Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/343
Karar No: 2021/6242
Karar Tarihi: 27.09.2021

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/343 Esas 2021/6242 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı tarafından açılan koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında mahkeme, davacının talebinin kısmen kabulüne karar verdi. Ancak mahkeme tarafından verilen manevi tazminat miktarı belirlenen ölçütlere uymadığından ve emsal uygulamaların üzerinde olduğundan dolayı karar davalı tarafından temyiz edildi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun ilgili ilamlarına göre, kişisel hakka ilişkin taleplerle ilgili olarak Cumhuriyet savcısının temyiz isteminde bulunamayacağı kararına varıldı. Kararda, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak d’avamın tazminat talebinin reddine karar verildiği ve davalıya 275.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi hüküm giyildiği belirtildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5271 sayılı CMK'nın 142/8. maddesi, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi, halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi.
12. Ceza Dairesi         2020/343 E.  ,  2021/6242 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
    Hüküm : Davacının davasının kısmen kabulü ile 275.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine

    Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili, davalı vekili ve mahalli cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    1-Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    Vekaletnamesinde temyizden feragat yetkisi bulunan davacı vekili tarafından hükmün temyizinden sonra dosyaya sunulan 11.11.2019 havale tarihli dilekçe ile temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirmesi karşısında TEMYİZ İNCELEMESİ YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,
    2-Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelenmesinde;
    Her ne kadar 5271 sayılı CMK"nın 142/8. maddesinde, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat taleplerine ilişkin kararlara karşı, Cumhuriyet savcısının kanun yoluna müracaat edebileceği belirtilmiş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/12/1977 tarih, 393/435 sayı ve 23/03/1992 tarih, 3/68-91 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, kişisel hakka ilişkin taleplerle ilgili olarak Cumhuriyet savcısının temyiz isteminde bulunamayacağı; bu kapsamda koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında, Cumhuriyet savcısının belirlenen tazminat miktarına yönelik olarak temyiz hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
    3-Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    Tazminat davasının dayanağı olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/181 esas 2015/145 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Balyoz davası olarak bilinen Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren iskat veya vazife görmekten men etmeye Teşebbüs suçundan 11.02.2011-09.10.2013 tarihleri arasında 971 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 03.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
    Davacının 629,638,52 TL maddi ve 3.000.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 9.000,00 TL maddi, 72.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması ve tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, maddi tazminat talebinin reddi ile 275.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
    Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
    Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi