16. Hukuk Dairesi 2017/1332 E. , 2020/4056 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, .... Köyü çalışma alanında bulunan 135 ada 42 parsel sayılı 71.389,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümü yönünden tapu iptali ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 135 ada 42 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi tarafından hazırlanan 08.10.2015 tarihli rapor ve ek 2 numaralı haritada (A) harfi ile kırmızı boyalı olarak gösterilen 534,45 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde, davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Kadastro tespit tutanağından, dava konusu taşınmaz bölümünün hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiği, bu nedenle niteliği itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu 135 ada 42 parsel sayılı taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda dosyaya sunulan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda, taşınmazın %30-35 genel eğime sahip olduğu, iki adet kuru taş duvarla teraslama yapıldığı, kumlu, tınlı toprak yapısında olduğu, taşınmaz üzerinde 15-20 yaş 2 adet kayısı, 2 adet üzüm ve 1 adet incir ağacı bulunduğu diğer ayva, nar, incir, armut, elma ve zeytin ağaçlarının 20 yaş altında olduğu belirlenmiştir. Öncesi imar-ihyaya muhtaç olan bir yerin zilyetlikle edinilebilmesi için, önce yoğun emek ve para sarf edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten tespit tarihine kadar 20 yıl ekonomik amaca uygun olarak tasarruf edilmesi gerekir. Dosya arasında bulunan ziraatçi bilirkişi raporunun ekindeki fotoğraf incelendiğinde, taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmadığı ve çekişmeli taşınmaz bölüm üzerinde iktisaba elverişli bir zilyetliğin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, temyize konu taşınmaz bölümü üzerinde, davacı lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 17. maddelerinde belirtilen imar-ihya ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun ispat edilemediği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.