15. Hukuk Dairesi 2017/1399 E. , 2017/4242 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Davalılar :1-... Vek. Av. ... 2-... Vek. Av. ...
Birleşen 2016/439 Esas sayılı davada
Davalılar :1-... Vek. Av. ...
2-... Vek. Av. ...
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmiş, asıl ve birleşen dosya davalıları vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde asıl ve birleşen dosya davacısı vekili Avukat ... ile asıl ve birleşen dosya davalısı ... vekili Avukat ... ... ... ve asıl ve birleşen dosya davalısı ... vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen davalar, ödenmeyen hakediş bedelinin tahsili, iade edilmeyen avans ve kesin teminat mektuplarının iadesi, nakde dönüştürülmeleri halinde avans faiziyle birlikte tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davaların kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre birleşen davada davalı ...’nın tüm, asıl ve birleşen davalarda tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece yapılan yargılama sonunda, asıl ve birleşen davalarda hükmedilen alacakların davalılardan alınarak davacı-birleşen dosya davacısına verilmesine karar verilmiş ise de, uyuşmazlığa konu 12.11.2002 tarihli sözleşmenin asıl ve birleşen dosya davacısı yüklenici ile asıl ve birleşen dosya davalısı ... arasında imzalandığı, asıl ve birleşen dosya davalısı ...’nin sözleşmenin tarafı olmadığı gibi taahhüt eden müteselsil kefil sıfatı da bulunmadığı, hakediş ödemelerini davalı Bakanlık adına yapmış olması sebebiyle
sözleşmenin tarafı haline gelmeyeceği, bu nedenlerle pasif husumet ehliyeti bulunmayan asıl ve birleşen dosya davalısı ... hakkında açılan asıl ve birleşen davaların reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.
3-Asıl davada davacı yüklenicinin, 630.000,00 TL kesin teminat mektubu, 945.000,00 TL avans teminat mektubu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL kâr kaybı, 5.000,00 TL hakedişten kalan alacak olmak üzere toplam 1.585.000,00 TL değer taşıyan alacak ve teminat mektupları ile ilgili talepte bulunduğu anlaşılmasına rağmen asıl davada 829.000,00 TL üzerinden harç yatırdığı anlaşılmıştır. Yargı işlemlerinden alınacak harç yatırılmadıkça müteakip işlemler yapılamayacağından mahkemece talep edilen ancak harçlandırılmayan alacak üzerinden nispi harcın 1/4"ünü yatırması için davacı tarafa süre verilip yatırılması halinde işin esasının incelenip karar verilmesi, aksi halde Harçlar Kanunu"nun 30. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması gerekirken kamu düzeninden olan harç hususu gözden kaçırılarak eksik harç tamamlattırılmadan asıl davanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır.
4-Davacı yüklenicinin asıl davasında kesin ve avans teminat mektuplarının iadesini, nakde çevrildiği takdirde avans faiziyle birlikte tahsilini talep ettiği, mahkemenin teminat mektuplarının iadesi, nakde çevrilmiş iseler avans faiziyle tahsiline karar verdiği anlaşılmış ise de; 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiş olup, mahkemece iadesi ya da tahsiline karar verilen teminat mektuplarının hangi bankaya ait olduğu, tarih, sayı ve miktar belirtilmeden infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi bozma kararına uyan mahkemenin bozma kararı gereğince işlem yapması gerekirken iadesine karar verilen kesin teminat mektubu hakkında sözleşmenin 30. maddesinde düzenlenen iade koşullarının oluşup oluşmadığını araştırılmaması da doğru olmamıştır.
5-Asıl davada davacı yüklenicinin 5.000,00 TL kâr kaybı talep ettiği, ilk hükümde bu taleple ilgili verilen red kararının bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleştiği anlaşıldığı gibi, bozma kararına uyarınca uyuşmazlık tasfiye hükümlerine göre çözüldüğünden ve bu halde de kar kaybı istenemeyeceğinden talep edilen bu alacak bakımından asıl davanın reddi ile hakedişten ödenmeyen 5.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken, kâr kaybı talebini de içine alacak şekilde 10.000,00 TL’nin kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır.
6-Asıl davada davacı yararına vekâlet ücretinin, kabul ve reddolunan alacak, kâr kaybı ve teminat mektuplarının değerleri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"ne göre hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken mahkemece tahsil kararı verilen teminat mektubu bedellerinin dikkate alınmadan vekâlet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, kararın belirtilen nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı ...’nın tüm, asıl ve birleşen davalarda tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün asıl ve birleşen dosya davalısı İl Özel İdaresi, 3, 4, 5. bentler uyarınca asıl ve birleşen dosya davalısı ..., 6. bent uyarınca da asıl ve birleşen dosya davacısı yüklenici yararına BOZULMASINA, 1.480,00 TL duruşma vekâlet ücretinin asıl ve birleşen dosya davacısından alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan asıl ve birleşen dosya davalısı ..."ne verilmesine, 1.480,00"er TL duruşma vekâlet ücretinin asıl ve birleşen dosya davacısı yüklenici ile asıl ve birleşen dosya davalısı ..."ndan karşılıklı alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 13/j maddesi gereğince asıl ve birleşen dosya davalısı ..."ndan harç alınmasına yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısı ile asıl ve birleşen dosya davalısı ..."ne geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.