12. Hukuk Dairesi 2020/8514 E. , 2021/3762 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin, tebligatın, alacaklı tarafından borçlu hakkında daha önceden başlatılmış olan takipte bilinen mernis adresi yerine, borçlu ile ilgisi olmayan başka bir adrese gönderilmesi ve bu adresten bila tebliğ iade dönmesi üzerine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılması nedeniyle usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemiş, İlk Derece Mahkemesi’nce, iade edilen tebligatta borçlunun açık adresi yazmadığı gibi, beyanı alınan kişinin açık kimliğinin de bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 26.11.2018 olarak düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden önce konulan hacizlerin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce değerlendirilmesine karar verilmiş, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiş, karar alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa"nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun"un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Yasa"nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
7201 sayılı Yasa"nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde; kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 sayılı Kanun"a göre adres kayıt sistemindeki adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
7201 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde ise, 21/1. maddeye göre, bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Bunun yapılabilmesi için de, tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu ve bu adrese tebligat yapılacağını tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.
Ayrıca Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" hükmü yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna ve bu adrese tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden, tebliğ memuru tarafından 2l/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda; şikayetçi borçlunun alacaklı banka tarafından takip talebinde bildirilen “Otluk ... Mardin” adresine gönderilen ödeme emrinin adres yetersizliğinden değil, "muhatabın adresten taşındığı" şerhi ile 19.3.2018 tarihinde bilâ tebliğ iade edildiği ve bunun üzerine bu kez mernis adresi olan “... Cad. No: 52/16 ...” adresine 28.5.2018 tarihinde TK’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca çıkartılan tebligatta tebligat zarfı üzerinde ""mernis adresidir "" ibaresi ile birlikte tebliğ işleminin TK"nun 21/2. maddesine göre yapılacağına dair tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verildiği, dolayısıyla, tebliğ memurunca, şikayetçi borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin TK"nun 21/2. maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığı görülmüştür. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, alacaklının takip talebinde bildirdiği adres borçlunun bilinen adresi olup, bilinen adresin tespiti yönünden şikayete konu takip dosyası dışında başkaca bir takip dosyasının araştırılması mümkün değildir.
O halde, İlk Derece Mahkemesi’nce, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce, başvurunun esastan reddine hükmedilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nin 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 17.9.2020 tarih ve 2019/2108 E.- 2020/1239 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 29.3.2019 tarih ve 2018/216 E. - 2019/53 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 31/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.