Esas No: 1995/25
Karar No: 1995/29
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 1995/25 Esas 1995/29 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü Hüküm Uyuşmazlığı Olmadığına Dair 1995/25 E. , 1995/29 K.- 2247 SAYILI YASA?NIN 24. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLAR GERÇEKLEŞMEDIĞINDEN, BAŞVURUNUN AYNI YASANIN 1. VE 24. MADDELERI UYARINCA REDDININ GEREKTIĞI HK.
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 24
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Hüküm uyuşmazlığının giderilmesini isteyen : Maçka Sukenarı Köyü Muhtarlığı 2- Maçka Kadastro Müdürlüğü OLAY: Su kenarı ve Çeşmeler Köyü öteden beri komşu köyler olup, Çeşmeler Köyü daha sonra Çatak ve Çeşmeler olarak ikiye ayrılmıştır. Çatak ve Çeşmeler Köyü tüzel kişilikleri kaymakamlığa başvurarak kendi köyleri ile Sukenarı köyü arasında zaman zaman anlaşmazlıklara sebep olan sınırın tespitini istemişlerdir. Maçka Kaymakamlığı yaptığı inceleme sonunda 3.5.1994 gün ve 10/325 sayılı İlçe İdare Kurulu Kararıyla sınır tespiti yapmıştır. Sukenarı Muhtarlığı, 29.6.1984 tarihinde idare mahkemesinde açtığı davada: (Kaymakamlık) İlçe İdare Kurulu kararında, Çeşmeler (Zanha) köyü idare heyetince 1.1.1929 tarihli sınır tespit kararı ile belirlenen, ilçe idare heyetince aynı tarihte tasdik edilip tapu kayıtlarına giren köy sınır kâğıdında, Sukenarı (Hamurya) ile hudutlarını gösteren sınır kağıdının dayanak olduğu belirtilmiş ise de: sözü edilen 1.1.1929 tarihli sınır tespit kararı ve tapuda bulunan köy sınır kağıtlarının mahalline gereği gibi uygulanmadığını, bilirkişice gösterilen Şahinkaya’nın sınır kağıdında bulunmadığını, bu noktadan yeni yapılmakta olan köprüye çizilen hattın iki köy arasındaki sınır kabul edilmesinin yanlış olduğunu ve yeni anlaşmazlıklara neden olacağını ileri sürerek İlçe İdare Kurulunun sınır tespitine ilişkin 10/325 sayılı kararının iptalini ve köyler arasındaki gerçek hududun tespit edilmesini istemiştir. Trabzon İdare Mahkemesi; 11.12.1985 gün ve E.84/352, K.85/613 sayıyla: 442 sayılı Köy Yasası’nın 4. ve 5. maddelerinde köy sınırlarının nasıl çizileceğinin gösterildiği, ilçe idare kurulunun sınır tespit kararının Yasa’ya uygun olup olmadığının anlaşılması için yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, ilçe idare kurulu kararının, sınırda ayırıcı unsurlar (dere, sırt, tepe v.s.) ihtiva etmediği belirtilerek, köylerin sosyal, iktisadi ve coğrafi durumu değerlendirilmeden ve 442 sayılı Yasanın ilgili maddelerine uyulmadan, iki köy muhtarlığının başvurusu üzerine, köylerin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin işlemin yasal olmadığı gerekçesiyle iptaline karar vermiş, karar Danıştay 8. Dairesi’nin 26.10.1987 gün ve E.86/162, K.87/433 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Bu defa, Sukenarı Köyü Muhtarlığı, Kadastro Müdürlüğünün çalışma alaın sınırı olarak, Çeşmeler Köyü ile Sukenarı Köyü arasında, idare mahkemesinde iptale konu olan ve ilçe idare kurulunca tespit edilen sınırı kabul ettiğinden bahisle, Maçka Kadastro Müdürlüğünün çalışma alanı sınırına ilişkin 29.3.1994 gün ve 256 sayılı kararının iptali ve çalışmaların gerçek sınıra göre yapılması istemiyle, 11.4.1994 tarihinde adlî yargı yerinde dava açmıştır. Maçka Kadastro Mahkemesi; 25.4.1994 gün ve 5-8 sayıyla; yapılan keşifte Sukenarı Köyünün, tapu uygulamasında, muhtar ve bilirkişinin ortak sınırda belirleyici unsur olarak gösterdikleri Kefenk Suyu, Kale Kulpu, İşkurda mevkii ile Mağara ve Kiliselerin tapuda bulunmadığı ve okunmadığının görüldüğü, itirazcı tarafın iddia ettiği sınırın kabulü halinde Çeşmeler Köyünün vergi kayıtlı topraklarının Sukenarı Köyünün toprakları içinde kalacağının anlaşıldığı; kaldı ki, 3402 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde belirtildiği gibi: “...bu sınırlar mahalle, belediye, köy idari sınırları sayılmaz.” hükmü uyarınca çalışma bittiği anda bu sınırların kendiliğinden ortadan kalkacağı gerekçesiyle davanın reddine, Maçka Kadastro Müdürlüğünün, Çeşmeler Köyü çalışma alanı sınır tespit kararının “tespit gibi” uygulanmasına karar vermiş; temyiz istemi mahkemenin 9.6.1994 gün ve 5-1 müt. sayılı kararıyla, 3402 sayılı Yasa’nın 4. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesi kararının kesin olduğu bu nedenle temyiz edilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiş; bu ret kararının temyiz edilmesi üzerine karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 13.10.1994 gün ve 4426-9602 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Sukenarı Muhtarlığı, 17.4.1995 tarihli dilekçeyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurarak Trabzon İdare Mahkemesi’nin 11.12.1985 gün ve E.84/352, K.85/613 sayılı ve Maçka Kadastro Mahkemesi’nin 25.4.1994 gün ve 5-8 sayılı kesinleşmiş kararları arasında hüküm uyuşmazlığı meydana geldiğini ileri sürerek uyuşmazlığın giderilmesini istemiştir. İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Selçuk Tüzün’ün Başkanlığında, Şükrü Kaya Erol, Dr. Ekrem Serim, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, İrfan Erdinç ve İlhami Uğur Yılmaz’ın katılmaları ile yaptığı 3.7.1995 günlü toplantıda, Raportör-Hâkim Ayten Anıl’ın raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç’in başvurunun reddinin gerektiği yolundaki yazılı düşünceleri doğrultusundaki sözlü açıklamaları da alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Anayasa’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanunun 1. maddesinde: Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, adlî, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmekle yetkili bir yüksek mahkeme olduğu belirtilmektedir. Aynı Yasa’nın 2592 sayılı Yasayla değişik 24. Maddesinde de: “1. Maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın, kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir.” denilmektedir. Hüküm uyuşmazlığının varlığının kabulü için, yukarıda açıklanan madde hükmüne göre, taraflarından en az biri aynı olan kararların, aynı konuya ve sebebe ilişkin olması ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması gereklidir. Dosyaların incelenmesinden idari ve adlî yargı yerlerince taraflardan biri aynı ve görevle ilgili olmayan kararlar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Kararların sebep ve konusuna gelince: İdare Mahkemesi, ilçe idare kurulunca yapılan sınır tespitinin, 442 sayılı Köy Yasası’na uygun bulunmadığı gerekçesiyle kararı iptal etmiştir. Kadastro Mahkemesi, Maçka Kadastro Müdürlüğünün çalışma sınırı olarak, iptale konu sınırı benimsemesinin, köylerin idari sınırlarının etkileyici bir nitelik taşımadığını, 3402 sayılı Yasada bu yönde hüküm bulunduğunu belirterek, kadastro müdürlüğünün tespit kararının tespit gibi uygulanmasına karar vererek davayı reddetmiştir. İdare Mahkemesindeki dava, 442 sayılı Yasa uygulamasıyla ilgili sınır tespiti işleminin Yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir. Sınır tespiti işi niteliği ve uygulanan Yasası bakımından ayrı idari işlemlerden oluşmaktadır. Öte yandan kadastro işlemlerinin idari sınırların tespiti ile ilgisi bulunmamaktadır. Kadastro çalışmaları, Ülkede tapu sicilinin kurulması için, memleketin kadastral topoğrafik haritasına dayanılarak, taşınmaz malların sınırlarını, arazi ve harita üzerinde belirtip, hukuki durumlarının tespit edilmesi amacıyla yapılmaktadır. 3402 sayılı Yasa’nın 4. Maddesinde: “... kadastro ekibi; kadastro alanı sınırının tespitinde il ve ilçelerin belediye sınırları ile köy sınırlarını dikkate alır. Bu sınırlar mahalle, belediye, köy idari sınırları sayılmaz...” hükmü yer almaktadır. Gerek 3402 sayılı Yasa’nın amacından, gerekse açıklanan bu hükmünden, yerleşim yerlerinin idari sınırlarından geçici olarak yararlanıldığı, hiçbir zaman kadastro çalışmalarının idari sınırların tespitini amaçlamadığı ve kadastro çalışmalarının kolaylaştırılması için çalışma alanlarının kesin olan ve olmayan idari sınırlarından yararlanıldığı ve çalışmaların bitiminde çalışma alanı sınırı olarak gösterilen sınırların kendiliğinden ortadan kalktığı anlaşılmaktadır. Köyler arasındaki sınırın idarece tespiti ile ilçe belediye ve köy idari sınırlarının, kadastrosu yapılacak yerlerde, çalışma alanı sınırı olarak alınmasının, farklı amaç ve farklı sonuca yönelik olmaları itibariyle idare mahkemesi ve kadastro mahkemesi kararlarının bir biriyle çeliştiğinden söz edilemez. İdare Mahkemesi ilçe idare kurulunun sınır tespitine ilişkin kararını iptal etmiştir. Yeniden sınır tespiti işlemlerine girişilmesi için yasal bir engel yoktur. Kadastro Mahkemesi kararı da yukarıda açıklandığı üzere bir sınır tespiti kararı niteliğinde olmadığından, yapılacak bu tür çalışmaları engelleyecek bir durumu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle: her iki yargı yerinde açılan davaların sebep ve konuları birbirinden farklıdır. Diğer bir ifadeyle adlî ve idari yargı kararları aynı sebebe ve konuya ilişkin olmadığı gibi, kararlar arasında bu sebeple meydana gelen bir çelişki de yoktur. Bu nedenle kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesini engelleyen bir durum bulunmamaktadır. Ayrıca Kadastro Mahkemesinin kararı idari yargı kararının uygulanmasını engellememektedir. 442 sayılı Yasa’da öngörülen şartlarda ihtilaflı sınırın tespiti mümkündür. Kadastro çalışmaları da yerleşim yerlerinin idari sınırlarının tespitine yönelik değildir. Bu nedenlerle, adlî ve idari yargı kararları arasında 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde hüküm uyuşmazlığının varlığı için öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden başvurunun aynı Yasa’nın 1. ve 24. maddeleri uyarınca reddi gerekmektedir. SONUÇ: Anlaşmazlık konusu edilen ve değişik yargı düzenleri içinde yer alan adlî ve idari yargı mercilerince verilen kararlar arasında, 2247 sayılı Yasa’nın 2592 sayılı Yasayla değişik 24. Maddesinde hüküm uyuşmazlığının varlığı için öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden, başvurunun aynı Yasa’nın 1. ve 24. maddeleri uyarınca reddine, 3.7.1995 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.Karşı taraf : 1- Maçka Kaymakamlığı
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.