23. Hukuk Dairesi 2016/8766 E. , 2019/4843 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... ile Av. ... geldi, davacı vekiline yapılan tebligatın hakimliğe geçmesi nedeniyle iade edildiği, asıla çıkartılan tebligatın mesai saatlerinde kapalı olması nedeniyle yapılamadığı anlaşılmış, davalılar vekillerinin davacıya tebligat yapılmasını istememeleri ve duruşma talebinden vazgeçmeleri üzerine incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında, davalının ihtiyacı olan teknik destek, veri tabanı ve proje koordinasyon hizmetlerinin, müvekkilinin personeli tarafından yerine getirilmesi konusunda hizmet sözleşmesi düzenlendiğini, süresi henüz sona ermeden sözleşmeyi fesheden davalının, müvekkilinin 8 nolu hak ediş alacağına ilişkin olarak gönderilen toplam 802.611,65 TL tutarlı dört adet faturanın, 544.020,55 TL’lik kısmını ödediğini, bakiye 258.591,10 TL’nin faizi ile birlikte tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin davacı tarafından işçilerin işten çıkarılması suretiyle zımnen feshedildiğini, bunun üzerine işçilerin müvekkilince başka şirketlere nakledildiğini, davacı tarafından bu işçilere herhangi bir ihbar ve kıdem tazminatı ödemesi yapılmadığından, 8 nolu hak ediş alacağından kesintiye gidildiğini savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinde, aylık birim ücretinin nasıl belirleneceğinin düzenlendiği, bu kapsamda brütleştirilmiş ücret içerisinde yer alan kıdem ve ihbar tazminatlarının karşılığı olarak, davalı tarafından davacıya yapılan ödemenin, sözleşmenin feshi ile birlikte iş sahibi davalı şirkete iade edileceğine dair bir hüküm bulunmadığı ve ayrıca, bu ödemelerden davacı yüklenicinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, bu tazminatlardan davalı iş sahibi şirketin de nihai olarak davacı yüklenici ile birlikte sorumlu olduğu, işçilere ödeme yapmak zorunda kalırsa davacı yükleniciye rucü edebileceği, davacının 8 nolu hak ediş tarihine kadar edimlerini yerine getirdiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, bu hak edişe ilişkin takibe konu bakiye 258.591,10 TL’nin ödenmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.11.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Uyuşmazlık taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Hizmet sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedildiği ve sözleşme kapsamında diğer tüm hakedişlerin ödenmesine karşılık, iş sahibi tarafından uyuşmazlığa konu 8 no"lu hakedişten işçilere henüz ödenmeyen kıdem tazminat ve ihbar tazminatının mükerrer ödenmemesi açısından 258.591,10 TL kesinti yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir.
Taraf beyanları, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı bünyesinde çalışan 44 işçinin 31.10.2014 tarihinde çıkış bildirgelerinin verildiği, ancak; daha önce bu işçilerin davalı ... bünyesindeki Bitez ve Kratos adlı firmalarla 30.09.2014 ve 01.10.2014 tarihinde çalışmaya başladıkları anlaşılmaktadır.
Hizmet sözleşmelerinde, çalıştırılan işçilere karşı işçilerin ihbar tazminatından son işveren, kıdem tazminatından ise çalıştıkları süreye göre tüm işverenler müteselsilen sorumludur.
Somut olayda işçiler yeniden davalı şirket bünyesinde işe alındıklarına göre, ihbar tazminatından artık bir sorumluluk doğması söz konusu değildir. İhbar tazminatı daha önce ödenen brüt ücret içinde yer aldığına, bu tazminatın işçilerin yeniden işe alınması nedeniyle davacıdan talep edilme olanağı kalmadığına, ihbar tazminatından İş Kanunu"nun 6. maddesine göre bildirimsiz fesih halinde artık son işveren (devralan işveren) sorumlu olacağına göre, ihbar tazminatı tutarının da iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmaya gerektirdiği kanaati ile sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz.