Esas No: 2018/6369
Karar No: 2021/2224
Karar Tarihi: 14.04.2021
Danıştay 8. Daire 2018/6369 Esas 2021/2224 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/6369
Karar No : 2021/2224
DAVACI : ...
VEKİLLERİ : Av. … - Av. …
DAVALILAR : 1- ... Bakanlığı
VEKİLLERİ : Av. … - Av. …
2- … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLLERİ : Av. … - Av. …
DAVANIN KONUSU :
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalında uzmanlık öğrencisi iken, 692 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilen davacının, 18.05.2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7143 sayılı Kanun ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa eklenen geçici 78. maddede kurala bağlanan öğrenci affından yararlanmak suretiyle uzmanlık eğitimine devam etmek istemiyle yaptığı 16.08.2018 tarihli başvurunun, tıpta uzmanlık eğitimi görenlerin tamamının, lisansüstü eğitim sürecinden farklı olarak kadroya bağlı olması ve Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 13/9 maddesinde yer alan yerleştirildikleri kurumda atanma şartlarını uzmanlık eğitimi sırasında kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verileceği kuralı gereği uzmanlık eğitimine devam etmesinin uygun bulunmamasına ilişkin Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğünün … tarih ve E…. sayılı kararının ve 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 13/9 maddesinin 2. cümlesinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davaya konu Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin dayanağı olan 11.04.1928 tarih ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve 11.10.2011 tarih ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 22. maddesinde olmayan bir konunun ilk elden, asli olarak düzenlenmesinin, anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile korunan çalışma hakkına sınırlandırma getirdiği, yasal dayanağı olmayan kısıtlayıcı düzenlemelerin hukuka aykırı olduğu, eğitim hakkının anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alındığı, uzmanlık eğitiminin mutlaka kamu görevlisi statüsünde yapılabileceği ve bu nedenle 657 sayılı Kanunun 48. maddesinde düzenlenen memur olma koşullarının taşınması gerektiği savının gerçeği yansıtmadığı, kamu görevinden ihraç edildiği, öğrencilikten ihraç edilmediği, memur olmanın en temel koşulunun Türk vatandaşı olmak olmasına karşın, yabancıların da uzmanlık eğitimi yapabildiği, kendisinin de uzun bir eğitim döneminin sonuna geldiği, kalan eğitimini de yabancılara tanınan haklar kapsamında tamamlama imkanının tanınması gerektiği, Anayasanın 13. maddesi gereği temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanabileceği, eğitim hakkının, yasal dayanağı olmaksızın yönetmelikle sınırlandığı, Anayasanın 42. maddesine aykırı olduğu, 3 yıl 7 ay devam eden uzmanlık eğitiminin tamamlanmasına yaklaşık 10 ay varken, kamu görevinden adil yargılanma hakkı tanınmadan KHK ile ihraç edildiği, kamu görevinden ihracın aynı zamanda eğitim hakkını engellediği, bireysel işlemin konu unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu öne sürülmektedir.
DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI :
DAVALI …'NIN SAVUNMASI :
Usul yönünden; 2547 sayılı Kanunun geçici 78. maddesinin ve 692 sayılı KHK'nın davacının istemine cevaz vermediği, davaya konu yönetmelik maddesinin iptal edilmesinin davacının eğitiminin devam etmesine imkan vermeyeceğinden, davaya konu yönetmelik maddesinin iptalini istemede davacının menfaatinin bulunmadığı; esas yönünden; demokratik bir ülkede kamuda istihdam edilen görevlilerin, devletin temeli olan anayasa ve kanunlara sadakat yükümlülüklerinin bulunduğu, kamu görevlilerinin bu kriterleri taşımadığının değerlendirilmesi durumunda devletin kamu görevine son verme yetkisinin bulunduğu, 692 sayılı KHK’nın 1. maddesinin 2. fıkrası uyarınca; birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe ve/veya memuriyetlerinin alınacağı ve bu kişilerin görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmeyeceği, bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyeceği, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeceği, davacının bir devlet üniversitesinde araştırma görevlisi olarak görev yaptığı, 2547 sayılı Kanunun 3/1 maddesinde yer alan öğretim elemanı kapsamında olduğu, 2914 sayılı Kanunun 3. maddesi uyarınca araştırma görevlileri sınıfında kamu görevlisi olduğu, kamu görevini ifa etmekte iken, KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı, yeniden kamu görevinde istihdamının yasaklandığı, 2547 sayılı Kanunun geçici 78. maddesinde; terör suçundan hüküm giyenler ile terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı nedeniyle ilişiği kesilenler hariç tutulduğundan, bu maddeye dayanılamayacağı, tıpta uzmanlık eğitiminin, sağlık hizmet sunumu ile içiçe geçmiş olması nedeniyle kamu hizmetinden ve kamu görevinden ayrılabilen bir eğitim olmadığı, Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 11. maddesinin tıpta uzmanlık eğitiminde kadroda istihdamın zorunlu olduğunu ortaya koyduğu, kamu görevinden ihraç edilen araştırma görevlisi hakkındaki ihraç işlemi iptal edilmedikçe veya geri alınmadıkça eğitime devam imkanının bulunmadığı, kanunla düzenlenmesi gereken hususun yönetmelikle düzenlenmesinin söz konusu olmadığı, ilgili mevzuata atıf yapıldığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DAVALI … ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NÜN SAVUNMASI:
Atanma şartlarını kaybeden davacı hakkında mevzuat gereği işlem tesis edildiği, uzmanlık eğitiminin niteliği gereği uzmanlık eğitimi yapanların fiilen kadroda görev yapmalarının zorunluluk arzettiği, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalında uzmanlık eğitimi gören davacının, atandıktan sonra atanma şartlarını kaybettiğinden bahisle eğitimine son verilmesine ilişkin işlem ile dayanağı, Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 13. maddesinin 9. fıkrasının, "Şartlardan herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanlar ile uzmanlık eğitimi sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verilir." hükmünün iptali istemiyle açılmıştır.
11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ile 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 22 nci maddesine dayanılarak hazırlanan, tıp ve diş hekimliği alanlarında uzmanlık eğitimi, uzmanlık belgelerinin verilmesi ve Tıpta Uzmanlık Kurulunun çalışma usul ve esaslarının düzenlenmesi amacıyla 26/04/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan davaya konu Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir.
663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 22. maddesi ile uzmanlık eğitimi ile ilgili usûl ve esasların yönetmelikle düzenlenlenmesi konusunda Sağlık Bakanlığına yetki verilmiş olup, ''Kanuni idare'' ilkesi uyarınca kanunla verilen bu yetkinin usulüne uygun kullanılıp kullanılmadığının yargısal olarak denetlenmesi hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Normlar hiyerarşisi uyarınca, dava konusu Yönetmeliğin üst hukuk normlarına uygun olması gerekmekle birlikte, daha ayrıntılı ve yönlendirici hükümler getirebileceği de açıktır. Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin dava konusu edilen13. maddesinin 9. fıkrasının ikinci cümlesinde, "Şartlardan herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanlar ile uzmanlık eğitimi sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verilir." hükmüne yer verilmiştir
Öte yandan, 692 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin; "Kamu personeline ilişkin tedbirler" başlıklı 1. maddesinin, 1. fıkrasında, "Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir." hükmü yer almaktadır.
Ülkemizde yaşanan terör olayları nedeniyle alınan önlemler kapsamında, 692 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında KHK ye ekli 1 sayılı listede bulunan davacının 'kamu görevinden' çıkartılmış olması nedeniyle, lisansüstü eğitimden farklı olarak bir kadroya atanmayı gerektiren tıpta uzmanlık eğitimi için aranan şartları sonradan kaybetmiş olması nedeniyle tesis edilen işlemde ve dayanağı Yönetmelik hükmünde bu yönüyle hukuka aykırı bir durum görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 14.04.2021 tarihinde, davacı vekilleri Av. … ile Av. …'in ve davalı Sağlık Bakanlığı vekili Av. … ile davalı Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü vekili Av. …'un geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Dava; Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalında uzmanlık öğrencisi iken, 692 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilen davacının, 18.05.2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7143 sayılı Kanun ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa eklenen geçici 78. maddede kurala bağlanan öğrenci affından yararlanmak suretiyle uzmanlık eğitimine devam etmek istemiyle yaptığı 16.08.2018 tarihli başvurunun, tıpta uzmanlık eğitimi görenlerin tamamının, lisansüstü eğitim sürecinden farklı olarak kadroya bağlı olması ve Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 13/9 maddesinde yer alan yerleştirildikleri kurumda atanma şartlarını uzmanlık eğitimi sırasında kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verileceği kuralı gereği uzmanlık öğrenimine devam etmesinin uygun bulunmamasına ilişkin Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğünün … tarih ve E…. sayılı kararının ve 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 13/9 maddesinin 2. cümlesinin iptali istemiyle açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı Sağlık Bakanlığı tarafından, davaya konu Yönetmelik maddesinin iptalini istemekte davacının menfaatinin bulunmadığı ileri sürülmüşde de, itirazı yerinde görülmeyerek işin gereği incelendi:
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanuna 7143 sayılı Kanun ile eklenen geçici 78. maddede; ''Yükseköğretim kurumlarında hazırlık dâhil bütün sınıflarda intibak, önlisans, lisans tamamlama, lisans, lisansüstü öğrenimi gören öğrencilerden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar, kendi isteğiyle ilişikleri kesilenler dâhil, terör suçundan hüküm giyenler ile terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı nedeniyle ilişiği kesilenler hariç, her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler ile bir programı kazandıkları halde kayıt yaptırmayanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde ilişiklerinin kesildiği yükseköğretim kurumuna başvuruda bulunmaları şartıyla bu Kanunun 44 üncü maddesinde belirtilen esaslara göre 2018-2019 eğitim-öğretim yılında öğrenimlerine başlayabilirler.
Müracaat süresi içinde askerlik zamanı gelmiş olanların askerlikleri tecil edilmiş sayılır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte askerlik görevini yapmakta olanlar terhislerini takip eden 2 ay içinde ilgili yükseköğretim kurumuna başvurmaları halinde bu maddede belirtilen haklardan yararlandırılır.'' kuralı yer almıştır.
Davaya konu Yönetmeliğin yürürlük tarihi itibarıyla yürürlükte olan haliyle 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ''Tıpta Uzmanlık Kurulu'' başlığını taşıyan 22. maddesinde; tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık eğitimi yapacak eğitim kurumlarına eğitim yetkisi verilmesi ve eğitim yetkisinin kaldırılmasına ilişkin teklifleri karara bağlamak, uzmanlık dallarının rotasyonlarını belirlemek, yabancı ülkelerde uzmanlık eğitimi alanların bilimsel değerlendirilmesini yapacak fakülteleri ve eğitim hastanelerini belirlemek, tıpta uzmanlık eğitimi ve uzman insan gücü ile ilgili görüşler vermekle görevli olmak üzere, Tıpta Uzmanlık Kurulu'nun teşkil olunduğu; Kurulun çalışma usûl ve esasları ile ilgili diğer hususların, ihtisas belgelerinin alınması ve uzmanlık eğitimi ile ilgili diğer usûl ve esasların yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Anayasanın 121. maddesi ve 25.10.1983 tarih ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4. maddesine göre, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca 05.06.2017 tarihinde kararlaştırılan ve 14.07.2017 tarih ve 30124 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 692 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede, olağanüstü hal kapsamında bazı tedbirler alınmasına karar verilmiş olup, ''Kamu personeline ilişkin tedbirler'' başlığını taşıyan 1. maddesinde; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılacağı; bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmayacağı, haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edileceği; birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe ve/veya memuriyetlerinin alınacağı ve bu kişilerin görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmeyecekleri; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyecekleri, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekleri, kurala bağlanmıştır.
26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin ‘’Uzmanlık eğitimine giriş sınavlarının sonuçları, yerleştirme ve uzmanlık eğitimine başlama’’ başlığını taşıyan 13. maddesinin dava konusu 9. fıkrasında; ''Yerleştirildikleri kurumun atama şartlarını taşımaksızın sınava girip bir programa yerleştirilmiş olanlar uzmanlık eğitimine başlatılmazlar. Şartlardan herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanlar ile uzmanlık eğitimi sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verilir.'' kuralına yer verilmiştir.
Dava Konusu Yönetmelik Maddesinin Değerlendirilmesi:
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 22. maddesi ile verilen yetkiye dayanılarak, Sağlık Bakanlığı tarafından, tıp ve diş hekimliği alanlarında uzmanlık eğitimi, uzmanlık belgelerinin verilmesi ve Tıpta Uzmanlık Kurulunun çalışma usul ve esaslarının düzenlenmesi amacıyla hazırlanan, davaya konu Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği, 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Sağlık Bakanlığına yönetmelik hazırlanması için verilen yetkinin, davaya konu madde bakımından, ''Kanuni idare'' ilkesi uyarınca usulüne uygun kullanılıp kullanılmadığının yargısal olarak denetlenmesi gerekmektedir.
Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 13. maddesinde, uzmanlık eğitimine giriş sınavlarının sonuçları, yerleştirme ve uzmanlık eğitimine ilişkin hususlar düzenlenmiş olup, dava konusu 9. fıkrasında; yerleştirildikleri kurumun atama şartlarını taşımaksızın sınava girip bir programa yerleştirilmiş olanların uzmanlık eğitimine başlatılmayacağı; şartlardan herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanlar ile uzmanlık eğitimi sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verileceği kurala bağlanmıştır.
Tıp fakültelerinden mezun olan hekimlerin belli bir alanda uzmanlaşabilmesi için almaları gereken uzmanlık eğitimi, yarışma esasına dayanan mesleki bilgi sınavı olan uzmanlık eğitimine giriş sınavında başarılı olunması sonrası başlamakta ve uzman hekim olabilmenin önemli bir basamağını oluşturmaktadır. Bu önem ve özelliği nedeniyle uzmanlık öğrencilerinin atanma şartlarını taşımaları ve eğitim süreci boyunca atanma şartlarını kaybetmemeleri gerekmektedir.
Yukarıda alıntısı yapılan mevzuat hükümleri uyarınca tıpta uzmanlık eğitimine ilişkin esasların belirlenmesi görevini yürüten Sağlık Bakanlığının, tıpta uzmanlık eğitiminin yürütümüne ilişkin olarak kural koyma ve uygulama noktasında yetki sahibi olduğu açıktır.
Her ne kadar, yerleştirildikleri kurumun atama şartlarını taşımayanların, uzmanlık eğitimine başlatılmayacağı ve şartlardan herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanlar ile uzmanlık eğitimi sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verileceğine yönelik olarak 1219 sayılı Kanunda ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede açık bir yetki verilmemiş ise de, alıntısı yapılan hükümler irdelendiğinde, idarenin sahip olduğu yetkinin, kapsam itibarıyla tıpta uzmanlık eğitimine kabule ilişkin kuralları belirleme, eğitim sürecine yönelik program ve müfredatın içeriğini tespit etme ve eğitimin mezuniyet ya da ilişiğin kesilmesi şeklinde sonlandırılmasına ilişkin hususları belirlemeyi içerdiği kabul edilmelidir.
Zira; uzmanlık eğitimine kabul ve eğitimin içeriğini belirleme konusunda, düzenleme yapma imkanı tanıyan yetkinin, eğitime kabulde atama şartlarının belirlenmesi, atama şartlarını taşımayanların eğitime başlatılmaması ve şartlardan herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanlar ile eğitim sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verileceğine ilişkin olarak kural koyma imkanı tanımadığı söylenemez. Bir başka ifadeyle, idarenin sahip olduğu yetkinin bir bütün olarak eğitim sürecinin başlatılmasından sonuçlandırılmasına kadar tüm süreci kapsadığını söylemek mümkündür.
Bu bağlamda; tıpta uzmanlık eğitimini bir bütün halinde düzenleme yetkisine sahip idare tarafından, eğitimin kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun bir biçimde yürütümünün sağlanması adına ihdas edilen dava konusu düzenlemenin, üst hukuk normlarına ve uzmanlık eğitiminin gereklerine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Dava Konusu Bireysel İşlemin Değerlendirilmesi:
Olayda; Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalında uzmanlık öğrencisi iken, 692 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilen davacı tarafından, kendisinin 692 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edildiği, öğrencilikten çıkarılmadığı ya da ihraç edilmediği, Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 3. maddesi uyarınca, uzmanlık eğitiminin, tıp veya diş hekimliğinde uzman olabilmek için gereken eğitim ve öğretim olduğu ve uzmanlık öğrencisinin, kurumlarındaki kadro ve pozisyonları ne olursa olsun bu Yönetmelik hükümlerine göre uzmanlık eğitimi gören kişileri ifade ettiği dikkate alındığında, eğitim ve öğretimini tamamlaması gerektiği, diğer fakültelerdeki öğrenciler bakımından kamu görevinden ihraç olduklarında da, eğitimlerinin devam ettikleri, Anayasanın 10 ve 42. maddeleri gereği eğitim hakkının eşitlik ilkesine uygun olarak tanınması gerektiği, tıpta uzmanlık eğitiminin Anayasa ile koruma altına alınan eğitim hakkı kapsamında yer aldığı, hakkında yürütülen ceza davası sonuçlanmadan, salt kamu görevinden ihraç edilmiş olmasının mağduriyetine yol açtığı, mali ve özlük hak istemi olmadan, 7143 sayılı Kanun ile kabul edilen öğrenci affı kapsamında uzmanlık eğitimine devam etmek istemiyle 16.08.2018 tarihli başvuru yapılmıştır. Davacının başvurusu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü tarafından, tıpta uzmanlık eğitimi görenlerin tamamının, lisansüstü eğitim sürecinden farklı olarak kadroya bağlı olduğu ve Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 13/9 maddesinde yer alan yerleştirildikleri kurumda atanma şartlarını uzmanlık eğitimi sırasında kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verileceği kuralı uyarınca uzmanlık eğitimine devam etmesinin uygun bulunmadığından bahisle dava konusu bireysel işlemle reddedilmiştir.
Eğitim sistemimizde zaman zaman gündeme gelen ve kamuoyunda öğrenci affı olarak bilinen kanunlar, değişik nedenlerle eğitim gördükleri eğitim kurumundan ilişiği kesilen öğrencilerin yeniden eğitim öğretim sürecine kazandırılması amacıyla çıkarılmaktadır. İlgililerin, öğrenci affından yararlanarak, eğitimlerine devam edebilmeleri için, af kanunu kapsamında yer almaları gerekmektedir.
Davacı, 18.05.2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7143 sayılı Kanun ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa eklenen geçici 78. maddede kurala bağlanan öğrenci affından yararlanmak suretiyle uzmanlık eğitimine devam etmek istemekteyse de, geçici 78. maddede; terör suçundan hüküm giyenler ile terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı nedeniyle ilişiği kesilenlerin, öğrenci affı kapsamı dışında tutulduğu dikkate alındığında, davacının 692 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilmesi nedeniyle af kanunu kapsamında yer almadığı ve af kanunundan yararlanarak uzmanlık eğitimine devam etmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Bununla birlikte; tıpta uzmanlık mevzuatının bir bütün olarak değerlendirilmesinden; uzmanlık öğrencilerinin, uzmanlık eğitim sürecinde araştırma ve eğitim çalışmalarında bulunmaları gerekmekle birlikte, uzmanlık eğitiminin niteliği gereği eğitim sorumlusunun gözetim ve denetiminde, sağlık hizmeti sunumunda da görev almaları gerektiği anlaşılmıştır. Eğitim ve sağlık hizmet sunumu faaliyetlerinin birbirinden ayrılmasının mümkün olmadığı gibi bir uyum içerisinde yürütülmesi, uzmanlık eğitiminin amacına ulaşması için zorunludur. Bu bakımdan; araştırma ve eğitim çalışmaları yanında sağlık hizmet sunumuna dayalı bir eğitim olan uzmanlık eğitiminde, uzmanlık öğrencilerinin kadro unvanları ne olursa olsun, tercih ettikleri kuruma göre farklı statülerde istihdam edileceği ve tabi oldukları istihdam şekline göre sahip olmaları gereken şartları taşımalarının zorunlu olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla; Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 11. maddesi gereği uzmanlık öğrencilerinin istihdam şeklinin, kurumların özel mevzuatına tabi olduğu; davacının, bir devlet üniversitesinde araştırma görevlisi olarak görev yaptığı ve araştırma görevlisi sınıfında kamu görevini ifa etmekte iken, 692 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarıldığı ve bu Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılanların, bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyecekleri, dikkate alındığında, davacının kadro hakkı tanınmaksızın, tıpta uzmanlık eğitimini tamamlaması gerektiği iddiasına itibar edilmemiştir.
Öte yandan; Anayasa Mahkemesi kararlarında; Anayasada kurala bağlanan eşitlik ilkesinin eylemli eşitlik değil, hukuksal eşitlik olduğu, aynı hukuki durumda olanların aynı, farklı hukuki durumda olanların farklı kurallara bağlı tutulmasının eşitlik ilkesini ihlal etmeyeceği ifade edilmiştir.
Diğer bir anlatımla, Anayasal eşitlik ilkesinin farklı durumda ve statüde bulunanlar arasında benzeşim kurulması suretiyle iki ayrı halin eşit hukuki muameleye tabi kılınmasını ve aynı haklardan yararlanmasını sağlamaya yönelik bir ilke olmadığı açıktır.
Davacı tarafından; tıpta uzmanlık dışındaki diğer fakültelerde öğrencilerin, kamu görevinden ihraç olduklarında da, eğitimlerinin devam ettiği, yabancıların da uzmanlık eğitimi yapabildiği, Anayasanın 10 ve 42. maddeleri gereği eğitim hakkının eşitlik ilkesine uygun olarak tanınması gerektiği öne sürülmüşse de, uzmanlık eğitiminin yukarıda aktarılan ve diğer eğitimlerden farklı olan niteliği ve uzmanlık eğitimi yapan Türk vatandaşları ile yabancı uyrukluların statüsünün farklı olduğu ve farklı hukuki statüde olanların farklı kurallara tabi tutulacağı dikkate alındığında, davacının bu iddiasının da kabulü mümkün değildir.
Bu bağlamda; davacının 692 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilmesi nedeniyle af kanunu kapsamında yer almaması nedeniyle af kanunundan yararlanarak uzmanlık eğitimine devam etmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, dava konusu bireysel işlemin üst hukuk normlarına ve eşitlik ilkesine uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğünün 07.09.2018 tarih ve 18970 sayılı kararının ve 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 13/9 maddesinin 2. cümlesinin iptali istemiyle açılan DAVANIN REDDİNE,
2. Aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için öngörülen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
3. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
14/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.