23. Hukuk Dairesi 2016/8440 E. , 2019/4832 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ...un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin, taraflar arasında düzenlenen basın ve iletişim danışmanlığı ve organizasyon hizmeti sözleşmesi uyarınca hizmetlerin sözleşmeye uygun ve eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini, sözleşmenin 4. maddesinde ücretin, 01.08.2010-31.12.2010 tarihleri arasında beş aylık sürede aylık 8.000,00 TL+KDV, 01.01.2011-31.12.2011 tarihleri arasında ise 10.000.00 TL+KDV olarak belirlenerek sözleşme süresinin bir takvim yılını karşılayacak şekilde yıllık hale getirildiğini, sözleşmenin 01.01.2012 tarihinde bir yıl daha uzatıldığını, müvekkili şirkete aylık 10.000,00 TL+KDV ücret ödenmek suretiyle davalı şirkete hizmet verilmeye devam edildiğini, sözleşmenin herhangi bir bilgi vermeksizin 27.07.2012 tarihinde davalı tarafından tek taraflı feshedildiğini, müvekkili şirketin gönderdiği ihtarname neticesinde davalı tarafça sözleşmenin ifası istenmediği gibi müvekkili şirket zararı da ödenmediğini, davalı şirket hakkında 59.000,00 TL asıl, 378,58 TL işlemiş faiz alacağının tahsili için başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin 4. maddesine göre sözleşmenin 31.12.2011 tarihinde sona erdiğini, davacı tarafın bu tarihten sonra sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunamayacağını, sözleşmede 31.12.2011 tarihinden sonra sözleşmenin yenileneceğine dair bir hüküm bulunmadığını, ek sözleşme de yapılmadığını, 01.01.2012 tarihinden sonra tarafların karşılıklı iradeleri ile fiili olarak belirsiz bir süre için karşılıklı edimlerini ifaya devam etmelerinin sözleşmenin bir yıl daha yenilendiğini sonucuna götürmeyeceğini savunarak davanı reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 18.12.2013 günlü ve 2013/6644 Esas, 2013/8125 Karar sayılı ilamı ile sözleşmenin 4.4 maddesinin 3. bendine göre davacının fesihten dolayı doğmuş olan zararının varsa tespiti gerektiği, dava konusu zararın olup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarının araştırılarak bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davacının zararının geriye kalan 5 aylık süre için 59.000,00 TL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen gerekleri yerine getirilmemiştir. Sözleşmenin haksız feshi halinde talep edilebilecek zarar 6098 S. TBK’nın 408. maddesi kıyasen uygulanarak belirlenmelidir. Bu nedenle mahkemece TBK 408. maddesinde belirlenen hususlar nazara alınarak bilirkişiden ek rapor alınıp davacının gerçek zararının belirlenmesi gerekirken uyulan bozma ilamı gerekleri yerine getirilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.