Mahkemesi :Ağır Ceza
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkumiyet


Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karar tarihinin gerekçeli karar başlığına "21.09.2010" yerine "05.07.2010" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
A- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında kurulan hükümlere ilişkin temyizde;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar ..., ..., ..., ... müdafileri ile sanıklar ..., ..., ..."ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
B- Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere ilişkin temyize gelince;
1- Sanık ... yönünden;
Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediğine ya da hakkındaki mahkumiyet hükmü onanan sanıkların suçlarına iştirak ettiğine dair, somut olay ve olgularla örtüşmeyen ve maddi bulgularla desteklenmeyen telefon konuşmaları dışında kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı anlaşıldığından, genel ceza hukukundaki "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesi de gözetilerek sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
2- Sanık ... yönünden;
Sanığın savunmasının aksine, kendisinde ele geçirilen ve kullanma sınırları içinde kalan uyuşturucu maddeyi kullanma dışında bir amaçla bulundurduğuna veya mahkumiyet hükümleri onanan diğer sanıkların suçlarına iştirak ettiğine dair somut olay ve olgularla örtüşmeyen ve maddi bulgularla desteklenmeyen telefon konuşmaları dışında kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, bu hali ile eyleminin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma”suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç nitelendirmesinde hataya düşülerek "Uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ile sanık ..."in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 28.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.