15. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2052 Karar No: 2017/4225 Karar Tarihi: 30.11.2017
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/2052 Esas 2017/4225 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar temyiz edilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK\"nın 179/5. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar sayılırken dava dilekçesinin diğer unsurları yanında açık bir şekilde talep sonucunu da içermesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğü giren 6100 sayılı HMK\"nın 119/ğ maddesinde de aynı hüküm korunmuştur. Mahkeme, talep sonucunu açıklattırmalıdır. Hakimin davayı aydınlatma ödevi hakim açısından bir yetki olduğu kadar zorunlu olarak yapılması gereken bir görev olarak yorumlanmalıdır. Kararda geçen kanun maddeleri: 1086 sayılı HUMK\"nın 179/5., 6100 sayılı HMK\"nın 119/ğ ve 297/2. maddeleri.
15. Hukuk Dairesi 2017/2052 E. , 2017/4225 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Yargılama sonucunda dava dilekçesinin talep sonucuna göre hüküm kurmak gerekmektedir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK"nın 179/5. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar sayılırken dava dilekçesinin diğer unsurları yanında açık bir şekilde talep sonucunu da içermesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğü giren 6100 sayılı HMK"nın 119/ğ maddesinde de aynı hüküm korunmuştur. Bu nedenlerle dava dilekçesinin en önemli unsuru olan talep sonucu açık olarak hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde davacının mahkemeden hangi konuda ne miktarda talepte bulunduğu açıkça belirtilmelidir. Talep sonucunun açık olmaması durumunda mahkeme, talep sonucunu 6100 sayılı HMK"nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında açıklattırmalıdır. Hakimin davayı aydınlatma ödevi hakim açısından bir yetki olduğu kadar zorunlu olarak yapılması gereken bir görev olarak yorumlanmalıdır. Somut olaya gelince, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 04.07.2008 tarihli sözleşmenin davalı iş sahibince feshedildiği belirtilerek "davalının sözleşmeyi feshetmesi, davacı tarafından verilmiş olan banka teminat mektuplarının irat kaydedilmesi ve yapılan işler karşılığı davacıya ödenmesi gereken hakediş bedellerinin ödenmesinden kaynaklanan" şimdilik kaydıyla toplam 9.000,00 TL talep edilmiş, fakat hangi kalem için ne miktarda talepte bulunulduğu açıklanmamıştır. Yine yargılama sırasında davacı vekili tarafından usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah da söz konusu değildir. Nitekim davacı vekili de 12.10.2015 tarihli temyiz dilekçesinde yargılama sırasında "ıslah taleplerinin olmadığını" açıkça beyan etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah talebi de olmadığı halde, "kısmi hakediş bedeli olarak" hesaplanan 97.533,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, ancak dava dilekçesinde belirtilen diğer alacak kalemleri yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmemiştir. Verilen karar 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesinde yer alan "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir" hükmüne açıkça aykırı olmuştur. Bu durumda mahkemece, öncelikle hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının dava dilekçesinde alacak isteminde bulunduğu üç kalemin herbiri ile ilgili ne miktarda talepte bulunduğu açıklattırılmalı, davacı tarafından usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah sözkonusu olmadığından ıslah yapılmamış kabul edilerek tarafların delilleri toplanıp mahkemece alınan bilirkişi raporlarına yönelik itirazları değerlendirilmeli ve gerek görülmesi halinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.