Esas No: 2022/1819
Karar No: 2022/2894
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1819 Esas 2022/2894 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, eski eşinin erkek kardeşine 10.000 Euro borç verdiğini ancak parayı geri alamadığını iddia ederek, itirazın iptali, icra inkar tazminatı ve masrafların davalıya yükletilmesi talebiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar verirken, davacının temyiz başvurusu sonrasında bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Bu karar temyiz edilince, Yargıtay davacının yemin deliline dayandığı gerekçesiyle bozmuştur. Bu sebeple, sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, istinaf kararı kaldırılmış ve ilk derece mahkemesi kararı davacı yararına bozulmuştur.
6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi, temyiz edilmiş bir kararın bozulması sonucunda, o karara temyiz edilmesinin reddine ilişkin kararın da kaldırılacağını ifade eder. 371. maddesi ise bozulan bir kararın, karar veren mahkemeye geri gönderilerek yeniden yargılama yapmasını gerektirir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : MENDERES 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının eski eşinin erkek kardeşi olduğunu, ihtiyaç duyması sebebiyle 2014 yılında 10.000 Euro parayı davalıya banka yoluyla hesabına havale yapılmak suretiyle borç olarak verdiğini, parayı geri alamadığından Menderes İcra Müdürlüğünün 2018/860 esas nolu icra takibinin davalı aleyhinde başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, iş bu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle itirazın iptalini, borca esas değerin %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nin 2020/1453 E. 2021/2006 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, bu kez davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, itirazın iptali talebine dayanmaktadır. Davacı 23/09/2014 tarihinde davalının hesabına banka havalesi ile hiçbir açıklama yapmadan, borç olduğu iddiası ile 10.000 Euro göndermiştir. Davalı ise davacıdan alacaklı olduğunu belirtmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; havalenin bir ödeme vasıtası olduğu aksininin havale eden tarafından yani davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği açıklanarak, whats upp yazışmaları ve diğer delillerin soyut kalıp ispata yarar nitelik ve nicelikte olmadığından, ayrıca davacının dava ve delil dilekçesinde de yemin açıkça yazmadığından bu delile dayanma talebi de reddedilerek, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Yine ilk derece mahkemesince, "08/07/2020 tarihli celsede dava dilekçesinin incelenmesinde, dava dilekçesinde ve delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı, her türlü sair delil ifadesinin olduğu anlaşıldığı, buna rağmen görülen lüzum üzerine davacı vekilinden sorulduğu, "yemin deliline dayanmak istiyoruz" şeklinde beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır. 03/03/2017 tarihli ve 2015/2 E. 2017/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda tarafların yemin delilini başvuracaklarını dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde açıkça belirtilmesi gerektiğine, tarafın "sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller" gibi ibareler kullanılmış olmasının açıkça yemin deliline dayanmış olduğu biçimde yorumlanamayacağına, bu bağlamda hakimin ispat yükü kendisine düşen ancak açıkça yemin deliline dayanmayan tarafa "yemin teklifinde bulunma hakkını" hatırlatamayacağına" karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince de, havalenin ödeme vasıtası olarak bir borcun ödendiğine ilişkin karine teşkil edeceği, bu karinenin akışının davacı tarafça yazılı delil ile ispatlanamadığı gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafından delil bildirme süresi içinde verilen 06/03/2019 havale tarihli yazılı delil listesinde, 5 nolu delil olarak "Tanıklar Yemin" yazılmak suretiyle açıkça yemin deliline dayandığı görüldüğünden, davacıya yemin hakkı hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacının açıkça yemin deliline dayanmadığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.