17. Ceza Dairesi 2017/6250 E. , 2019/1793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık, sanık ... hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde:
Sanık ..."nin olaydan sonra bizzat pişmanlık göstermek suretiyle çalınan eşyaların iadesi konusunda her hangi bir çaba içinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, koşulları bulunmadığı halde 5237 sayılı TCK"nun 168/1-2. maddesi uyarınca verilen cezalardan indirim yapılması, aleyhe temyiz bulunmadığından, hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMUK"nun 324/4. maddesine atıfta bulunan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL"den az olduğu halde yargılama giderinin sanıklardan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıklardan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin miktarından az olması halinde Devlet hazinesi üzerinde bırakılması, Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla, infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ..."nin, sanık ... ve müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde:
Sanık ..."in olaydan sonra bizzat pişmanlık göstermek suretiyle çalınan eşyaların iadesi konusunda her hangi bir çaba içinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, koşulları bulunmadığı halde 5237 sayılı TCK"nun 168/1-2. maddesi uyarınca verilen cezalardan indirim yapılması, aleyhe temyiz bulunmadığından, hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMUK"nun 324/4. maddesine atıfta bulunan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL"den az olduğu halde yargılama giderinin sanıklardan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıklardan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin miktarından az olması halinde Devlet hazinesi üzerinde bırakılması infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın tekerrüre esas kabul edilen Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/352 Esas ve 2009/390 Karar sayılı ilamının mala zarar verme suçundan verilen doğrudan adli para cezasına ilişkin olması karşısında; sanık hakkında TCK"nun 58. maddesindeki mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
2-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK"nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 5237 sayılı TCK"nun 58/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tümüyle hükümlerden çıkartılması, TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların bütünüyle hükümlerden çıkarılarak yerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nun 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" cümlelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabul ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekiler ve katılanın yargılamadaki beyanlarında, zararlarının sanık ... tarafından karşılandığını ifade etmeleri karşısında; sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerde; TCK"nun 168/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de; Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 18.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.