11. Hukuk Dairesi 2018/1779 E. , 2019/3438 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/07/2015 tarih ve 2015/31-2015/241 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin "CEP" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı bankanın anılan markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2012/73060 sayılı 9, 35, 36, 38, 40, 41 ve 42. sınıfları kapsayan “İŞCEP PARAKOD” ibareli marka başvurusuna müvekkilince yapılan itirazın nihai TPMK YİDK kararıyla reddedildiğini, başvuru markasının müvekkiline ait markalar ile karıştırılamaya neden olacak düzeyde benzer olduğunu, aynı tür mal ve hizmetleri kapsadığını, tescili halinde seri marka algısı yaratabileceğini, başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek YİDK"nın 2014-M-14733 sayılı kararının iptalini, tescili halinde başvuru markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili; markalar benzerliğin bulunmadığını, zira "CEP" ibaresinin başvuruya konu mal ve hizmetlerde ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, "CEP" kelimesine ilave edilen "İŞ" ve "PARAKOD" eklerinin başvuruyu davacı markalarından yeterince farklılaştırdığını, karıştırılma ihtimalinden de söz edilemeyeceğini, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı banka vekili; markaların farklı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, “İŞCEP” ibaresinin 2007"de, “PARAKOD” ibaresinin ise 2012"de marka olarak müvekkili adına tescil edildiğini, sonrasında bu iki ibarenin birleşiminden oluşan dava konusu marka tescili için başvuruda bulunulduğunu, tanınmış marka olup ayırt edici niteliğinin bulunduğunu, haksız yarar sağlanacağı ve markanın itibarına zarar vereceği iddialarının dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; başvuru markasının davalı çatı markası ile bir arada kullanıldığı, “CEPPARAKOD” ibaresini cep telefonu ile kod/süre verilerek sunulan güvenli internet bankacılığı ile ilişkili mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcı olduğu, bütün olarak davalı başvurusunda “İŞ” çatı ibaresinin tescil kapsamındaki 36. sınıf finans hizmetleri ve bankacılık hizmetleri yönünden ortalama tüketicideki markasal algıyı üzerine çekeceği, kullanım amacında olunan 36 sınıf hizmetlerin yanında 9. sınıftaki mallar yönünden de ön plana çıktığı, mobil telefon ve haberleşme hizmetlerinin doğrudan adı olarak "CEP" ibaresinin yaygın bir şekilde kullanılabildiği, markalar ile karşılaşan alıcıların markalar arasındaki farklılığı algılayabileceği, bu sebeple davacı markaları ile davalıya ait başvuru markasının benzer olmadığı, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, düşük ayırt edici nitelikteki “CEP” ibaresinin benzerliğinin karıştırılma ihtimaline yol açmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.