17. Hukuk Dairesi 2013/4674 E. , 2014/4343 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuan tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili trafik sigortası bulunmayan aracın neden olduğu kazada hayatını kaybeden kişinin yakınlarına tazminat ödendiğini, ödenen tazminatın rücuan tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili aracın işleteni olmadığını savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, aracın resmi olmayan satışının geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava dışı .... Oto Sanayi ve Tic. Ltd. Şti"ne davanın ihbarı dilekçesinin tebliği suretiyle davaya dahil edilmiş, mahkemece aleyhine hüküm kurulmamıştır. Usul hükümlerine göre, davada taraf olmayan bir kimsenin lehine veya aleyhine hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Bu kural uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen taraf,dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi ıslah yolu ile dahi taraf değiştirilemez. Buna göre davada taraf sıfatı olmayan ihbar edilen ... Oto Sanayi ve Tic. Ltd. Şti aleyhine hüküm kurulmadığı gibi, kararı temyiz etme yetkisi de yoktur. O halde; davada taraf sıfatı bulunmayan ve hükmü temyiz etme yetkisi ve hukuki yararı bulunmayan ... Oto Sanayi ve Tic. Ltd. Şti vekilinin sunduğu temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle dava ihbar edilen ... Oto Sanayi ve Tic. Ltd. Şti vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, aşağıda dökümü yazılı 778,80 TL fazla alınan temyiz peşin harcının temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 2.891,83 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden ihbar olunana geri verilmesine 25.3.2014 gününde Üye ... ve Üye ..."ın karşı oyları ve oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Bilindiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, motorlu araçların sebep oldukları trafik kazalarından doğan zararların tazmini borcunu araç işletenine yüklemiştir. Gerçekten de 2918 sayılı KTK 85.maddesi bir motorlu aracın verdiği zarardan işleteni sorumlu tutmuştur. İşleten kavramının tanımı ise yasanın 3.maddesinde "araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydı ile satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olduğu, ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufunun bulunduğunun ispatı halinde bu kimsenin işleten sayılacağı" şeklinde yapılmıştır.
Görüldüğü üzere yasa işletenin belirlenmesinde sadece trafik kaydını değil araç üzerinde ekonomik kullanım ve denetim faaliyetini de gözönünde bulundurmaktadır.
Doktrinde, işleten kavramını tayin için başlıca iki ölçü geliştirilmiştir. Birinci kriter şekli ölçü, ikinci kriter ise maddi ölçüdür.
Şekli ölçüde, araç trafik sicilinde ve diğer yerlerde kimin adına kayıtlı ise o kimseye işleten gözüyle bakılmaktadır. Şekli ölçünün başlıca üstünlüğü, burada araç sahibinin adı ve kimliği resmi belgelerde yazılı olduğu için bir trafik kazasında zararı tazminle yükümlü kişinin en kısa zamanda ve en güvenilir biçimde tespit ve tayininde görülür. Ancak bu belgeler ve kayıtlardan çoğu kez gerçek işletenin tayin ve tespiti tam mümkün olmamaktadır. Zira bazen aracın belge ve kayıtlarda gözüken kişiden başka bir kimse tarafından işletilmesi de mümkündür.
İşviçre-Türk Hukuk Doktrininde yerleşmiş ve bir kısım Yargıtay kararlarında da kabul gören maddi ölçü ise şekli ölçünün aksine, araçtan yararlanmayı ve araç üzerinde fiili hakimiyeti esas almaktadır. Bu kritere göre, işleten araç sahibi olabileceği gibi sicilde araç sahibi olarak kayıtlı olmayan bir kişide olabilir. 2918 sayılı yasanın 3.maddesi işleteni tanımlarken şekli ölçüyü reddetmiş, maddi ölçüyü esas almıştır. Böylece bir kişinin araç işleteni olup olmadığının tayininde, trafik sicilindeki kayıt ve tescil bir ölçü olmaktan çıkmıştır. Yalnız bundan trafik sicilinin hiç bir hukuki değeri olmadığı sonucu da çıkarılmamalıdır. Kanuna göre maddi anlamda işletenin kim olduğunun belli olmadığı durumlarda şekli kritere başvurulabilir.
Ancak trafik sicilindeki kayıt mülkiyeti kesin olarak tespit eden bir delil niteliğinde değildir. Sicildeki kayıt aksi her zaman ispat edilebilen, işleten sıfatının tayininde olağan bir karine görevi yapan bir kayıttır.
Maddi ölçünün başlıca üstünlüğü, aracın işletilmesi olgusunda temellenen tehlike sorumluluğu ilkesini açıkca ortaya koymasıdır. Maddi kriter zarar görenlerin sorunlu şahsı kısa zamanda bularak haklarına kavuşmalarına engel olmakla beraber, amacı itibariyle daha adildir. Çünkü bu kriter niteliği ve fonksiyonu itibariyle gerçek sorumlunun bulunması amacını gütmektedir.
2918 sayılı KTK 3.maddesine göre işleten sıfatının unsurları ise
A)Araç üzerinde fiili tasarruf kudretinin bulunması,
B)Aracın işleten hesabına ve tehlikesi işletene ait olmak üzere işletilmesi,
C)Aractan sağlanan yararlara sahip olma,
D)Araçla ilgili giderlere ve araç sebebiyle meydana gelen tehlikelere katlanmadır.(Bolat Bolatoğlu-motorlu araç kazalarında hukuki sorumluluk)
Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde;
Davalı aşamalardaki savunmalarında, .... plakalı, trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan aracı 9.6.2003 tarihinde ... Oto San. Tic. Ltd. Şti"den aldığı başka bir araçla takas ettiğini, devir işlemlerinin resmi biçimde gerçekleştirilmesi için şirket çalışanı ..."e vekaletname verdiğini, adı geçen şirket tarafından aracın haricen........ Barosu avukatlarından ..."e satıldığını, aracın bu kişi zilyetliğinde iken ... ve ... adlarına trafik zabıtasınca ceza tutanakları düzenlendiğini, ..."in daha sonra aracı ... Galeri isimli oto komisyoncusuna, adı geçenin ise 8.5.2005 tarihinde ..."ye haricen sattığını, aracın ... elinde iken hırsızlık olayına karışması üzerine zabıtaca araca el konulduğunu, .... Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/4739 sayılı dosyasında yapılan soruşturmada ...."nin aracının iadesi istemi ile başvurularda bulunduğunu, aracın 17.6.2008 tarihinde davalının vekili ..."e teslim edildiğini, aracın yine ... elinde iken 21.8.2008 tarihinde davaya konu trafik kazasının gerçekleştiğini, 21.8.2008 tarihi itibariyle aracın işleteni olmadığını savunmaktadır.
Davalının dosyaya sunduğu delillerden;
1-....Noterliğinin 11.6.2003 gün 39253 yevmiye nolu vekaletname ile davalının, ..."ü .... plakalı araçla ilgili tüm işlemleri gerçekleştirmek üzere vekil tayin ettiği,
2-Araçla ilgili 26.5.2004 tarihinde ..., 13.7.2004 tarihinde de ... adlarına trafik ceza tutanakları düzenlendiği,
3-Aracın 8.5.2005 günlü harici satış sözleşmesi ile Halil Göz tarafından ..."ye satıldığı,
4-.... Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/4739 hazırlık sayılı dosyasında hırsızlıkta kullanıldığı iddiası ile araca ... elinde iken zabıtaca el konulduğu, ..."nin .... Cumhuriyet Başsavcılığı"na verdiği 30.5.2006, 1.6.2006, 20.6.2006, 18.4.2007 ve 16.7.2007 günlü dilekçeleri ile aracın kendisine ait olduğunu bildirerek iadesini istediği,
5-Keza ....Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2007/423 esas sayılı dosyasında açılan kamu davasında da ..."nin aracın iadesini mahkemeden talep ettiği,
6-Aracın 17.6.2008 tarihinde vekil ..."e,
7-Aracın ruhsat ve poliçesinin ise zabıtaca 10.6.2008 tarihinde ..."ye teslim edildiği,
8-Araç ... elinde iken 21.8.2008 tarihinde davaya konu kazanın gerçekleştiği,
9-... aleyhinde ....Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2008/356 esas sayılı dosyasında açılan kamu davasında, sanığın aracın kendisine ait olduğunu beyan ettiği,
10-Davalı tanıkları ...., ..., ..., ..., ... ve ..."ın davalı savunmasını doğruladığı görülmektedir.
Dosya içeriğinden .... plakalı aracın 21.8.2008 olay tarihi itibariyle fiili hakimiyetinin dava dışı Sema Yazıcı"da olduğu, Sema Yazıcı"nın araçtan iktisaden yararlandığı, 2918 sayılı yasanın 3.maddesi hükümlerine göre araç işleteninin Sema Yazıcı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu halde davalı ..."ın araç işleteni olmadığından hakkındaki dava husumet yönünden reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu yöne ilişkin davalının temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyız.