11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/6144 Karar No: 2019/912 Karar Tarihi: 24.01.2019
Sahte fatura düzenlemek - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6144 Esas 2019/912 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında 2009 ve 2010 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan davada, sanık suçlamayı kabul etmeyerek, suçun gayri resmi ortağı tarafından düzenlendiğini ve kendisinin bilgisi olmadığını savundu. Ancak mahkeme, delillerin eksik toplanması nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulduğunu belirtti. Ayrıca, hükümde sahte fatura düzenlemek yerine sahte fatura kullanmak suçu yer aldı ve her yıl ayrı ayrı zincirleme şekilde işlenmiş suçlar olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. TCK'nin 53. maddesine yönelik uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası yeniden gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5271 sayılı CMK'nın 225. maddesi, 213 sayılı Yasanın 367. maddesi, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2016/6144 E. , 2019/912 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Sahte fatura düzenlemek HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında, sanığın suçlamayı kabul etmeyerek gayri resmi ortağı olan .... "ın bu işleri başına açtığını, olup bitenlerden haberinin olmadığını, tüm işleri .... "nın takip ettiğini ve hiçbir şeyden haberinin olmadığını savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, sahte olduğu iddia edilen faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak düzenlendiğinin anlaşılması halinde, hem bu raporlardan hem de ilgili vergi dairesinden araştırma yapılarak fatura asıllarına ulaşılmaya çalışılması, sahte olduğu iddia edilen faturaları kullanan mükellefler hakkında kamu davası açılmış ise getirtilerek incelenmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması, faturaları kullanan mükellefler dinlenerek söz konusu faturaları hangi ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sanığın savunmasında ismi geçen kişinin tanık olarak beyanına başvurulması ve gerektiğinde faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa ya da Mustafa Uymaz"a ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; a)5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı cihetle; 213 sayılı Yasanın 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaaya uygun olarak sanık hakkında, “2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçundan kamu davası açıldığı, “sahte fatura kullanmak” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenlemek" ve “sahte fatura kullanmak” suçlarının birbirine dönüşmeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde kararın gerekçesinde “sahte fatura düzenlemek” ibaresine yer verilmesine rağmen "sahte fatura kullanmak" suçundan hüküm kurulmak suretiyle hükmün karıştırılması, b)Sahte fatura kullanma suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda kullanılan sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura kullanma suçunu oluşturacağı cihetle, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturacağı gözetilmeden, tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini, c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK"nin 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 24.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.