2. Hukuk Dairesi 2012/26720 E. , 2013/818 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yüklenmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.17.01.2013 (Per.)
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Boşanmada maddi tazminat, boşanma yüzünden zedelenen mevcut veya beklenen menfaatin karşılığıdır. Buradaki “zedelenen menfaat” kavramı, Borçlar hukukundaki “zarar” kavramından farklı “sui generis (kendine özgü) ” bir yapıdadır. Bu nedenle, Borçlar Hukukunda bir kısım zararları hesaplama olanağı mevcutken, zedelenen menfaatin hesaplama olanağı yoktur. Zedelenen menfaat karşılığı olarak maddi tazminat; hakim tarafından bir takım ölçütlere göre takdir edilecektir. Yasada bu durum “uygun bir maddi tazminat” olarak ifade edilmiştir. Boşanma yüzünden zedelenen mevcut veya beklenen menfaat, evlilik nedeniyle eşin sağladığı bakım, barınma, sağlık ve normal yaşam faaliyetinin gerektirdiği sosyal ihtiyaçların karşılığıdır. Kısaca buna kesilen desteğin karşılığı da diyebiliriz. Açıklanan nedenlerle; “zedelenen menfaat”, Borçlar hukukundaki “zarar” dan daha geniştir. Maddi tazminat; evlilik süresi ve talep eden eşin boşanmadan sonra yeniden evlenme olasılığı; tarafların ekonomik durumu; boşanmadaki kusur derece ve yoğunluğu; eşin diğer eşin sosyal güvenlik imkanlarından yararlanma hakkının ortadan kalkması, boşanmayla yaşam standardının düşecek olması boşanmadan sonra yoksulluk nafakası ve
diğer eşin malvarlığından tasfiye ve değer artış payı alabilme durumu; toplumun genel yapısı ve yaşam koşulları gibi ölçütler değerlendirilip ve Türk Borçlar Kanununun 50,51 ve 52. maddeleri de kıyasen uygulanmak suretiyle takdir edilmelidir.
Manevi tazminat miktarının takdirinde de maddi tazminatın belirlenmesindeki ölçütlerle birlikte Türk Borçlar Kanununun 50,51, 52 ve 58/1. maddelerinin özellikle kusur dağılım ve derecesi, boşanmaya neden olan ve eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden olayın, saldırıya uğrayan eşde bırakacağı objektif zedelenme etkisi gözönüne alınmalıdır.
Somut olaya geldiğimizde mahkemece davacı-davalı kocanın eşine yinelenen fiziksel şiddet uyguladığı, ona hakaret ve aşağılama içeren sözler söylediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği; buna karşılık davalı-davacı kadının da eşini sevmediğini ve onu istemediğini söyleyip, kayınvalidesine ağır sözlerle hakaret ettiği; böylece boşanmaya neden olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, eşine göre davacı-davalı kocanın daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek; boşanmayla birlikte davacı kadın yararına aylık 250 TL.yoksulluk nafakası, 12.000 TL.maddi, 12.000 TL. manevi tazminat ve velayeti kendisine verilen ortak çocuk nedeniyle aylık 200 TL.iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Davalı kocanın öğretmen ve aylık 1500 TL çevresinde maaş geliri olduğu, kendi ailesinin yanında kaldığı; buna karşılık davacı kadının da ev hanımı olduğu, kendi ailesinin yanında onların desteğiyle yaşamını devam ettirdiği, herhangi bir gelir/malvarlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Evliliğin beş yıl gibi bir süre devam etmesi kadının daha az da olsa birlikte (müterafik) kusurunun bulunması ve kocanın toplam ödeme yükümlülükleri gözönüne alındığında; hükmedilen hem maddi hem de manevi tazminat orantısız/fazla olmuştur. Hükmün daha az/uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmek üzere bozulması gerektiğini düşünüyorum.