2. Hukuk Dairesi 2012/26069 E. , 2013/780 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Para Alacağı
Taraflar arasındaki "boşanma" ve "ziynet eşyası alacağı" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kadın tarafından, ziynetler, nafakalar ile tazminatların miktarı, kişisel ilişki ve vekalet ücreti yönünden; koca tarafından ise, heri iki boşanma davası, ziynet ve para alacağı ile boşanmanın fer"ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50"şer TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 17.01.2013 (Prş.)
KARŞI OY YAZISI
Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesine göre “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” Türk Medeni Kanunu prensip olarak kadın erkek eşitliğini kabul etmiş bu nedenle de “eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını” hüküm altına almıştır. Öte yandan “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK. md. 185/3)
Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Somut olayda ispat yükünün davacı-davalıda olduğuna ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır.
Düğünde takılan ziynet eşyaları kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Dava konusu edilen ve düğünde takıldığı iddia edilen ziynet eşyalarından 29 adet küçük altının ailenin ortak giderleri için harcandığı davalı-davacı tarafından kabul edilmiştir. Ailenin ortak giderleri için davalı-davacı tarafından bozdurulup harcanan ziynetlerin davacı-davalının rızası ile davalı-davacıya verildiğinin kabul edilmesi gerekir.
Ziynet eşyaları ve para nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev"i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı-davalıda bulunması gereken ziynet eşyalarının ve paranın aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile harcanması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı-davalı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı-davalıya aittir. Davacı-davalı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alındığını ispat etmesi gerekir. Davacı-davalı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken paranın ve ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı-davacı tarafından elinden alınındığını ispat edememiştir.
Davacı-davalı eş ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacı-davalının bu katkıyı kendisine ait para ve ziynet eşyalarıyla yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur.
Bu sebeple temyize konu hükmün 29 adet çeyrek altına ilişkin bölümünün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.