konu eylemi gerçekleştirenler arasında bulunmadığının beyan edildiğinin, 03.06.1998 günü Yeşilköy semtinde Banliyö treninin içerisine bırakılan bombanın patlaması sonucu bir vatandaşın ölümü, altı vatandaşın yaralanması ile sonuçlanan eyleme yönelik ..."ın ... ile birlikte eylemi gerçekleştirdiğini yakalandığında beyan ettiği ve akabinde yer gösterdiği ancak sonrasında bunları inkar ettiği, 31.05.1998 tarihinde Bakırköy ilçesinde faaliyet gösteren PTT paketleme servisinde meydana gelen patlama sonrası yapılan incelemeler sonucunda ele geçen bomba parçaları ve 01.06.1998 tarihinde Garanti Bankası Çarşı Şubesinin önüne konularak patlatılan zaman ayarlı bombaların yapımı aşamasında kullanılan cam macun ile ..."in evinde ele geçirilen cam macunun aynı fiziksel özelliklere sahip olduğunun belirlendiği, 24.05.1998 tarihinde ... Turizm"e ait otobüs yazıhanesi peronu tarafında bulunan beton çiçekliğe bomba konulması sonucu bir vatandaşın yaralanması ve maddi hasar meydana gelmesi olayı ile ilgili tanık ... ... isimli şahsın ..."yı teşhis ettiğinin belirlendiği, bu kapsamda yakalanan bir kısım şüphelilerin kolluk ve Cumhuriyet savcılığında alınan ifadelerinde ikrarda bulundukları anlaşılan, aralarında sanığında bulunduğu ..., kod), ... (... kod) hakkında yürütülen tahkikat neticesinde; ... olayına karışmadığına, kırsala çıkmayı düşündüğüne ve kıraathane eylemine katıldığına dair süreçte beyanda bulunan, 06.06.1998 tarihinde gözetim altına alınan ve İstanbul 2 Nolu DGM Yedek Hakimliğinin 1998/39-1242 sayılı sorgusuyla 11.06.1998 tarihinde tutuklanan, ... (kod) adını kullandığı belirtilen sanık hakkında; İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 17.06.1998 tarih ve 1998/840 esas sayılı iddianamesi ile ilgili kısımda özetle belirtildiği şekilde; "... emniyetteki, C.Savcılığındaki, yer gösterme sırasındaki ve hakim önündeki beyanlarında örgütsel sıfatını, konumunu, ... Kıraathanesindeki eylemini açıkça ifade etmiş, iddianamede örgüt üyesi olmakla suçlanan ... isimli şahısla tanıştığını ve bu kişinin kendisine PKK örgütünün propagandasını yaptığını, ihtiyacı olduğu takdirde ..."in kendisine para vermeyi teklif ettiğini, diğer yandan ..."nın da ..."deki HADEP binasında sanık ... ile tanıştığını ve adı geçenin evine gittiklerini PKK hakkında konuşmalar yapıldığını, daha sonra kendisine ..., ..."ya ... Kod adlarını verildiğini, dosya arasında yer göstermesinde de bulunduğu ... Kıraathanesindeki eylemin ne suretle meydana getirildiğini anlatmış yakalanmasa idi dağa çıkarak faaliyetini sürdüreceğini beyan etmiştir. Sanık yasa dışı örgüt üyesi olmak ve bombalama eyleminde bulunmak fiillerinden sorumludur... Dosyada ifadeleri bulunan sanıkların beyanlarına, birbirleri hakkındaki anlatımlarına, ele geçen suç eşyasına göre sanıklardan ..."in örgüt üyesi olduğu, sanık ..."nun yasadışı örgüte yardım ve yataklıkta bulunduğu, diğer sanıkların ise örgüt üyesi olarak bombalama eylemine katıldıkları, sanık ..."nın ayrıca İstanbul otogarında bir çöp bidonuna bomba koyduğu, ancak 07.02.1998 tarihinde... kuyumculuğun silahla taranarak iki kişinin öldürülmesi, 31.09.1998 tarihinde Bakırköy PTT paketleme servisine bomba konulması, 01.06.1998"de Bakırköy Garanti Bankası şubesine bomba bırakılması fillerini bu sanıkların işlediğine dair delil elde edilememiş, İstanbul otagarında ... Turizm firması önünde çöp bidonuna konulan bomba ile ilgili olarak ... dışındaki sanıkların ilgisi kurulamamış, şahıslarca teşhis edilememiş oldukları ve nihayet 06.06.1998 tarihinde Sirkeci-Halkalı istikametinde seyreden banliyö treninde patlayan bomba ile ..."ın ilgileri görülememiş bu kişilerin o sırada inşaat işi ile uğraştıkları dosyadaki tanık beyanlarından anlaşılmıştır... sanığın TCK"nın 168/2, 3713 sayılı Kanunun 5 ve ayrıca TCK"nın 264/6-8 madde uyarınca cezalandırılmalası... TCK"nın 31, 33, 40 maddesinin uygulanması" istenilmiştir.
    İstanbul 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1998/221 esasına kayden yürütülen ve iddia makamınca 765 sayılı TCK"nın 168/2, 3713 sayılı TMK"nın 5, TCK"nın 264/6-8, 31, 33, 40 maddeleri uyarınca cezalandırılmalası mütalaa olunan yargılama neticesinde verilen 02.05.2001 tarih, 2001/115 karar nolu ilamda sanık ile ilgili olarak belirtildiği şekilde ilgili kısımlarda özetle; "....sanığın emniyet ifadesinde suçunu ikrar ettiği, Yedek Hakimlik ifadelerinde, ...in evine ... ile birlikte gittiklerini, ..."in kahve bombalamak için talimat verdiğini, kendisinin katılmak istemediğini söylediğini, ailene zarar veririz dedikleri için korkudan dolayı eyleme katıldığını, kıraathaneye bomba atılması eyleminde gözcülük yaptığını, bombayı sanık ...nın attığını, bomba atıldıktan sonra kaçtıklarını beyan etmiş, Mahkememizde tespit edilen savunmasında: Suçlamayı kabul etmediğini, örgüt ile ilgisi olmadığını, ...... isimli şahısla hırsızlık yaptıklarını, ...’ın kendisine ... Kıraathane sahibi ile aralarında bir sorun olduğunu, yanına bir şahıs vereceğim bunun kıraathanesine ses bombalarını atın dediğini, ... ile birlikte kıraathaneye gidip, el bombalarından birini kıraathanenin duvarının dibine diğerini de duvara doğru atıp oradan kaçtıklarını, ..."nın evinde kaldıklarını, ertesi gece polislerin baskın yapıp yakaladıklarını, sanıklar..., ... ve ...’in bu olayla ilgileri olmadığını, Emniyet ifadesini kabul etmediğini, baskı ve işkence altında alındığını, yine savcılık ve yedek hakimlik sırasında da, polisin baskısı devam ettiği için emniyet ifadesine benzer şekilde ifade verdiğim bu ifadeleri kabul etmediğini beyan etmiştir...Üzerlerine atılı yasadışı silahlı terör örgütü PKK’nın sair efradı olmak suçunun ve yine bu sanıkların üzerlerine atılı 3.6.1998 tarihinde ... Kıraathanesinin bombalanması eylemine katılmak ve zaman ayarlı el bombası koymak suçlarının sabit olduğu, Sanık ..."in amcasının oğlu ... ..."in telkinleri ile yasadışı örgüte sempati duyup örgüte katıldığı, ..., ... ve ..."i de ... ile kendisinin tanıştırdığı, ... ...’in kendisine ... kod adını verdiği, ...’in bir adet kaleş, 30 adet fişek, 1 adet tabanca, 7 adet fişek, 2 el bombası, getirip evlerinde sakladığı, bomba yapımını gösterdiği, ..."in talimatı ile diğer sanıklarla ... Kıraathanesinin bombalanmasını kararlaştırdıkları, 2.6.1998 tarihinde keşfini yaptıkları, 3.6.1998 tarihinde de sanık...’in evinde toplanıp buradan olay yerine gittikleri, el bombasının ..."de olduğu ve kahvehanenin yanındaki duvara koyduğu. ..."de de el bombası olduğu, pimini çekerek kahvenin açık olan kapısından içeri attığı, kendisinde kaleşnikof, ..."da da 14"lü tabanca olduğu halde, olay mahallinde bekledikleri ve patlama sonucu olay yerinden ayrıldıkları, sanığın emniyette savcılıkta ve sorgu hakimliğinde suçunu bu şekilde ikrar ettiği, örgütün sair efradı olmak ve ... Kıraathanesinin bombalanması eylemleri ile ilgili cezalandırılması gerektiği... Sanığın örgüt içerisinde ... kod adını kullandığı, emniyette, savcılıkta ve Yedek Hakimlikte üzerine atılı suçları ikrar edip sanıklardan ... ile birlikte ..."nun evinde yakalandığı ve bu evde yukarda belirtilen malzemelerin bulunduğu, dosya kapsamına göre sanığın ... Kıraaathanesi bombalama eylemine de katıldığı..." belirtilerek, örgütün sair efradı olmak ve ... Kıraathanesinin bombalanması eylemleri ile ilgili cezalandırılması gerektiği gerekçesi ile yasadışı silahlı PKK terör örgütünün sair efradı olmak suçundan kanıtlanan eylemlerine uyan TCK"nın 168/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 59/2, 31, 33, maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, müebbeden kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, ceza müddetinde kanuni mahcuriyet altında bulundurulmasına, ... Kıraathanesine el bombası atmak ve zaman ayarlı bomba koymak suçundan kanıtlanan eylemlerine uyan TCK"nın 264/6-8, 19, 59/2 maddeleri uyarınca 5 sene 6 ay 20 gün hapis ve 1.688.888-TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına; sanığa verilen cezanın aynı neviden olması nedeniyle TCK"nın 74 ve 75/2 maddeleri uyarınca neticeden ve içtimaen 12 yıl 6 ay ağır hapis 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve 1.688.888 ağır para cezası ile cezalandırılmasına, TCK"nın 40 maddesi uyarınca tutuklulukta vs nezarette geçirdikleri günlerin cezalarından mahsubuna, yüze karşı tefhim olunan hükümle karar verilmiştir.
    Süresinde temyiz edilmediğinden, sanık hakkındaki hükmün 10.05.2001 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi görülmüştür.
    Diğer sanıklar ..., ... ve ... tarafından bahse konu kararın temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 31.01.2002 tarih ve 2001/2407 esas 2002/192 karar sayılı ilamı ile ""... toplanan delillere göre sanıkların mensubu bulundukları silahlı çete niteliğindeki örgütün ülke topraklarından bir kısmını devlet hakimiyetinden ayırıp, bu bölgede bağımsız ayrı bir devlet kurmak şeklindeki amacına yönelik olarak vehamet arz eden olaylara fiilen katıldıklarının anlaşılması karşısında TCK"nun 125. maddesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi, kabule göre de; sanık ... hakkında 4616 sayılı Kanun hükümlerine gözetilmeden TCK"nın 95/2. maddesi uygulanması"" kanuna aykırı bulunarak 1412 sayılı Kanunun 326 maddesi gereğince sanıkların kazanılmış hakkı saklı tutulmak kaydıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma üzerine İstanbul 3. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2002/63 esasına kayden yapılan yargılama sonucunda, sanıklar ..., ..., ... hakkında 30.09.2002 tarih 2002/259 karar sayılı ilam ile sanık ... hakkında verilen kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, diğer sanıklar hakkındaki hükmün ise Yargıtay 9 Ceza Dairesinin kararı ile bozulduğu da belirtilerek; bozma kararında gösterilen gerektirici nedenlerle, sanıkların mensubu bulundukları silahlı çete niteliğindeki örgütün ülke topraklarından bir kısmını devlet hakimiyetinden ayırıp bu bölgede bağımsız bir devlet kurmak şeklindeki amacına yönelik olarak vehamet arzeden olaylara fiilen katıldıkları anlaşılmakla, 4471 sayılı Kanunda nazara alınarak TCK"nın 125, 59/2 maddeleri uyarınca müebbed ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarına, bozmadan önceki kararda kazanılmış haklar gözönüne alınarak CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca daha fazla olamayacağından her üç sanığın ayrı ayrı sonuç olarak 12’şer yıl 6"şar ay ağır hapis ve 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve 1.688.888.lira ağır para cezası ile cezalandırılmalarına, ağır hapis cezalarının infazı ile ilgili olarak mübbeden kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına ve hapis halleri sona erdirilinceye kadar kanuni mahcuriyet altında bulundurulmalarına, tutukluluk ve nezarette geçirdikleri günlerin cezalarından mahsubuna hükmedilmiştir. 09.11.2006 tarihli kesinleşme şerhine göre belirtilen karar 17.06.2006 tarihinde kesinleşmiştir.
    Cezayı infaz eden sanık ile ilgili olarak, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2004 tarihli yazısı ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından 5237 sayılı TCK’nın hükümlü lehine düzenleme içermesi nedeni ile uyarlamasının yapılarak, infazı gereken bakiye süre bulunması halinde infazın durdurularak tahliyesine yönelik hüküm kurulması isteminde bulunulduğu ayrıca 14.10.2004 tarihli dilekçesi ile de sanığın uyarlama isteminde bulunduğu görülmüştür.
    5190 sayılı Kanunla yetkili İstanbul 11 nolu Ağır Ceza Mahkemesinin 21.10.2004 tarih, 1998/221 esas 2001/115 karar sayılı müteferrik kararı ile ilamın infazının durdurularak başka suçtan hükümlü değil ise sanığın tahliyesine karar verilmiştir.
    5190 sayılı Kanunla yetkili İstanbul 11 nolu Ağır Ceza Mahkemesinin 09.06.2006 tarih 1998/221 esas 2001/115 kararı kapsamında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın yürürlüğe girmesi nedeni ile duruşma açılarak uyarlama yargılamasının yapıldığı, 10.03.2006 tarihinde yapılacak olan duruşma davetiyesinin sanığın önceki kararda belirtilen adresine gönderildiği ve gönderilen tebligatta gelmemesi durumunda lehe düzenleme nedeni ile yokluğunda karar verileceğinin şerh edildiği, aynı ihtaratı içerir davetiyenin müdafiye gönderildiği, hükümlüye gönderilen davetiyenin belirtilen adreste tanınmaması ve muhtarda ikamet kaydını olmaması nedeni ile 15.02.2006 tarihinde iade edildiği, müdafinin ise 10.03.2006 tarihli dilekçe ile ..."in vekili olmadığını bildirdiği, 09.06.2006 tarihli duruşmaya yönelik yeniden tebligatın çıkartıldığı ve aynı nedenle 27.03.2006 tarihinde iade edildiği, baroya müzekkere yazılarak müdafii tayin edildiği, terör örgütüne üye olduğu ve ... Kıraathanesine zaman ayarlı bomba koyarak yerleştirerek patlatmak eyleminden lehe 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 174/1-2, 170/1-c, 53 ve 63 maddelerince cezalandırılmasının mütalaa olunduğu yargılama neticesinde, sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun lehe olduğu gerekçesi ile TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62/1 maddelerince 6 yıl 3 ay hapis cezası, TCK"nın 170/1-c, 62/1 maddelerince 5 ay hapis; TCK"nın 174/1-2, 62/1 maddelerince 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve TCK"nın 53/1, 63, 58/9 maddelerinin uygulanmasına yönelik sanık müdafiinin yüzüne karşı, sanığın yokluğunda, mütaalaya uygun olarak temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Kararının temyiz edilmeyerek 17.06.2006 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi görülmüştür.
    İstanbul 11 Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesi ile görevli) 08.05.2008 tarih 2008/469 değişik iş kararı ile Cumhuriyet Başsavcılığının talebi doğrultusunda CGTİHK"nun 99. maddesi gereği cezalarının toplanmasına karar vererek neticeten 6 yıl 3 ay hapis ve 3 yıl 14 ay hapis cezası olarak cezalarının infazına, 11.10.2004 tarihinden itibaren şartla tahliyesine ve tali karar fişi tanzim edilmesine karar verilmiştir.
    31.12.2008 tarihli ilamat bürosu müzekkeresinde sanığın 6 yıl 3 ay hapis, 3 yıl 9 ay hapis ve 5 ay hapis cezalarının infaz edilmekle ilamat kayıtlarının kapatılarak infazen gönderildiği belirtilmiştir.
    Diğer sanıklar ..., ..., ... hakkında ise mahkemenin 09.06.2006 tarih ve 2002/63 esas 2002/259 karar sayılı ek kararıyla duruşma açılmak sureti ile uyarlama yargılamalarının yapılarak, her ne kadar CMUK"nın 326 maddesi gözetilerek TCK"nın 125 maddesinden cezalandırılmalarına karar verilmiş ise de sanıklar hakkında aleyhe temyiz bulunmadığından mahkumiyetlerine dair ilk hükümlerin temyiz edilmeyerek kesinleşmesi durumunda 5237 sayılı TCK"nın hükümlerinin lehlerine olacağından ve bu durumun kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesi ile sanıkların terör örgütü üyeliği suçundan 5237 sayılı Kanunun 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, 5237 sayılı TCK"nın 62/1 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis, ... ilçesindeki kahvehanenin bombalanması eyleminden ötürü 5237 sayılı Kanunun 170/1-c, 62/1 maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 5237 sayılı Kanunun 174/1-2, 62/1 maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezaları ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Kararın 17.06.2006 tarihinde temyiz edilmeyerek kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi görülmüştür.
    Ancak ..., ... ve ... hakkındaki 09.06.2006 tarih ve 2002/63 esas 2002/259 karar sayılı ek kararın, sanıklar hakkında devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırma eyleminde bulunma suçundan mahkum olduklarından lehe kanun hükümleri belirlenirken sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanunun 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5, 5237 sayılı Kanunun 62/1, yine 5237 sayılı Kanunun 302/2 maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 170/1c, 62/1, 174/1-2, 62/1 maddelerinin uygulanması suretiyle bulunacak toplam ceza miktarının asıl hükme konu toplam ceza miktarı ile karşılaştırılıp sonuca göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden verildiğinden kaldırılmasına yönelik Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan ihbara müteakip Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce sanığın da adının yer aldığı talep doğrultusunda kesinleşen kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.09.2017 tarihli istemi doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 09.01.2018 tarih ve 2017/2032 esas 2018/338 karar sayılı kararı ile "...765 sayılı TCK"nın 125. maddesinin karşılığı 5237 sayılı Kanunun 302. maddesi olup 765 sayılı TCK"nın 125. maddesi ile aynı cezayı öngörmektedir. Ancak 765 sayılı TCK"nın 125. maddesi tek başına uygulanması gerekirken 5237 sayılı TCK"nın 302/2 maddesi, 302/1 maddesinde yazılı suçların işlenmesi sırasında işlenen diğer suçlardan da ayrıca cezalandırmayı öngörmektedir. Bu durumda 5237 sayılı TCK"nın uygulanması halinde 5237 sayılı TCK"nın 302/1 maddesi yanında elverişli eylem niteliğinde kabul edilen diğer suçlardan da cezalandırma yoluna gidileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Uyarlama yargılamasında lehe kanun bir bütün halinde olaya uygulanarak belirlenmesi gerektiği nazara alındığında 765 sayılı TCK"nın 125. maddesinin her halde hükümlülerin lehine olduğu bu nedenle uyarlama talebinin hükümlüler hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve kesinleşen ilk hükümdeki uygulamanın açıkça lehe olduğunun tespiti ile kesinleşen hükümdeki ağır hapis cezasının hapse çevrildiği vurgulanıp tespit edilmesi suretiyle uyarlama talebinin reddine karar verilerek, uyarlama yargılamasında ceza süresi yönünden kazanılmış hak oluşmayacağı da nazara alınarak infazın kesinleşen İstanbul 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 30.09.2002 tarih ve 2002/63-2002/259 sayılı ilamına göre yapılması gerektiği..." gerekçesi ile kanun yararına bozma talebinin kısmen kabulüne karar verilerek, hükümlüler hakkındaki İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.06.2006 tarih, 2002/632 - 2002/259 ek karar sayılı kararın CMK’nın 309/4-d maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına, hükümlüler hakkında kesinleşen İstanbul 3 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 30.09.2002 tarihli hükmü açıkça lehe olduğundan uyarlama talebinin reddine, hükümlüler hakkında daha önce tayin olunan ağır hapis cezası ile ağır para cezasının 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5/1 ve 6. maddeleri uyarınca hapis ve adli para cezalarına dönüştürülmesine, 5083 sayılı Kanunun 2. maddesine eklenen fıkradaki "ilgili kanunlar gereğince uygulanacak adli ve idari para cezalarının hesaplanmasında ve ödenmesinde bir Yeni Türk Lirasının (1 YTL) altında kalan tutarlar dikkate alınmaz" hükmünün dikkate alınmasına, infazın buna göre yapılmasına karar verilmiştir.
    Süreçte, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250 madde ile görevli) 1998/221 esas ve 2001/115 karar sayılı ilamı uyarınca sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezasının, 06.07.2018 tarihli kesinleştirme şerhine göre Yargıtay 16 Ceza Dairesinin ilamı ile 09.01.2018 tarihinde kesinleştiğinden bahisle tanzim edilerek infaza yönelik Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ancak ceza türünün hatalı belirtildiğinden bahisle yeniden hazırlanması istenildiğinden suç türünün "patlayıcı, yıkıcı, öldürücü alet ve ateşli eczayı meskun yerde ateşlemek, patlatmak veya bırakmak", "yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmak", ceza türününde düzeltilmesi sureti ile 11.12.2018 tarihli kesinleşme şerhlerinin hazırlandığı, bu kapsamda Cumhuriyet Başsavcılığının 17.12.2018 tarihli müzekkeresi ile Yargıtay 16 Ceza Dairesinin kararı gereğince İstanbul 3 Nolu DGM"nin 30.09.2002 tarih, 2002/63 esas ve 2002/59 karar sayılı kararı ile verilen ilamların infaz edilmek üzere gönderilmesi gerekli iken hatalı olarak 01.01.2001 tarihli 1998/221 esas 2001/115 karar sayılı karar ile verilen ilamlar gönderildiğinden sanık hakkındaki ilamların bila infaz iade edilmesi üzerine aynı ilam esas alınarak 24.12.2018 tarihli kesinleşme şerhlerinin tanzim edildiği, Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul 3. Nolu DGM"nin 30.09.2002 tarih, 2002/63 esas ve 2002/59 karar sayılı kararı ile verilen ilamların infaz edilmek üzere gönderilmesinin tekrar istenilmesi üzerine de 04.01.2019, 08.01.2019 tarihli İstanbul (kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250 madde ile görevli) nin 1998/221 esas 2001/115 karar sayılı yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmak suçundan 10.05.2001 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği şerh edilen kesinleşme şerhlerinin tanzim edilerek gönderildiği, Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2019 tarihli müzekkeresi ile mahkemenin 30.09.2002 tarih ve 2002/63 esas 2002/259 karar sayılı ilamı ile toplam 17 yıl 12 ay 20 gün hapis cezasından hükümlü olan sanık hakkında 09.06.2006 tarih 2002/63 esas ve 2002/259 karar sayılı ek karar ile kararlaştırılan 9 yıl 17 ay hapis cezası nedeni ile 08.05.2008 tarih 2008/469 değişik iş sayılı karar ile 11.10.2004 tarihinden itibaren şartla tahliyesine karar verilmiş ise de Yargıtay 16 Ceza Dairesinin ilamı ile ek kararın kaldırılması nedeni ile koşullu salıvermeye hak kazanamadığından 08.05.2008 tarihli 2008/469 değişik iş sayılı koşullu salıverme kararının kaldırılmasının ve cezalarının toplanmasının talep edildiği ayrıca 06.03.2019 tarihinde hakkında yakalama emri çıkartıldığı, 13.03.2019 tarihinde sanığın yakalamasının ifa edildiği, 24.04.2018 tarihinde diğer sanıklar hakkındaki kanun yararına bozma istemine konu evrakları içerir dava dosyasının Bakanlık Bürosunca gönderildiği, 14.03.2019 tarihinde sanık hakkında verilen 09.06.2006 tarihli ek karara yönelik kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulacağından hakkında infazın durdurulmasına karar verilmesinin istenilmesine müteakip İstanbul (Kapatılan) 11 Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250 Madde ile görevli)"nin 1998/221 esas 2001/115 karar sayılı 14.03.2019 tarihli ek kararı ile 02.05.2001 tarih, 1998/221 esas ve 2001/115 karar sayılı dosyasında hükümlü olan sanık hakkındaki ilamların infazının durdurulmasına karar verildiği ve yakalama kararının kaldırıldığı görülmüştür.
    Cumhuriyet Başsavcılığının, İstanbul (Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.06.2006 tarih ve 1998/221 esas 2001/115 karar sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasına dair ihbar ve görüşünü içerir 16.04.2019 tarihli fezlekesine müteakip, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 25.03.2020 tarihli talebi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından suç vasfına yönelik olarak İstanbul 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 02.05.2001 tarihli 1998/221 esas ve 2001/115 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    III- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Örgüt içerisinde ... kod adını kullanan, emniyette, savcılıkta ve yedek hakimlikte üzerine atılı suçları ikrar edip sanıklardan ... ile birlikte emanette kayıtlı malzemelerin ele geçirildiği ..."nun evinde yakalanan, ... Kıraathanesinin bombalanması suretiyle hayati tehlikelerinin olmadığı belirtilen yedi vatandaşın yaralanmasına ve maddi hasara sebebiyet veren sanığın eyleminin, mülga 765 sayılı TCK"nın 125 maddesinde belirtilen suçu oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
    IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
    Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
    Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
    Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
    Sübutu kabul edilen eylemin suç oluşturup oluşturmayacağı ya da hangi suçu oluşturacağı yönündeki hukuki tespit, kabul ve uygulamaların yukarıda sayılan, uygulama birliği ve hukuk güvenliği amaçları bağlamında kanun/kamu yararı taşıdığından kanun yararına bozma yasa yoluna konu olabileceğinde şüphe yoktur. Yüksek Ceza Genel Kurulu da aynı görüştedir(23.6.2009 t,2009/7-69,176 sy).
    Somut olayda; İstanbul 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 02.05.2001 tarihli ve 1998/221 esas, 2001/115 sayılı, sanık yönünden temyiz edilmeksizin 10.05.2001 tarihinde kesinleşen kararı ile özetle; PKK terör örgütünün sair efradı olmak ve bomba patlatmak, bomba koymak suçlarından sanık ..."in, "..."in talimatı ile diğer sanıklarla ... Kıraathanesinin bombalanmasını kararlaştırdıkları, 2.6.1998 tarihinde keşfini yaptıkları, 3.6.1998 tarihinde de sanık...’in evinde toplanıp buradan olay yerine gittikleri, el bombasının ..."de olduğu ve kahvehanenin yanındaki duvara koyduğu, ..."de de el bombası olduğu, pimini çekerek kahvenin açık olan kapısından içeri attığı, kendisinde kaleşnikof, ..."da da 14"lü tabanca olduğu halde, olay mahallinde bekledikleri ve patlama sonucu olay yerinden ayrıldıkları, sanığın emniyette savcılıkta ve sorgu hakimliğinde suçunu bu şekilde ikrar ettiği, örgütün sair efradı olmak ve ... Kıraathanesinin bombalanması eylemleri ile ilgili cezalandırılması gerektiği... Sanığın örgüt içerisinde ... kod adını kullandığı, emniyette, savcılıkta ve yedek hakimlikte üzerine atılı suçları ikrar edip sanıklardan ... ile birlikte ..."nun evinde yakalandığı ve bu evde yukarda belirtilen malzemelerin bulunduğu, dosya kapsamına göre sanığın ... Kıraathanesi bombalama eylemine de katıldığı.." nın kabul edilmesi ile eylemine uyan 765 sayılı TCK"nın 168/2, 59/2, 264/6-8, 59/2, 74, 75/2. maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca neticeten ve içtimaen 12 yıl 6 ay ağır hapis, 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve 1.688.888 Türk lirası ağır para cezaları ile cezalandırılmış olmasına, mevcut delillere göre, örgüt içerisinde ... kod adını kullanan, emniyette, savcılıkta ve yedek Hakimlikte üzerine atılı suçları ikrar eden, sanıklardan ... ile birlikte ..."nun evinde emanete kayıtlı silah ve eşyalar ile birlikte yakalanan, örgütsel faaliyet kapsamında 03.06.1998 günü saat 23.00 sıralarında ... Kıraathanesinin bombalanması eylemine müşterek/asli fail olarak katılmak suretiyle bildirim formuna göre hayati tehlikelerinin olmadığı belirtilen yedi vatandaşın yaralanması ve maddi hasara sebebiyet verdiğinin anlaşılmasına, diğer sanıklar ..., ... ve ... tarafından bahse konu kararın temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 31.01.2002 tarih ve 2001/2407 esas 2002/192 karar sayılı ilamı ile ""... toplanan delillere göre sanıkların mensubu bulundukları silahlı çete niteliğindeki örgütün ülke topraklarından bir kısmını devlet hakimiyetinden ayırıp, bu bölgede bağımsız ayrı bir devlet kurmak şeklindeki amacına yönelik olarak vehamet arz eden olaylara fiilen katıldıklarının anlaşılması karşısında TCK"nın 125. maddesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi...."" kanuna aykırı bulunarak 1412 sayılı Kanunun 326. maddesi gereğince sanıkların kazanılmış hakkı saklı tutulmak kaydıyla hükmün bozulmasına karar verilmiş bulunmasına, aleyhe bozma yasağının/kazanılmış hakkın suç vasfını da kapsamayıp sadece ceza miktarı ile sınırlı bir teminat sağlaması, uyarlama yargılamasının doğru suç vasfı üzerinden yapılmasında zorunluluk görülmesine nazaran; toplanan delillere göre sanığın mensubu bulundukları silahlı çete niteliğindeki örgütün ülke topraklarından bir kısmını devlet hakimiyetinden ayırıp, bu bölgede bağımsız ayrı bir devlet kurmak şeklindeki amacına yönelik olarak vehamet arz eden olaylara fiilen katıldığının anlaşılması karşısında eyleminin 765 sayılı TCK"nın 125. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağının gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
    V-SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.05.2020 tarih, 2020/42358 sayılı Kanun Yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden İstanbul 3 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 02.05.2001 tarihli ve 1998/221 esas, 2001/115 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309/4-c maddesi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe tesir etmemek üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi