14. Hukuk Dairesi 2013/2605 E. , 2013/7810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 06.01.2011 ve 22.05.2012 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil veya irtifak hakkı istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, irtifak hakkı isteminin kabulüne dair verilen 26.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ile duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.05.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, davalı şirketin maliki olduğu 19 parsel sayılı taşınmazın davalı şirketin ortağı ve kurucusu olan ...’ye ait iken ölümüyle mirasçılarına intikal ettiğini, mirasçıları tarafından da davalı şirkete devredildiğini, davacıların dava dışı ... ile 25.09.1967 tarihinde imzaladığı protokol uyarınca 19 parsel sayılı taşınmazın 30 m2 bölümünün adlarına devri konusunda anlaştıklarını, ancak taşınmazda bulunan ipotek nedeni ile taşınmazın devrinin ipoteğin fekki tarihine ertelendiğini, davacıların 33 sayılı parsele yaptıkları binanın protokol ile devralınan 19 sayılı parselin 30 m2 bölümünü de kapsadığını, bu yapıya 04.03.1969 günlü ve 13/2 sayılı iskan belgesinin alındığını ileri sürerek, 19 sayılı parselin 30 m2 bölümünün ifrazı ile 33 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilmesini veya yapının 19 parselde kalan bölümü için irtifak hakkının adlarına tescilini istemişler; 19 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında davalı ...’a satış yoluyla devredildiğinden davacılar davalarını yeni malike karşı yöneltmişlerdir.
Birleştirilen davada ise, davacılar TMK’nun 725. maddesine dayanarak temliken tescil veya irtifak hakkı kurulmasını istemişlerdir.
Davalılar, protokol ile ilgili bilgileri olmadığını, protokolün geçerliliğinin bulunmadığını, davacıların iyiniyetli olmadıklarını belirterek davanın reddini; birleştirilen davanın da reddini savunmuşlardır...
Tapu iptali tescil isteminin kabulüne ilişkin hükmün Dairemizin 13.03.2012 günlü ve 2011/15338 esas 2012/3689 karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak tapu iptali ve tescil isteminin reddine, irtifak hakkı kurulması isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacıların temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalıların temyiz itirazlarına gelince;
Asıl dava protokole dayalı tapu iptali tescil, ikinci kademede irtifak hakkı kurulması; birleştirilen dava ise, taşkın inşaat nedenine dayalı tapu iptali ve tescil veya irtifak hakkı kurulması istemlerine ilişkindir.
Tapu kaydı bulunan bir taşınmazın mülkiyeti resmi biçim koşulunu taşıyan sözleşme ile nakledilebilir. Tapuda mülkiyet aktarımını gerektiren işlemler resmi biçime uygun düzenlenmemesi halinde, mülkiyet aktarımı yönünden geçersizdir. Davacıların dayandığı 25.09.1967 tarihli protokol adi yazılı olarak düzenlenmiştir. Davacıların dayandığı bu sözleşme, taşınmaz mülkiyetinin aktarımı için gerekli resmi biçim koşulunu taşımadığından bu sözleşmeye dayanılarak mülkiyet aktarımı isteminde bulunulamaz. Bunun yanında, taşkın yapı sahibinin taşkın yapıyı yaptığı sırada taşınmazın kendine ait olduğu veya ileride tarafına devredileceği düşüncesiyle bina yapması gerekir. Yapılan bu binanın da imar planına aykırı biçimde bulunmaması gerekir. Somut uyuşmazlıkta TMK’nun 725. maddesi gereğince temliken tescil koşulları gerçekleşmediğinden davacıların tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar vermesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davacıların ikinci kademedeki irtifak hakkı kurulması istemi hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan 03.12.2012 tarihli fen bilirkişi raporunun eki krokide belirtilen davalılara ait 19 sayılı parselin (A) ve (D) ile işaretli bölümlerinden davacılara ait 33 sayılı parsel yararına irtifak hakkı kurulmuştur. Yine aynı raporda, (A) ile işaretli bölümün boş olduğu, herhangi bir yapı bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, bu bölüm ile ilgili istemin reddi gerekir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen bu husus gözden kaçırılarak krokisinde (A) ile işaretli bölüm ile ilgili istemin reddi gerekirken hüküm altına alınması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 990 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde davalılara iadesine, 21.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.