23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8479 Karar No: 2019/4833 Karar Tarihi: 20.11.2019
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8479 Esas 2019/4833 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, teknenin kara park ve kışlama hizmetine tabi tutulması sonucu borçlu olan davalıya muvazaalı olarak fiili haciz uygulaması yaptırmak istemiş ancak engellenmiştir. Ardından takibe başlanmış, ancak davalı itiraz etmiştir. Mahkeme, davalının 20.000 dolar ödediğini, fatura üzerinde belirtilen sürelerin gerçek dışı olduğunu ve bu nedenle davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Kanun maddeleri: İcra ve İflas Kanunu'nun 56. maddesi.
23. Hukuk Dairesi 2016/8479 E. , 2019/4833 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde tebligata rağmen taraflardan gelen olmadığı anlaşılmakla, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya evrak üzerinde incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının marina işletmecisi olduğunu, eski adı “... “, yeni adı “...” olan tekne ile ilgili olarak bağlama sözleşmelerine dayalı olarak uzun zamandır kara park ve kışlama hizmetinin verildiğini, teknenin sahibi davalının ödemesi gereken bedelin ödenmediğini, muvazaalı olarak fiili haciz uygulması yaptırılmak istenildiğini ancak engellendiğini, tekne hakkında fiili haciz uygulması yapılarak taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, görevli mahkemenin deniz ihtisas mahkemesi olduğunu, davalı ile davacı arasında bir sözleşme olmadığını, sunulan sözleşmelerin tarafının başka bir firma olduğunu, davacı tarafından sunulan faturaların mesnetsiz olduğunu ancak yine de davalının tekneyi satın aldıktan sonra tüm iyiniyeti ile 20.000 USD ödeme yaptığını buna rağmen teknenin denize indirilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıya 20.000 USD ödediğinin tartışmasız olduğu, davacının takibe konu faturalarda kara park ücreti talep ettiği, davalının tekneyi 29.02.2012 tarihinde satın aldığı ve bu tarihte bağlama borcuna mahsuben 20.000 USD ödediği, bu bedelin takibe konu faturalar dışında tahakkuk eden alacağa ilişkin olduğunun davacı tarafça ispat edilemediği gibi faturada yer alan tarihlerden önceki süre için 20.000 USD’lik ücret tahakkukunun da mümkün olmadığı gibi faturalar ile takip tarihi arasında da böyle bir süre geçmediği gerekçesi ile bu bedelin fatura borcundan mahsubu ile bakiye 4.078,32 Euro asıl alacak üzerinden takibin devamına ve %20 cra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.