11. Hukuk Dairesi 2018/1628 E. , 2019/3429 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince (Fikri ve Sınaı Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 11/04/2017 tarih ve 2015/97 E. - 2017/280 K. sayılı kararın davacı karşı/birleşen davalı vekili, davalı karşı davacı vekili ve davalı birleşen davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 21/12/2017 tarih ve 2017/1111-2017/1183 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davalı karşı davacı ... vekili ile davalı birleşen davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2008-2011 yıllarında Selçuk Üniversitesi Matematik Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi görüp “Graflar Üzerinde Yeni Kirchhoff Yapılarının Tanıtılması” isimli tezi ile eğitimini tamamladığını, danışman hocası davalı Doç Dr. ... ile birlikte tezinden türetilmiş makale oluşturduğunu, davalılardan ...’in de bu makalenin çevirisini yaptığını ve “On the Kirchhoff matrix, new Kirchhoff indexes and the Kirchhof Energy” isimli bu makalede yazar ismi olarak üçüne de yer verildiğini, makalenin türetildiği tezin davacının akademik çalışmasının ürünü olduğundan bu makalenin de bizzat davacı ve danışman hocasının eseri olduğunu, davalı ...’in makalenin “MATCH Commun. Math Commut. Chem” ve “SIAM – Journal of Discrete Mathematics” dergilerine yayımlanmak üzere gönderildiğini, ardından da her iki dergiden de red cevabı geldiğini söylemesine rağmen, literatür taraması yapan müvekkilinin makalenin ABD’nin Texas eyaletinde düzenlenen bir konferansta sunulduğunu ve bildiride kendi adının hiç geçmediğini, ayrıca bildirinin makale şeklinde “Journal of Inequalities and Applications” dergisinde de yayımlanmasına rağmen kendi isminin burada da hiç geçmediğini, bunun yerine tez savunmasında jüri üyeliği yapan diğer davalı Prof. Dr. ...’ün ve dava dışı Prof. Dr. Kinkar Ch. DAS’ın adının eklendiğini gördüğünü, bunları müteakip davalı ...’in makaleyi gönderdiklerini ancak ret cevabı aldıklarını belirttiği “MATCH Commun. Math. Commut. Chem.” dergisinin editörüne ulaştığında editörden kayıtlarında böyle bir makalenin bulunmadığı yanıtını aldığını, davalılardan makalede neden isminin yer almadığının nedenini sorduğunda ...’in ...’in ismini eklemeyi unutması nedeniyle böyle bir olay yaşandığını belirtmesine rağmen makalenin ...’den habersiz A. Sinan Çevik tarafından bir konferansta sunulup dergide yayına gönderilmesinin akademik hayatta yayın hazırlama ve yayımlama kuralları bakımından olağan akışa aykırı olduğunu, üstelik davalı ...’in davacının ismini eklemeyi unutmasının da yayın için geçen sürecin, böyle anlık bir hataya izin vermeyecek kadar uzun olduğu dikkate alındığında mümkün olmadığını, kendi ismi yerine makalenin yazarı olarak görünen dava dışı Kinkar Ch. DAS ve davalı ...’"ün makaleye fikri bazda hiçbir katkısının da bulunmadığını, ileri sürerek, müvekkilinin dava konusu makale üzerinde hak sahibi olduğunun tespitine, 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesine göre, eser üzerindeki mali haklardan yayma ve temsil hakkının, manevi haklardan ise adın belirtilmesi ve kamuya arz yetkilerinin ihlaline dayanarak rayiç bedelin üç kat fazlası talebine karşılık 2.100,00 TL tazminatın ve 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, müvekkillerinin davacının tez çalışmasında aktif olarak yer aldıklarını, davacının adının makalede sehven unutulduğu için belirtilmediğini, müvekkili ..."ün ise bu olayda herhangi bir kusurunun olmadığını savunarak, asıl davada davanın reddini istemiş, davalı ... adına karşı davada ise davacı karşı davalının YÖK’e sunduğu şikayet dilekçesinde müvekkiline hakaret içeren ifadeler kullandığını ileri sürerek, 40.000,00 TL manevi tazminatın dilekçe tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin davacının tez danışmanı olduğunu, makaleyi dergiye gönderen diğer davalı ...’in unutması sonucu davacının isminin makalede yer almadığını, müvekkilinin bu olayda herhangi bir kusurunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiş, birleşen davada ise davacı birleşen davalının müvekkilini YÖK ve çalıştığı üniversiteye şikayet dilekçesinde müvekkiline hakaret ettiğini ileri sürerek, 12.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalı ... hariç davalılarla davacının dava konusu makalenin birlikte hak sahibi oldukları, davalı ... ve ... tarafından davacının ismi gizlenerek makalenin yayınlanmasıyla davacının eser üzerindeki mali haklarından çoğaltma ve yayma hakkı ile manevi haklarından umuma arz ve eser sahibi tarafından tanıtılma haklarının ihlal edildiği, bu nedenle davacının maddi ve manevi tazminata hak kazandığı, davalı ..."ye izafe edilecek bir kusurun bulunmadığı, davacının yasal şikayet hakkını kullanması nedeniyle karşı ve birleşen davaların yerinde görülmediği gerekçesiyle asıl davada, davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile davalı ... ve ...’in eylemlerinin FSEK"e aykırı olduğunun ve davacının mali ve manevi haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, 2.100,00 TL maddi tazminatın, 8.000,00 TL manevi tazminatın, 02.03.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, hükmün ilanına, karşı ve birleşen davaların ise reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı karşı/birleşen davalı vekili, davalı karşı davacı vekili ve davalı birleşen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, davacı ile davalılar ... ve ..."in birlikte eser sahibi oldukları makalenin, davacının ismine yer verilmeksizin diğer davalının da ismiyle yurt dışında bir dergide yayınlandığı, bu suretle davacının eser sahipliğinden kaynaklanan mali ve manevi haklarının ihlal edildiği, davacının ismine sehven yer verilmediğine ilişkin savunmaya itibar edilemeyeceği, zira akademik kariyere sahip davalıların böyle bir eylemi sehven gerçekleştirmelerinin hayatın olağan akışı içinde mümkün görülmediği, her ne kadar mahkemece alınan ikinci bilirkişi raporunda makalenin bilimsel amaçla yayınlanması nedeniyle davacının maddi tazminata hak kazanmadığı belirtilmiş ise de, davacının, eser sahipliğinden kaynaklanan mali haklarından olan çoğaltma ve yayma haklarının ihlal edildiği, dolayısıyla davacının maddi tazminata hak kazandığı, eylemin ticari amaçlarla gerçekleştirilmemesinin bu sonucu değiştirmediği, asıl davada takdir edilen manevi tazminatın, dava konusu eylemin niteliği ve gerçekleştiği tarih gözetildiğinde hakkaniyete uygun olduğu, davacının anayasal şikayet hakkı kapsamında sunduğu şikayet dilekçesinin içeriği gözetildiğinde karşı ve birleşen davaların reddedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak, davacının yüksek lisans tezinden yola çıkılarak oluşturulan makalenin, bilimsel içeriği aynı kalacak biçimde üzerinde çok küçük değişikler yapılarak "Journal of Inequalities and Applications" adlı dergide davacının ismine yer verilmeksizin davalılarla birlikte dava dışı Kinkar C. Das isimli kişinin ismiyle yayımlandığı, her ne kadar mahkemece, dava konusu olayla ilgili olarak davalı ..."e izafe edilecek herhangi bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de söz konusu makalede anılan davalının da eser sahibi olarak gözüktüğü ve tüm yazarların yayına rızaları olmadan makalenin söz konusu dergide yayınlanamayacağı, öte yandan anılan davalı tarafından bilgisi dışında söz konusu makalede adına yer verildiği yönünde bir savunmada da bulunulmadığı, aksine bu davalı tarafından makale içeriğindeki hesaplamalar ve teorilerin kontrol edildiğinin belirtildiği, nitekim, aynı olayla ilgili davacının şikayeti üzerine yapılan idari soruşturma neticesinde de Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü tarafından davalı ..."e uyarı cezası verildiği, şu halde, dava konusu ihlal eyleminden davalı ..."ün de sorumlu tutulması gerektiği; davacı tarafça olay tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olup mahkemece gerekçesi açıklanmaksızın hüküm altına alınan alacağa 02.03.2011 tarihinden itibaren faiz işletildiği, bu tarihin dosya kapsamından anlaşıldığı üzere makalenin “SIAM Journal on Dıscrete Mathematics” adlı dergiye sunulduğu tarih olduğu, ancak, sunulan bu makalede davacının adına yer verildiği gibi esasen bu eylemin dava konusu da yapılmadığı, dava konusu hukuka aykırı eylemlerin 17-21/12/2012 tarihlerinde gerçekleştirilen bir konferansta makalenin sunulmasıyla başladığı, bu nedenle makalenin yurt dışında bir konferansta sunulduğu tarih olan 21.12.2012 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken gerekçesi de açıklanmaksızın 02.03.2011 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olmadığı; ayrıca, manevi tazminat talebinin kısmen reddedilmesine rağmen bu yönden kendilerini vekille temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesine rağmen bu yönden yalnızca davalı ... vekilinin istinaf itirazında bulunduğu dikkate alınarak, diğer davalı ... hakkında kurulan manevi tazminata ilişkin hükmün esasıyla ilgili yeni bir karar verilemeyeceği gerekçesiyle istinaf eden vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulü ile davacının "On the Kirchoff matrix, a new Kirchoff index and the Kirchoff energy" adlı makalenin davalılar ... ve ..."le birlikte eser sahibi olduğunun ve davalıların eylemlerinin davacının mali haklarından olan çoğaltma ve yayma hakları ile manevi haklarından olan umuma arz ve adının belirtilmesi haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, 2.100,00 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminatın, 21/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, kararın kesinleşmesini müteakip hüküm özetinin masrafı davalılara ait olmak üzere Türkiye"de yayınlanan üç ayrı gazetede ve ayrıca yayının yapıldığı dergide ilanına, karşı ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... ve davalı karşı davacı ... vekili ile davalı birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 6100 sayılı HMK"nın 362/1-a maddesi uyarınca, miktar ve değeri 41.530 Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararları temyiz edilemez, kesindir.
Davalı karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilen karşı davada manevi tazminat istemi 40.000 TL; davalı birleşen davacı ... vekilinin temyiz ettiği birleşen davada ise manevi tazminat istemi 12.500 TL’den ibarettir. Bölge Adliye Mahkemesince her iki manevi tazminat davasının da yukarıda açıklanan gerekçeyle reddine karar verilmiş olupverilen kararlar temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı karşı davalı ... ve davalı birleşen davacı ... vekillerinin karşı dava ve birleşen davaya yönelik temyiz istemlerinin Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün kesin olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2- İlk Derece Mahkemesince asıl davaya ilişkin verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun asıl davaya ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bennte açıklanan nedenlerle, davalı karşı davacı ... ve davalı birleşen davacı ... vekillerinin karşı dava ve birleşen davaya yönelik temyiz istemlerinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... ve davalı karşı davacı ... vekili ile davalı birleşen davacı ... vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 380,44 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı İsamil Naci Cangül, davalı karşı davacı ... ve ..."den alınmasına, 06.05.2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.