11. Hukuk Dairesi 2020/837 E. , 2020/5119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.03.2018 tarih ve 2017/87 E- 2018/209 K. sayılı kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 09.10.2019 tarih ve 2018/1458 E. - 2019/1181 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı şirket vekili tarafından istenmiş ise de UYAP sistemi üzerinden 20.02.2020 tarihinde davalı şirket vekili tarafından verilen duruşmadan vazgeçme dilekçesi de dikkate alınarak, dosyanın incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin temsilciler vasıtasıyla yıllık kâr payı verileceği ve istendiğinde yatırılan paranın geri ödeneceği vaadi ile davacıyı yanıltmak suretiyle müvekkilinden para aldığını, paranın iadesi için defalarca başvuruda bulunmasına rağmen para iadesinde bulunmadıklarını, SPK tarafından hazırlanan raporlarda davalı şirketin faaliyetlerinin kanunlara aykırı olduğunun tespit edildiğini, alınan senet ve ortaklık durum belgeleri ile şirket ortağı olunamayacağını, davalı faaliyetinin bankalar kanununa da uygun olmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 104.855,00 DM"nın dava tarihi itibarıyla Türk Lirası karşılığı olan 211.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı uyarınca davalının davacıdan 43.246,00 Euro tahsil ettiği gerekçesiyle davanın kısmenkabulüne, davacının davalı ... AŞ’nin ortağı olmadığının tespitine, 170.207,60-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, BAM, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkmemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının kabulüne, davacının davalı ...Ş."nin şirket ortağı olmadığının tespitine, 156.270,93 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar vermiştir.
Davalı şirket vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
1-Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilerek karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"nun 41. maddesinde 25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ""31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun"un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu"nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re"sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz isteminin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, 17.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.