14. Hukuk Dairesi 2013/6155 E. , 2013/7914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.05.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, komşu taşınmaza yapılan inşaat çalışması nedeniyle maliki oldukları 236 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan binada ağır hasar oluştuğunu ileri sürerek 17.950,00 TL maddi, 1.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya ait taşınmazın 45-50 yıllık eski bir bina olup temel sisteminin olmadığı, davalı tarafından yapılan binanın ise gerekli ruhsatlar alınarak yapılmış radyal temel üzerine inşa edildiği, meydana gelen zararın her iki taşınmazın zemine çökmesi nedeniyle oluştuğu, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat sorumluluğunun kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandığı, ancak somut olayda davacının binasına ait kullanım ömrü dikkate alındığında belirlenen tazminatta hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği, davacıların kişilik haklarının saldırıya uğramadığı ve manevi tazminat şartları oluşmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazda meydana gelen toplam
17.950,00 TL zararın TMK 730/2 maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak takdiren 12.000,00 TL"sinin davalı ..."den alınarak davacılara verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece, yerinde yapılan keşif sonucu alınan uzman bilirkişi ve tespit raporlarında, davacıların maliki olduğu taşınmaza bitişik olarak davalı tarafından yapılan inşaat çalışması sırasında davacının evinde hasar oluştuğu, davacıya ait binanın ruhsatına rastlanmadığı, yığma, iki katlı, zayıf temelli, 35-40 yaşlarında olduğu, davalı tarafından yapılan inşaatın ise proje ve ruhsata uygun olarak çökmeyi azaltan ve bitişik binalara en az veren radyal sistemi ile yapıldığının belirtilmesi üzerine davacının binasının kullanım ömrü gözetilerek TMK"nun 730/2. maddesi gereğince tazminatta hakkaniyet indirimi yapılmıştır.
Mahkemece, TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olmasının tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamayacağı, ancak davacının zararın artmasında kusuru varsa bilirkişi raporu ile belirlenen tazminat miktarından 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirim yapılabileceği gözetilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
Diğer taraftan, tazminat miktarının yasal faizi ile tahsilinin istenmesine rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. no’lu bent uyarınca davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 no"lu bent gereğince davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 24.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.