Esas No: 2021/6317
Karar No: 2022/1538
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/6317 Esas 2022/1538 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, taksirle öldürme suçundan tutuklanmıştı. Anne, başarılamayan doğumun ardından kanama nedeniyle hayatını kaybetti. Sanık, olayda geciktirmenin olduğu iddiasıyla suçlanıyordu. Ancak Adli Tıp Kurumu, kişinin kurtulma ihtimalinin çok düşük olduğunu belirterek sanığın eylemi ile ölüm arasında uygun illiyet bağı kurulamayacağını belirtti. Bu nedenle, yerel mahkeme sanığı suçlu bulmadı ve beraatına karar verildi. Ceza Dairesi, yapılan yargılama sonucunda da aynı kararı onayladı.
CMK'nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : CMK'nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Doğum sancılarının başlaması üzerine takibinin de yapıldığı özel Asya Tıp Merkezine başvuran annenin, doğumun başlaması üzerine hastaneye yatırılarak takibine başlandığı; ancak bebeğin başının pelvis giriminde olması ve doğal yollarla doğumun sağlanamaması üzerine baş pelvis uyumsuzluğu tanısıyla saat 16:20'de acil sezeryene alındığı, saat 16:30'da doğumun gerçekleştirildiği, saat 17:30'da anne servis odasına alındığında genel durumu stabil olduğu, saat 18:00'da idrar çıkışının az olduğu, normal doğum kanamasının olduğu, 18.30'da idrar çıkışının arttığı, saat 19:30'da hemşirelerin vajinal kanamasının olduğu konusunda doktorları uyardığı, yapılan muayenede rahim yumuşak olduğundan atoni için tedbir alındığı, USG kontrolünde batında mayi tespit edilmediği, batın içinde patoloji görülmediği, 20:00'da genel durumu orta olup vajinal kanamanın azaldığı, uterusun ara ara yumuşadığı, kan transfüzyonuna başlandığı, 20:15'te tekrar kanamasının başladığı, beyanlara göre kanama 3. kez tekrarladığı için rahim alınma olasılığı ortaya çıktığından rahim alınması işlemi için tıp merkezi yetkili olmadığından tıp merkezinde çalışan doktorlar tarafından sevk kararı alındığı, 20:15'te GOP ve Şafak Hastaneleri ile görüşüldüğü ancak bu hastanelerde yer bulunamadığı, bu arada 2. ünite kan transfüzyonuna başlandığı, 20:30'da genel durumu orta olup tekrar atonik vasıfta kanama başlaması üzerine volüm artırıcı ve uertoniklerin uygulandığı, annenin sevki gerektiğinden 20.35'te ambulans çağrıldığı, bu arada ambulans gelmeden 20:45'te hastaya 3. ünite kan transfüzyonuna devam edildiği, 21:00'da şuur bulanık olup hastanın ara ara kanamasının devam ettiği, 21:02'de 112 ye ait ambulansın geldiği, hastanın 3. ünite kan verilir halde ambulansa bindirildiği ve ambulansın içinde kan vermeye devam edildiği, ambulansın hastayı alarak durumu kötü olan hastaya ambulans personelinin refaket etmelerini istemeleri üzerine, doktorlar ile birlikte olay yerinden 21:34'de ayrıldığının, saat 21:48'de Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne vakayı ulaştırdığının ambulans görevlileri tarafından hasta teslim tutanağında kayıtlı olduğu, hastane içinde nakil esnasında arrest geliştiği, hastanın burada acil ameliyata alındığı, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde şuurunun bulanık ve kardiyak arrest olan hastaya 15 dakika canlandırma işleminin uygulandığı, ritmi dönen hastaya histerektomi yapıldığı, hastada kanama ve hematom tespit edildiği, packing uygulandığı, bu arada hastada birkaç kez daha kardiyak arrest geliştiği, ancak yapılan cpr sonucu hastanın geri döndürüldüğü, en son yapılan cpr'ye yanıt vermeyen hastanın saat 04:10'da eksitus kabul edildiği, Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunun raporuna göre ölümün doğum sonrası ortaya çıkan uterus atoni kanaması sonucu meydana geldiğinin tespit olunduğu olayda,
Hizmet alım sözleşmesi ile sürekli işçi olan özel şirket çalışanı ambulans şoförü sanığın, şehrin acemisi olması ve navigasyon cihazını açmadan seyretmesi sebebiyle yolları karıştırarak 10 dakikalık mesafede olan hastaneye hastayı geç teslim ettiğinden bahisle sanığın taksirle öldürme suçunu işlediği iddiası ile cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında,
Sanığın ve aynı ambulansta görevli olan diğer görevlilerin tuttukları olay tarihli tutanak içeriğine göre hastayı Asya tıp Merkezinden saat 21:34 de alıp saat 21:48 de Ok Meydanı Eğitim Araştırma Hastanesine ulaştırdıklarının kayıtlı olduğu; ancak dosya içerisinde mevcut tıp merkezine ait kamera görüntülerine göre hastayı saat 21:12 de alarak tıp merkezinden ayrıldıkları, Ok Meydanı Eğitim Araştırma Hastanesine ait görüntü kayıtlarının silinmiş olması sebebiyle hastaneye hangi saatte ulaştıklarının tespit edilemediği, hastane evraklarına göre saat 22:00 sıralarında hastaneye ulaştığının kayıtlı olduğu; dosya içerisindeki mevcut bilgi,belgeler ve tanık beyanlarından hastanın sevki sırasında bir gecikmenin yaşandığı anlaşılmış ise de; İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 10.02.2021 tarihli rapordaki “ 112 ambulans vaka kayıt formunda ambulansın tıp merkezine 21.02'de vardığı, 21.34'te tıp merkezinden ayrılarak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine 21.48'de ulaştığı kayıtlı olduğu, ifadelerde ise varış süresinin daha uzun olduğu belirtildiği, kişinin hastaneye giriş kaydının 22.18'de yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmakla, Ok Meydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine ambulansın giriş yaptığını gösteren kayıtlara da ulaşılamadığından kesin varış zamanı net olmamakla birlikte, kayıt formunda belirtilenden daha uzun bir sürede Ok Meydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine ulaşılmış olduğunun anlaşıldığı, bu gecikmenin kişinin ölüm riskini arttırmış olduğu fakat formda belirtilen saatte varılmış olsa dahi kişinin kurtulma ihtimalinin çok düşük olduğu oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklindeki tespitler karşısında ölüm ile sanığın eylemi arasında uygun illiyet bağının kurulamadığı, dolayısıyla üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı, sanığın hizmet alımı çerçevesinde özel şirketi çalışanı ambulans şoförü olarak görev yaptığı da dikkate alındığında eyleminin başkaca bir suça da vücut vermediği anlaşıldığından mahkemece sanığın beraatine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan ile mahalli Cumhuriyet savcısının suçun oluştuğuna ve sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.