Esas No: 2021/7414
Karar No: 2022/2873
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7414 Esas 2022/2873 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/7414 E. , 2022/2873 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının kısmen kabulüne dair verilen karar davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmekle, duruşma günü olarak belirlenen 29/03/2022 tarihinde davacı vekili Av. ..., ile davalı vekili Av...., geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asıl davada; taraflar arasında 13/03/2006 tarihinde imzalanan 2 yıl süreli belirli süreli iş sözleşmesi ile uçucu personel olarak davalı şirkette çalışmaya başladığını, bu iş sözleşmesinin sona ermesi ile her defasında 1 yıl süreyle yenilendiğini ancak işveren tarafından haklı olmayan sebeplerle sözleşmesinin feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile 13/03/2006 tarihli iş akdinin 14.3 maddesi uyarınca cezai şart ve 1 yıllık ücretli izin alacağı ile son bir yıllık ikramiye alacağının davalıdan tahsilini istemiş, birleşen dava ile de; sözleşme süresince ödenmeyen ikramiye alacaklarına ilişkin olarak Bakırköy 8. İcra Müdürlüğü'nün 2011/5759 sayılı dosyası ile başlattığı takipte davalı tarafından takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle borçlunun icra takibine yaptığı vaki itirazlarının iptaline ve takibin devamı ile takip konusu alacağın % 40'ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı; davacının kendisinin iş akdine son verdiğini, yeni sözleşmeyi imzalamadığını, herhangi bir alacağının da bulunmadığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının 17/03/2006 başlangıç tarihli hizmet sözleşmesini süre sonunda feshetmek istediğinin davalı şirket tarafından kanıtlanmadığı, davacının hizmet sözleşmesinin davalı işveren tarafından süresinden önce ve 02/03/2011 tarihinde feshedilmiş olduğu, feshin sözleşmenin 14.2. maddesinde belirlenen ihbar süresine uygun olmadığı; bu itibarla yasa gereğince 1 yıl daha uzamış olan sözleşmenin davalı işveren tarafından feshedildiği anlaşıldığından asıl davanın kısmen kabulü ile 8.041,68 USD karşılığı 17.784,17 TL kıdem tazminatı, 4.319 USD karşılığı 9.577,91 TL ihbar tazminatı, 25.914 USD karşılığı 58.894,08 TL
cezai şart, 4.126,18 USD karşılığı 9.134,39 TL ikramiye alacaklarının davalı taraftan tahsiline, 100 USD yıllık izin ücret alacağına ilişkin istemin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne; 17.307,50 TL ikramiye asıl alacağı, 204,33 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere 17.511,83 TL toplam alacağın ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı borçlu taraftan tahsilini teminen itirazın iptaline ve takibin devamına dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30/09/2019 tarihli ve 2016/10075 esas - 2019/9161 karar sayılı kararıyla; "Dava, fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanununun 393. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet aktinden kaynaklanmakta olup, 4857 sayılı İş Kanunun 4. maddesinde yer alan açık hüküm nedeni ile taraflar arasındaki akdi ilişkiye İş Kanunu hükümleri uygulanamayacağından, davacı, İş Kanunu'nda düzenlenmiş olan tazminatları isteyemezse de, taraflar arasında Türk Borçlar Kanunu'nun 393 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir hizmet sözleşmesi söz konusu olduğundan, mahkemece, öncelikle feshin sözleşme hükümleri değerlendirilerek haklı olup olmadığı hususu araştırılıp incelenmeli ve Türk Borçlar Kanunu uygulanarak davacının alacak talepleri yönünden bir değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne; davalı tarafından sözleşme sona ermeden 14 gün önce 02/03/2011 tarihinde hizmet sözleşmesine son verildiğinden 818 sayılı BK. 345/1. maddesi kapsamında 8.041,68 USD karşılığı 17.784,17 TL, 818 sayılı BK. 345/2. maddesi kapsamında 2.015,53 USD karşılığı 4.279,47 TL, taraflar arasındaki sözleşmenin 14/3. maddesi kapsamında 2.015,53 USD karşılığı 3.922,80 TL cezai şart alacağının, sözleşmenin 5/6. madde kapsamında 4.126,18 USD karşılığı 9.134,39 TL ikramiye alacağının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 100,00 USD yıllık izin ücret alacağına ilişkin istemin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne; 17.307,50 TL ikramiye asıl alacağı, 204,33 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere 17.511,83 TL toplam alacağın ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı borçlu taraftan tahsilini teminen itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 67. nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "yüzde kırkından" ifadesi, 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 11. nci maddesiyle "yüzde yirmisinden" şeklinde değiştirilmiştir. Gerek bu değişiklik, gerek 6352 sayılı Kanun ile İİK'na eklenen geçici 10. uncu madde uyarınca icra inkar tazminatı; Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan veya açılacak olan itirazın iptali davalarında (asıl alacak üzerinden) asgari %40, Kanun'un yürürlük tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında ise (takip halinde hükmolunan meblağ üzerinden) asgari %20 oranında uygulanacaktır.
Buna göre mahkemece davaya konu icra takibinin 07/04/2011 tarihinde başlatılmış olması nedeniyle davacı lehine asıl alacak üzerinden asgari %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden, yanılgılı değerlendirme ile "20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenle hükümden birleşen Bakırköy 5 AHM’nin 2012/376 esas sayılı davaya ilişkin olarak yazılan kısmının (a) bendinde yer alan "3.461,50 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine," cümlesinin çıkarılarak yerine "6.923 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine," ifadelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 2.929,30 TL bkiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'ın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.